Vanlı Çiftçilerden ‘Şap’ Tepkisi: “Durum İçler Acısı. Bizi Büyük Sermaye Sahiplerine Teslim Edin Bu İş Bitsin”

Haber: İshak KARA

(VAN) – Van‘da tarım ve hayvancılıkla geçinen üreticiler, ekonomik sıkıntılarla birlikte bu yıl şap hastalığı ile mücadele ediyor. Çiftçi Mehmet Malat, “Bizim içinde olduğumuz durum içler acısı. Çoluk çocuğumuzla beraber kendi alternatif tedavilerimizle şu an hayvanımızı tedavi ediyoruz ve yalnız bırakıldık. Bakan Bey’e söylüyorum; aile işletmelerini bitirmek gibi derdiniz mi var? Bunu dolaylı yapmayın. Bizi büyük sermaye sahiplerine teslim edin bu iş bitsin” dedi.

Geçmişte tarım ve hayvancılık kenti olan Van’da son yıllarda artan girdi maliyetleri ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle üreticiler zor günler yaşıyor. Şap hastalığının yayılmasıyla birlikte bazı hayvan pazarları kapatılırken, hayvan hareketlerini kısıtladı. Bu durum, üreticilerin gelirlerini doğrudan etkilerken süt ve et üretiminde düşüşe yol açtı. Süt ve et fiyatlarındaki artış, tüketiciye de yansırken, üreticiler de zararına satış yapmak zorunda kaldıklarını ifade etti.

“Aşıların hiçbir faydasını görmedik”

Ali Yürgüç isimli bir vatandaş, şunları söyledi:

“Başta bizim yöremizde tarımı bitirdiler. Normal su kanallarımız varken baraj yaptırıp başka insanlara da peşkeş çektirdiler. Sulamadığımız arazilerimizin su parasını veriyoruz. Şu anda hayvanlarımızın hastalıklıyla uğraşıyoruz. Yem pahalı, kendi ürettiğimizi alamıyoruz. Hayvancılık öldü. Buna bir çare bulunmasını istiyoruz. Sözde aşı verdiler. Aşının normalde 6 ay bu varyasyonun ulaşmaması lazım. Hiçbir faydasını görmedik. Aşıların hiçbir faydasını görmedik. Kendi çabalarımızla tedavi yapıyoruz. O da işe yaramıyor. Yani bunlara bir çare bulsunlar. Bu varyasyonla bir çare bulsunlar. İnsanlara bir çare bulsunlar. Bu insanlar daha doğrusu kendi yağlarında kavruluyorlar. Bir de hayvanları telef olunca yapacakları başka bir şey yok yani.”

“Herhangi bir istikrarı olmayan bir sektöre adım atmış olduk”

Mehmet Malat ise şunları söyledi:

“Ufak bir aile işletmesi olarak süt sığırcılığına başlamaya karar verdik ve biz bu kararı verirken aslında farkında olmadan bir yığın sıkıntının, bir yığın stresin içine girmeyi de artık göze almıştık. Artık işin içindeydik. 2018’den beri hayvancılık ve tarımda her gün kötüye giden bir grafik başladı. Her gün kötüye giden, üstüne daha da kötüsü olan, herhangi bir istikrarı olmayan bir sektöre adım atmış olduk. Zaman içerisinde bu hayvancılık bize hiçbir faydası olmadı. Bizi sıkıntıdan sıkıntıya koşturdu. Bugün, yarın iyi olacağız, güzel günler bizi bekliyor derken en kötü günlerin geleceğinden habersizdik açıkçası. Biz bu sıkıntıları yaşarken bu sektörü yönetenler, bu sektörün başındakiler acaba bir bizden haberleri var mı? Biz bunu söylüyoruz. Gerçekten bizden haberleri var mı? Tarım ve hayvancılık perişan durumda. 62 yıldır Almanya’da şap hastalığı görülmüyor. Burada da maalesef üstüne koyarak devam ediyor.

“Aile işletmelerini bitirmek gibi derdiniz mi var?”

6 ay önce burada mutasyona uğramış haliyle yeni bir hastalıkla karşı karşıya kaldık. ve buna devlet aşı gibi çözümler üretti ama aşı günün sonunda hiçbir işe yaramadı. Karantina uygulamaları başlandı ama ellerinde hiçbir veri olmadan kalktılar. Hastalık bitmeden baskılara dayanamayıp hayvan pazarlarını açmak zorunda kaldılar. Burada hayvan pazarlarının açılmasıyla beraber ne oldu? Bu hastalık, bu virüs tam zirve noktasına, pik seviyesine çıktı. Ne oldu bu pik seviyesine çıkarken? Bizim gibi özverili çalışmayı kendine hedef koymuş, aile işletmeleri günün sonunda yerle yeksan oldu. Perişan oldu. Biz üretimden düştük. Bizim içinde olduğumuz durum içler acısı. Gerçekten içler acısı. Çoluk çocuğumuzla beraber kendi alternatif tedavilerimizle şu an hayvanımızı tedavi ediyoruz ve yalnız bırakıldık. Bakan Bey’e söylüyorum. Aile işletmelerini bitirmek gibi derdiniz mi var? Bunu dolaylı yapmayın. Çıkın anlatın. Bizi büyük sermaye sahiplerine teslim edin. Bu iş bitsin. ya da hayvan varlığını azaltarak ithalatın yolunu mu aşmayı planlıyorsunuz? Bunu da bize söyleyin. Bize bu eziyeti vermenize gerek yok. Siz tarım ve hayvancılık planlamasını yaparken eli nasırlı çiftçilerden bir öneri alıyor musunuz? Çok merak ediyoruz.

“Daha duyarlı bir bakan ve bakanlık çalışanları istiyoruz”

Gittiğiniz hangi ilde kaç tane çiftçiyle oturdunuz, toplantı yaptınız? Biz bu soruların cevabını istiyoruz. Biz daha duyarlı bir bakan ve bakanlık çalışanları istiyoruz. Daha istikrarlı bir tarım ve hayvancılık politikası istiyoruz. Biz bu soruların cevabını istiyoruz gerçekten. Bugün bu hastalıkla mücadelede gerçekten yalnız bırakılmışız. ya hastalığın bir mücadelesi de yok. Kimse bu hastalıkla ilgili bir çalışma da yapmıyor. Sadece işte üniversiteden çıkmış, gelmiş veteriner hekimler hiçbir pratik bilgisi olmadan bizim de kendi başımıza yapacağımız aşıları yapmaktan başka ki aşılar da işe yaramıyor. Bu aşılardan başka yapacakları hiçbir şey de yok. Ne hayvan var ne süt var ne bir şey var. Hala bizim tek umudumuz, bizim tek alternatifimiz ithal etmek. Bu koca ülkede sadece bir alternatifimiz var. Bir planımız var; başkalarının ürettiğini satın almak.”