Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, geçen yıl AR-GE harcamalarına 179 milyar lira bütçe ayrıldığını belirterek, “AR-GE harcamalarının bütçeden aldığı pay yüzde 1,38’den yüzde 1,51’e çıkartılmış 2022’den 2024’e geldiğimizde.” dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Ticaret Bakanlığının desteği ve “Tomorrow: Now (Gelecek: Şimdi)” ana temasıyla bu yıl 12’ncisi düzenlenen Türkiye Innovation Week 2025 (TIW-Türkiye İnovasyon Haftası), Haliç Kongre Merkezi’nde devam ediyor.
Anadolu Ajansının (AA) Global İletişim Ortağı olduğu etkinlik kapsamında “Yapay Zekada Kamu Vizyonları, Özel Sektör ve FinTech Modelleri” başlıklı panel düzenlendi.
Oturumda konuşan Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdürü Kılıçkaya, TİM ve alt ihracatçı birlikleri ile Bakanlık arasında organik bir ilişki bulunduğunu belirterek, bunun dünyada pek de benzer bir örneğinin bulunmadığını, dış ticarete ilişkin politikaları işbirliği halinde oluşturduklarını söyledi.
Türkiye Innovation Week’in önemine işaret eden Kılıçkaya, “İnovasyon, tasarım, markalaşma ve sürdürülebilirlik varsa, bu başlıklarda yatırım ve üretim yapıyorsanız orta ve uzun vadede rekabetçi olabilirsiniz. Dünyada 200’den fazla ülke, herkes mal satmaya çalışıyor. Siz farklı olursanız ürün satabilirsiniz.” diye konuştu.
Kılıçkaya, 12 yıl önceye göre Türkiye’nin ihracat değerinin yaklaşık 2 kat arttığını kaydederek, “Ama dünyanın ihracatı 1,3 kat artmış. Bu da güzel bir tesadüf. Tabii ki ihracatımızın büyümesinde ve gelişmesinde birçok parametre var ama inovasyon çalışmalarının önemli etkisi olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
TÜBİTAK, KOSGEB, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi kurumların da AR-GE, inovasyon ve yapay zeka alanlarına yönelik desteklerine işaret eden Kılıçkaya, teknolojilerde milli yetkinliğinin artırılmasının bağımsızlık için kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
“Bütçeden AR-GE’ye ayrılan pay artıyor”
Mehmet Ali Kılıçkaya, e-Devlet’in hemen hemen tüm hizmetlerin dijitalleştiği bir platform olduğunu ifade ederek, “Dijitalleşmede vizyonumuz bu olmalıdır. Dijitalleştirdiğimiz devlet hizmetlerini bir süre sonra daha akıllı hale getirmemiz gerekiyor.” diye konuştu.
AR-GE’ye yönelik desteklere değinen Kılıçkaya, “Devletimiz AR-GE harcamalarına geçen yıl 179 milyar lira bütçe ayırmış. Depreme rağmen dikkatinizi çekmek istiyorum. AR-GE harcamalarının bütçeden aldığı pay yüzde 1,38’den yüzde 1,51’e çıkartılmış 2022’den 2024’e geldiğimizde. Yine GSYH’deki AR-GE payı artıyor. Bunlar güzel gelişmeler ama gidilecek çok mesafe var.” şeklinde konuştu.
Kılıçkaya, yapay zeka, AR-GE ve inovasyon konularında tüketici değil her zaman ana oyuncu olmak istediklerini sözlerine ekledi.
“Yapay zeka kalkınma planının bir parçası olmalı”
Ziraat Teknoloji Genel Müdürü Bayram Tuzcu da yapay zekanın istihdam, finans sektörü ve birçok alanla etkileşiminin olduğunu belirterek, firmaların ve ülkelerin inovasyondan geri kalmamak için her geçen gün yeni politikaları devreye aldığını söyledi.
Yapay zeka alanında Çin, Kanada, AB ve ABD gibi ülke ve bölgelerin geldiği son noktadan bahseden Tuzcu, “Yapay zeka ekosistemi çok denklemli bir ekosistem. Bizim de ülke olarak kısa, orta ve uzun vadeli stratejilerimizi ve hedeflerimizi belirlememiz gerekiyor. Kalkınma planlarının bir parçası olarak deklare etmeli ve daha uzun soluklu, güncelleyerek daha detaylı hale getirmeliyiz.” ifadelerini kullandı.
Tuzcu, orta ve küçük ölçekli işletmelere yapay zeka konusunda destek verilmesi gerektiğinin altını çizerek, destek paketleri hazırlanmasının önemine işaret etti.
“Geleceği oturup beklemek yerine onu şekillendirmeliyiz”
Amplitude Avrupa Başkan Yardımcısı Tansu Yeğen ise yapay zekanın iş dünyasına etkilerine değinerek, yapay zeka nedeniyle 2030’a kadar dünyada 300 milyon iş kaybının yaşanabileceğinin konuşulduğunu aktardı.
Bu gelişimi yönetmenin çok ciddi sorumluluk olduğunu dile getiren Yeğen, “Çünkü gelecek oturup bekleyeceğimiz bir şey değil, ister önünde ister arkasında olalım onu mutlaka şekillendirmeliyiz. Ama bu süreçte teknoloji insan potansiyelini artırmalı onun yerine geçmemeli.” dedi.
Yeğen, bu süreçte 4 önemli husus olduğunu kaydederek, “Birincisi insan ve yapay zeka entegrasyonu için etik çerçeveler oluşturmak, ikincisi herkese adil erişim sağlamak, üçüncüsü bizi benzersiz kılan insani özelliklerimizi nasıl koruyacağımıza odaklanmak, dördüncüsü de istediğimiz geleceği şekillendirmek için açık diyaloğa girmek.” diye konuştu.
“Avrupa’nın yapay zekadaki düzenlemesi global bir yaklaşım olabilir”
Robotik ve Yapay Zeka Düzenlemesi Avrupa Merkezi (EURA) Direktörü Andrea Bertolini de bu alandaki düzenlemelerin önemine işaret ederek, bu konuda hayata geçirilen mevzuatlara ilişkin örnekleri paylaştı.
AB’nin yapay zekayla ilgili kurallarından bahseden Bertolini, “Yapay zeka tamamen farklı bir oyun. Avrupa’nın bu konudaki düzenlemesi global bir yaklaşım olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
“Finans ve yapay zekanın kesişim noktasında heyecan verici gelişmeler yaşanıyor”
Türk Ticaret Bankası Uygulama Geliştirme Direktörü Gökhan Özdemir ise finans ve yapay zekanın kesişim noktasında sürekli heyecan verici gelişmeler yaşandığını belirterek, bu alandaki son büyük atılımlara ilişkin bilgiler verdi.
Ödeme sistemlerinde ve süreçlerinde yapay zekanın kullanımındaki gelişmelere değinen Özdemir, “Bu sistemler insan müdahalesine gereken kalmadan faturaları inceleyebiliyor, gerekli aksiyonları alıyor, tedarikçilerle koşulları müzakere edebiliyor ve ödeme yapabiliyor. Finansal durumunuza göre optimum bir çözüm bulup finansal danışman gibi çalışabiliyor.” ifadelerini kullandı.
Özdemir, son dönemde öne çıkan öncü aracı ödeme teknolojisi “agent payment” sistemine ilişkin bilgiler vererek, yakın zamanda Türkiye’de de bu modelin uçtan uca uygulanabileceğini sözlerine ekledi.