UNEP’den Temiz Enerji İçin Kritik Minerallerde Sorumlu Finansman Çağrısı

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) temiz enerji dönüşümüyle talebin giderek arttığı kritik minerallerde sürdürülebilir üretim için “sorumlu finansman ve yatırım” çağrısında bulundu.

UNEP bünyesindeki Uluslararası Kaynak Paneli tarafından hazırlanan ve dünyadaki kritik mineral talebi, üretimi, ticareti ve finansmanına ilişkin gelişmelerin analiz edildiği “Sürdürülebilir Kalkınma için Enerji Dönüşüm Minerallerinin Sorumlu Tedarikinin Finansmanı” raporu yayımlandı.

Buna göre, dünyada kritik mineral çıkarımı 1970’ten beri beş kat arttı. Güneş panelleri, rüzgar türbinleri ve bataryalar gibi temiz enerji teknolojilerinde kritik minerallerin yoğun şekilde kullanılması, bu minerallere yönelik talebi artırdı. Dünyada temiz enerji dönüşümünün hızlanmasıyla, kritik mineral talebinin artmaya devam etmesi bekleniyor.

Bu kapsamda UNEP, sermaye yoğun ve yüksek riskli bir sektör olan bu alana yönelik sorumlu finansman sağlanması ve yatırımların da bu anlayışla yapılması çağrısında bulunuyor.

Geri dönüşüm hedefleri, devlet destekli finansman ve vergi teşvikleri, eko-tasarım için teşvikler veya geri dönüşüm tesislerini finanse edecek yeşil tahviller gibi önlemlerin, yeni ham madde ihtiyacını düşürebileceği öngörülüyor.

Ayrıca, şeffaflığın artırılması, yerel koşullara uygun ruhsatlandırma süreçlerinin sağlanması ve kapasite geliştirme gibi uygulamalarla, bu sektör için “uluslararası sürdürülebilirlik çerçevesi” oluşturulabileceği ve böylece çevresel ve sosyal risklerin yönetilmesinde resmi finans kaynaklarına erişimin artırılabileceği belirtiliyor.

Uluslararası Enerji Ajansına göre, dünyada 2050’ye kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşılabilmesi için kritik minerallere yönelik madencilik yatırımlarının 2030’a kadar 450 milyar dolara, 2040’a kadar ise 800 milyar dolara ulaşması gerekiyor.

Uluslararası Kaynak Paneli Eş Başkanı Janez Potocnik, rapora ilişkin değerlendirmesinde, sürdürülebilir finansman sayesinde “sorumlu madencilik” anlayışının kural haline gelebileceğini kaydederek, “Enerji dönüşümü için gerekli mineral ve metallere yönelik talep, insan haklarına ve çevreye saygı gösterirken sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlayan bir madencilik sektörü gerektiriyor.” ifadesini kullandı.