TEDMEM, ‘Bir Bakışta Eğitim 2025’ raporunun Türkiye verilerini değerlendirdi

TÜRK Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM, OECD’nin 9 Eylül’de yayınladığı ‘Bir Bakışta Eğitim 2025’ raporunu değerlendirdi. Rapora göre, Türkiye‘nin son 10 yılda okul öncesi eğitime katılım oranını iki katına çıkararak OECD ülkeleri arasında en hızlı ilerleme kaydeden ülkelerden biri olduğu aktarıldı.

TEDMEM, OECD’nin ‘Bir Bakışta Eğitim 2025’ raporunun Türkiye verilerini değerlendirdi. TEDMEM, raporunun açıklanmasının ardından, Türkiye için öne çıkan verileri şöyle sıraladı:

“Türkiye’de 18-24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 31,3’ü ne eğitimde ne istihdamda. OECD ülkeleri ortalamasında bu oran yüzde 14,1.

“Türkiye’de ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların oranı (yüzde 41,6) erkeklerin oranının ( yüzde 22,1) neredeyse iki katıyken iken, OECD

ortalamasında aradaki fark yalnızca 1,5 puan Üniversite Mezunlarının 4’te 1’i İstihdamın Dışında

“Türkiye, hem lise mezunları (yüzde 63) hem de üniversite mezunları (yüzde 75,4) için en düşük istihdam oranına sahip OECD ülkesi.

“OECD ortalaması: lise mezunlarında yüzde 77,6, üniversite mezunlarında yüzde 87,1.

“Türkiye’de 25-64 yaş aralığındaki üniversite mezunlarının yüzde 24,6’sı istihdamda değil.

EĞİTİM DÜZEYİNDE İLERLEME VAR

“OECD ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de, 25-34 yaş grubunda lise mezunu olmayanların oranı düşüş eğiliminde. 2019’da lise mezunu olmayan genç yetişkinlerin oranı yüzde yüzde 41’ken 2025’te bu oran yüzde 28’e geriledi. Aynı dönemde üniversite mezunlarının oranı da yüzde 35’ten yüzde 44’e yükseldi.

“Aynı yıllar arasında lise mezunu olmayan genç kadınların oranı da yüzde 43’ten yüzde 28’e gerileyerek erkekler ile neredeyse aynı seviyeye geldi.

“2013-2023 yılları arasında 3-5 yaş aralığındaki çocukların okul öncesi eğitime katılım oranının en çok arttığı ülkelerden biri Türkiye oldu. Oran yüzde 28’den yüzde 51’e yükselse de, OECD ülkeleri ortalamasına bakıldığında ( yüzde 85 ) bu yaş grubunda okul öncesi eğitime katılım oranının en düşük olduğu ülke Türkiye.

“3 yaşta okul öncesi eğitime katılım oranı yalnızca yüzde 15 (OECD ortalaması yüzde 79).

“5 yaşta Türkiye yüzde 98 ile OECD ortalamasını (yüzde 86) aşsa da, 4 yaşta bu oranın yüzde 50’nin altında olduğu tek ülke.

“Türkiye’de 15-19 yaş aralığında eğitime katılım oranı yüzde 79, OECD ortalamasında ise bu oran yüzde 84.

“Türkiye’de 2013’te tüm lise öğrencilerinin yüzde 45’i meslek lisesi öğrencisiyken, bu oran 2023’te yüzde 35’e geriledi.

“Türkiye’de öğrencilerin yüzde 64’ü lisans eğitimini teorik süresinde tamamlıyor. ( OECD ortalaması yüzde 43)

“Türkiye’de üniversitenin ilk yılında okulu bırakma oranı yalnızca yüzde 1 (OECD ortalaması yüzde 13).

“Öğrencilerin yüzde 42’si ortaöğretimden mezun olduktan sonra yükseköğretime en az 1 yıl gecikme ile başlıyor

“Türkiye’de ilkokul ve ortaokul kademelerinde toplam zorunlu öğretim süresi 8 yılda 6.251 saat. OECD ortalaması ise 9 yılda 7.604 saat.

“Türkiye’de ilkokulda ders saatlerinin yüzde 30’u okuma–yazma ve edebiyata, yüzde 17’si matematiğe ayrılıyor. Ortaokulda bu oranlar yüzde 16 ve yüzde 14’e düşüyor.

“OECD ortalamasında ise ilkokulda yüzde 25 okuma–yazma ve edebiyat, yüzde 16 matematik; ortaokulda yüzde 14 okuma–yazma ve edebiyat, yüzde 13 matematik.

“Türkiye’de ilkokulda okul tatilleri yılda 15 hafta sürüyor. OECD genelinde bu süre 13,5 hafta

“Türkiye tüm eğitim kademelerinde öğrenci başına en düşük harcama yapan OECD ülkelerinden biri.

“Türkiye’de yükseköğretim öncesinde öğrenci başına yıllık harcama: 4.032 dolar (OECD ortalaması 13.527 dolar).

“Yükseköğretimde öğrenci başına yıllık harcama 10.825 dolar (OECD ortalaması 21.444 dolar).

“2015–2022 arasında OECD ülkelerinde öğrenci başına harcama artarken, Türkiye’de geriledi.

“Türkiye’de yükseköğretim kademelerinde kamu harcamalarının payı yüzde 83,6’iken OECD ortalaması yüzde 90,1’dir.”

TEDMEM’İN DEĞERLENDİRMESİ

TEDMEM’in rapora ilişkin değerlendirmesinde ise şu ifadelere yer verildi:

‘Bir Bakışta Eğitim 2025’ raporundan öne çıkan veriler, Türkiye’nin eğitimde hem ilerleme kaydettiğini söylüyor hem de çözüm bekleyen alanlara işaret ediyor. Okul öncesi ve yükseköğretime erişim artarken, lise ve üniversite mezunlarının istihdam oranlarının düşük kalması, gençlerin önemli bir bölümünün ne eğitimde ne istihdamda olması ve öğrenci başına yapılan harcamaların OECD ortalamasının oldukça altında kalması raporda dikkat çekiyor. Buna karşın, genç yetişkinler arasında lise mezunu olmayanların oranındaki belirgin düşüş ve yükseköğretim mezunu oranındaki artış, Türkiye’nin eğitim düzeyinde olumlu bir dönüşüm yaşadığını ortaya koyuyor. Bu eğilim, uzun vadede toplumsal ve ekonomik gelişim açısından önemli fırsatlar sunma potansiyeli taşımakla birlikte, söz konusu ilerlemenin kalıcı ve kapsayıcı olabilmesi için nitelik, eşitlik ve sürdürülebilirlik boyutlarının güçlendirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla Türkiye’nin, eğitimde erişim oranlarında yakaladığı ivmeyi sürdürürken, eğitimin niteliğini artırmaya, istihdamla güçlü bağlar kurmaya ve eğitim finansmanını daha adil ve sürdürülebilir bir temele oturtmaya öncelik vermesi kritik önem taşıyor.”

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel