Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, sıkı para politikasını sürdürmeye ve sonuçlarını da kademeli bir şekilde almaya devam ettiklerini belirterek, “Enflasyon görünümünde iyileşme kaydettik” dedi.
Karahan, yılın 3. Enflasyon Raporu’nun tanıtımı amacıyla İstanbul Finans Merkezi’ndeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Yerleşkesi’nde düzenlenen bilgilendirme toplantısında konuştu.
Sıkı para politikasını sürdürmeye ve sonuçlarını da kademeli bir şekilde almaya devam ettiklerini kaydeden Karahan, enflasyon görünümünde iyileşme kaydettiklerini ifade etti.
Karahan, bu görünüm altında temmuz ayında, para politikasında gerekli sıkılığı koruyacak şekilde, politika faizini 3 puanlık bir indirimle yüzde 43 düzeyine çektiklerini aktararak, sıkı para politikası duruşunun, dezenflasyon sürecinin devamını sağlayacağını vurguladı.
Ekonomik birimlerin beklentilerindeki ayrışma ve olası oynaklıklara karşı, parasal aktarımı makroihtiyati tedbirlerle desteklediklerini belirten Karahan, bunun yanında likidite koşullarına göre etkin bir likidite yönetimi uygulamaya da devam ettiklerini aktardı.
Sıkı parasal duruşun desteklenmesi için kullanılan araçların 3 ana grupta toplandığını dile getiren Karahan, şöyle konuştu:
“Mevduata yönelik düzenlemeler ile TL mevduatın payını artırmayı ve KKM’yi (Kur Korumalı Mevduat) kademeli olarak sona erdirmeyi hedefliyoruz. Kredi büyümesine yönelik düzenlemeler ile kredi talebindeki dalgalanmaların önüne geçiyoruz ve likiditeye ilişkin adımlarımız ile sistemdeki fazla Türk lirası likiditeyi yönetiyoruz. Son dönemde, rezerv pozisyonumuzdaki iyileşme ile birlikte TL likidite seviyesi arttı. Bu dönemde, oluşan fazla likiditeyi depo alım ihaleleri ve ters swap işlemleri ile sterilize ediyoruz. Diğer taraftan, para piyasaları faizlerindeki oynaklıkları sınırlandırmak amacıyla, likidite dağılımını göz önünde bulundurarak repo ihaleleriyle fonlama da sağlıyoruz. Uyguladığımız likidite yönetimiyle para piyasalarında faizler, son dönemde politika faizine yakın seviyelerde gerçekleşiyor.”
Karahan, bileşik bazda mevduat ve ticari kredi faizlerinin yüzde 53, tüketici kredisi faizlerinin yüzde 62 civarında oluştuğunu aktararak, bu bağlamda, politika faiz indiriminin, mevduat ve kredi fiyatlamalarına beklentilerimizle uyumlu ölçüde yansıdığını bildirdi.
Temmuz PPK kararı sonrasında, temmuz ayının ilk haftasına göre tüketici kredisi faizlerinin 5,3 ve ticari kredi faizlerinin yaklaşık 5,5 puan gerilediğini ifade eden Karahan, para politikası duruşu ve makroihtiyati çerçeve sayesinde mevduat faizlerinin seviyesinin TL’ye geçişi ve tasarrufları desteklemeye devam ettiğini vurguladı.
Karahan, bireysel kredi büyümesinin ikinci çeyrekten itibaren ivmelenen kredi kartı harcamaları kaynaklı olarak hızlandığını belirterek, kredi kartı bakiye gelişmelerinde, tüketicilerin nakitle ödeme yönteminden kartla ödemeye geçmesinin de etkisi bulunduğunu söyledi.
Bireysel kredilere kredi kartı hariç bakıldığında ise daha ılımlı bir büyüme patikası gözlendiğini kaydeden Karahan, tüketici kredilerinin, iç talepteki dengelenmeyi destekleyecek bir seyirde devam etmesinin büyük önem taşıdığını dile getirdi.
Karahan, ticari tarafta ise TL kredi büyümesinin, istisna krediler hariç bakıldığında aylık büyüme sınırları ve kredi talebiyle uyumlu bir seyir izlediğini ifade ederek, TL ticari kredi büyümesinin yaklaşık yarısının istisna tutulan alanlardan geldiğini bildirdi.
Yabancı para kredilerdeki aylık büyüme sınırının da, parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek ve finansal istikrarı sağlamak amacıyla yüzde 0,5’e indirdiklerini belirten Karahan, YP kredi büyümesindeki yavaşlamanın, bununla uyumlu olarak belirginleşmiş durumda olduğunu söyledi.
KKM tarafında ise şubat ayında tüzel kişi hesapları için yeni açılış ve yenilemeleri sonlandırdıklarını vurgulayan Karahan, şu ifadeleri kullandı:
“Mevcut durumda, kalan gerçek kişi bakiyesi 12 milyar dolar seviyesinde. Bakiyenin azalması ile birlikte KKM hesaplarının yenileme ve açılma işlemlerini bu yıl sonlandırabileceğiz. Son dönemde TL mevduata olan talep güçlü olup TL payı finansal piyasalardaki oynaklık öncesindeki değerinin üzerinde seyrediyor. Nitekim TL mevduatın payı yüzde 60 ile tarihsel ortalamasına yakın bir seviyede ilerliyor. Yatırım fonlarını da dahil ettiğimizde bu görünüm değişmiyor. KKM bakiyesinin azalmış olması da Türk lirası mevduat payını artırarak parasal aktarım mekanizmasını güçlendiriyor ve merkez bankası bilançosu üzerindeki riskleri azaltıyor.”
Karahan, tarife belirsizliğinin azalmasıyla birlikte, diğer gelişmekte olan ülkelere benzer şekilde mayıs ayında ülkemize sermaye girişlerinin tekrar başladığını kaydederek, yurt dışı yerleşiklerin pozisyonlanmalarına baktığımızda nisan ayından sonraki iyileşmenin özellikle temmuz ayında belirginleştiğinin görüldüğünü söyledi.
Brüt rezervlerin 2024 yılı mart ayındaki 124 milyar dolar seviyesinden 50 milyar dolar artışla 8 Ağustos’ta 174 milyar dolara ulaştığını vurgulayan Karahan, swap hariç net rezervler ise bu dönemde 114 milyar dolar artışla 50 milyar dolara yükseldiğini aktardı.
Karahan, kararlı sıkı para politikası duruşunun piyasalardaki risk ve oynaklık göstergelerinde de iyileşmeye katkı sağladığını anlatarak, bu duruşun, enflasyonu ve enflasyona dair belirsizlikleri azaltacak şekilde sürdürdükçe risk göstergelerindeki olumlu eğilimin devam edeceğini düşündüklerini bildirdi.
(Bitti)