(ANKARA) – Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Vekili Doğan Aydal, “Trump’ın tavsiyelerine uyup Rusya‘dan, kıyı komşumuz olması sebebiyle piyasa ortalamasının çok altında satın aldığımız petrol ve doğal gazın alımını azaltırsak veya sonlandırırsak bu Türkiye ekonomisi için ciddi bir felaket olur” değerlendirmesinde bulundu.
Aydal, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler toplantısı sonrasında ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirdiği görüşmede Türkiye adına hiçbir kazanım elde edilemediğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaret öncesinde Trump’ın oğlu ile görüşmesinin ve bunun medyaya yansımasının Türkiye’nin pazarlık gücünü ortadan kaldırdığını savunan Aydal, “Ziyaret öncesi Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye’de Trump’ın oğlu ile görüşmesi ve sonrasında medyaya yansıyan gelişmelerden, Sayın Cumhurbaşkanının elini açık ettiği ve New York’taki toplantıdaki pazarlık gücünü tamamen ortadan kaldırdığı anlaşılmaktadır. Bu olumsuz gelişmede Türk Dışişleri Bakanlığı’nın gerekli önlemleri almadığı anlaşılmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
“Suriye ve Gazze konusunda somut gelişmeler olmadı”
Görüşmelerde Gazze ve Suriye’deki gelişmelerin gündeme geldiğini söyleyen Aydal, ancak İsrail’in saldırılarının devam ettiğini, SDG konusunda da somut bir ilerleme olmadığını belirterek, şöyle devam etti:
“Gazze ve Suriye’deki SDG ile ilgili ne konuşulduğu bilinmemekle beraber Gazze’de herhangi bir olumlu gelişmenin olmadığı, İsrail’in devam eden saldırıları ile ortadadır. Parası yıllarca önce ödenen ve halen ABD’de hangarda bulunan F-35 alımı ile ilgili en küçük bir gelişme olmamıştır. F-16 uçaklarının modernizasyonu ve yedek parça alımı ile ilgili herhangi bir gelişme olmamıştır. Hükümetçe ‘milli ve yerli’ olarak tanıtılan KAAN uçaklarının motorunun F-16 motoru olduğu ve pilot fırlatma sistemi ile birlikte ABD lisanslı olduğu, ABD’nin lisansı iptal etmesiyle ortaya çıkmıştır. Geçmişte T 129 ATAK helikopter yapımındaki hata tekrarlanmış, Pakistan ve Endonezya’ya yapacağımız söylenen ihracatlar lafta kalmıştır. S400 sistemlerimiz ile ilgili ne gibi konuşmalar olduğu ise henüz bilinmemektedir.”
“ABD’nin tavsiyeleri Türkiye için oluşacak felaketlerin başlangıcıdır”
Aydal, ABD Başkanı Trump’ın “tavsiye” olarak nitelendirdiği isteklerinin de Türkiye için ültimatom niteliğinde olduğunu savunarak şu değerlendirmelerde bulundu:
“Daha çok yakın zamana kadar petrol tedarikimizi çok farklı ülkelerden alıyorduk. Bazı ülkelerin Türkiye’nin 2015 petrol ithalatı içindeki oranı şöyleydi; Irak yüzde 29, Rusya yüzde 18, İran yüzde 14, Hindistan yüzde 8, Suudi Arabistan yüzde 6,5, İsrail yüzde 4,5, İtalya yüzde 4, Yunanistan yüzde 3,5. ABD’nin İran ile ilgili tavsiyeleri sonrasında İran’dan alımlarımız yüzde 0,6 seviyesine düşmüştür. Irak, Suriye, İsrail gibi ülkelerde oluşan savaş ortamları tedarik haritamızı tamamen değiştirmiştir. Türkiye petrol ve doğal gaz ihtiyacının büyük bölümlerini Rusya’dan almaya başlamıştır. ABD ise Türkiye’nin Rusya’dan petrol almasını istememektedir. Türkiye petrol açısından zengin bir ülke değildir ve ihtiyacının yaklaşık yüzde 68’ini Rusya’dan almaktadır. Benzer bir durum doğal gaz için de geçerlidir. Türkiye doğal gaz ihtiyacının yüzde 71,73’ünü boru hatlarıyla, yüzde 28,27’lik bölümünü ise LNG olarak satın almaktadır. Doğal gaz ithalatımızın yüzde 42,27’si Rusya’dan alınmaktadır.
Trump’ın tavsiyelerine uyup Rusya’dan, kıyı komşumuz olması sebebiyle piyasa ortalamasının çok altında satın aldığımız petrol ve doğal gazın alımını azaltırsak veya sonlandırırsak bu Türkiye ekonomisi için ciddi bir felaket olur. Petrol ve doğal gaz sıkıntısına girecek olan Türkiye’de her türlü malzeme taşımacılıktan askeriye kadar birçok konuda krize girilir. Günlük ihtiyacı 1 milyon 135 bin varil petrol olan Türkiye için Gabar’da çıkartılan günlük 80 bin varil petrol ihtiyacın en fazla yüzde 7’si kadardır. Karadeniz’de büyük masraflarla çıkardığımız yıllık yaklaşık 2 milyar metreküplük doğal gaz ise ihtiyacımızın ancak yüzde 4’ü kadardır.”
“ABD menşeli denilerek bize İsrail doğal gazı satacaklar”
Aydal, ABD ile yapılan 2025-2045 yıllarını kapsayan 70 milyar metreküplük LNG anlaşmasına işaret ederek, bu gazın aslında İsrail doğal gazı olacağını iddia etti. ABD’nin istediği stratejik öneme sahip nadir toprak elementlerinin bulunduğu maden sahalarının asla verilmemesi gerektiği uyarısında bulunan Aydal, şunları kaydetti:
“Anlaşılan, ABD menşeli denilerek İsrail doğal gazı Türkiye’ye getirilecektir. Hükümetin ifade ettiği gibi gerçekten milyarlarca metreküp doğal gazı Karadeniz’de bulduysak, bu Amerikan menşeli gaz alımına niye ihtiyaç duyulduğu anlaşılamamıştır. ABD’nin önemli bir talebi de, Eskişehir Mihalıççık ilçemizdeki Beylikahır bölgesinde nadir toprak elementlerinin bulunduğu alanın maden ruhsatlarıdır. Malatya Hekimhan-Kuluncak Burdur ve Isparta diğer potansiyel alanlarımızdır. Bu elementlerin tabiattaki miktarları az olmasına karşılık kullanıldıkları yerler bakımından çok önemlidirler. Nadir toprak elementlerinin adlarında geçen nadir sıfatı tabiatta bulunma sıklığının azlığından ziyade, cevherlerin işlenerek kullanıma sunumunun zorluğundan kaynaklanmaktadır. Lantan, seryum, praseodim ve neodim gibi elementleri içeren nikel metal hidrit bataryalar elektrikli araçların enerji sistemlerinde yaygın kullanılmaktadır. Nadir toprak elementlerinden üretilen mıknatıslar, özellikle rüzgar türbinleri ve elektrikli motorlar için çok önemlidir.
Bu metaller sadece enerji sektöründe değil, savunma sanayisi için de çok değerlidir. Örneğin prometyum güdümlü füze sistemlerinde kullanılmaktadır. Ayrıca bu elementin taşınabilir X-ışını cihazlarında, uzay sondalarında ve uydularda ek ısı veya enerji kaynağı olarak kullanılması da önemli araştırmalar içindedir. Ayrıca çeşitli katalizörler, alaşımlar, parlatıcılar, seramikler başta olmak üzere birçok yerde kullanılmaktadır.
Özet olarak ifade etmek gerekirse, nadir toprak elementleri malzeme üretiminde ağırlıkça kullanım miktarlarının az olmasına karşın malzemeye kazandırdığı üst düzey mekanik, manyetik, elektrik ve optik özellikler sebebiyle çok değerlidirler. Bu sebeple bu madenlerimizin ruhsatları asla verilmemelidir.”
“Heybeliada Ruhban Okulu açılacaksa karşılığında Atina’da da ilahiyat fakültesi açılmalıdır”
Aydal, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması yönündeki taleplere karşılık, Türkiye’nin mütekabiliyet ilkesini işletmesi gerektiğini ifade etti ve şunları kaydetti:
“Heybeliada Ruhban okulunun açılması ile ilgili tavsiyesine de Sayın Cumhurbaşkanımızın olumlu baktığı yönünde haberler mevcuttur. Türkiye’de konuyla ilgili konuşma olacağı ile ilgili beyanatlar vardır. Bu konuda da mütekabiliyet ilkesi aranmalı ve Heybeliada Ruhban okulu illa açılacak ise karşılığında Atina’da ilahiyat fakültesi açılmalıdır.
Bütün bu olumsuz gelişmeleri görünce, bu tavsiyelere her durumda uyacaksak, Trump’ı ziyarete ve lüzumsuz birçok Trump konuşmasını dinlemeye ne gerek vardı diye düşünmeden edemiyor insan.”