Rizeli bal üreticileri kahvaltıya nazaran daha çok sağlık için tüketilen balların alımında ‘güvendiğiniz üretici ve satıcıları tercih edin’ uyarısında bulunuyor.
Türkiye’de bal kullanımı oldukça yoğun. Özellikle Rize’de kahvaltı deyince akla bölgeye has çeşit çeşit ballar akla gelir. Kahvaltıdan ziyade sağlık için kullanılan ballarla da ön plana çıkan Rize’de özellikle yüksek rakımlı yaylalarda üretimi gerçekleştirilen ballar herkesin ilgi odağıdır. Karakovan balından tutun, türkülere konu olan Andon Balı, Anzer Balı, Ayder Ayder Balı’na kadar türlü türlü çiçek balının yanında şifa deposu Delibal olarak bilinen Komar Çiçeği Balı da şehirde ve çeşitli bölgelerde oldukça rağbet görüyor. İnternet üzerinden de oldukça fazla satılan ve haklarında çeşitli reklamlar yapılan bu balların tümü de gerçek bal olmayabiliyor. Dolandırıcıların vatandaşın sağlık için tükettiği bala bile sahte karıştırdığı bu ortamda üreticiler tüketicileri ‘istismar edilmeye’ karşı uyarıyor.
Rize’nin Andon diye bilinen Küçükçayır Köyü’nde dededen kalma miras gibi arıcılığını sürdüren Nazım Mengene, sadece tüketicinin değil bir üreticinin de kendi balı dışındaki bir balın gerçek olup olmadığını yiyerek anlamasının çok kolay olmadığını hatta bazen mümkün olmadığını ifade ediyor. O nedenle tüketicileri güvendikleri üreticiler veya Arıcılar Birliği vasıtası ile dolumu gerçekleşmiş, mühürlenmiş balları almaları konusunda uyaran Mengene, sağlık için tüketilen balın insanların sağlığını bozmaması için kontrollü tüketilmesini öneriyor.
“Ben bir balın sahte olup olmadığına kesin kanaat getiremiyorum”
Balın sahte olup olmadığını anlamanın en güzel yolunun üniversiteler aracılığı ile yapılan analizler olduğuna vurgu yapan Mengene, geleneksel metotların doğru olmadığını kaydederek “Bir tüketicinin balın sahtesini anlaması mümkün değil. Mesela komar balı. ya kendin yapacaksın, ya da kendin gibi güvendiğin birisini bulup ondan alacaksın yahut bunun analizlisini, yani Rize Arıcılar Birliği tarafından üniversiteye analize gönderildikten sonra dolumu yapılmış, tahlili bal alacaksın. Diğer türlü bir balın sahte olup olmadığını, şekerli olup olmadığını ben anlamıyorum da artık anlayan var mı? Nasıl anlıyor bilmiyorum. Birisi kaşığı havaya kaldırıyor ‘Akarsa baldır’ diyor diğeri ‘Akmazsa baldır’ diyor. O tür şeylere ben inanmıyorum. Çocukluğumuzdan beri arıcılık yapıyorum. Bizde deden toruna miras gibi. Ben yine de bir balın sahte olup olmadığına kesin kanaat getiremiyorum. Bazen anlıyorsun ama yine de yanılıyorsun. Bunun en güzel yöntemi ya kendin yapacaksın, ya kendin gibi güvendiğin birisini bulup ondan alacaksın, ya da tahlili mühürlüsünü alacaksın” dedi.
“Bal kristalize olarak kendini doğal korumaya alıyor”
Balın kristalize olması yani vatandaşların deyimi ile şekerlenmesi durumunun balın sahte olduğu anlamına gelmediğini aksine gerçek olduğu için kendisini korumaya aldığının bir göstergesi olduğuna vurgu yapan Mengene “Kristalize olan bal kendini doğal korumaya alıyor. Bu sahte olsa, glikozdan veya başka bir maddeden yapılmış olsa bu şekli almaz. Sen istesen de sahte bala bu şekli aldıramazsın. Bazıları bu şekerlenmiş diyor ama bu şekerlenme değil. Bu kendini doğal korumaya alıyor. Eğer bir bal kendini doğal korumaya alıyorsa bu hakiki baldır. 40 derecelik ılık bir suda beklediği zaman kristalize olmuş bal normal halini alabiliyor. Ama yüksek derece suda ısıtmaya kalkıldığında veya kaynatıldığında bütün özelliklerini kaybeder” şeklinde konuştu.
“Artık parasını bile sormuyoruz. Yeter ki iyi bal olsun”
‘Yeter ki gerçek bal olsun’ diyerek fiyatına bakmadan güvendiği kişiler bal alıp tükettiğini ifade eden Naim Balcıoğlu isimli vatandaş “Bal her sabah yerim. Çokta tüketirim. Bu ortamda bal almak çok zor. Üreticiye güveneceğim ki alıp bal yiyeceğim. Bazı arıcılar kendisinden şüphe ediyor acaba hakiki bal hangisi diye. Ben balı severim. Bende kestane balı olur, çam balı olur, bütün ballar olur ve ben yerim. Sabah kahvaltılarında tereyağı ve bal mutlaka yerim. Sahte baldan kaçabildiğimiz kadar kaçıyoruz. Sevdiğimiz, güvendiğimiz arkadaşlardan kaliteli bal alıyoruz. Ben Güneysu Kanbozluyum. Dağ balı alıyorum. Artık parasını bile sormuyoruz. Yeter ki iyi bal olsun” dedi.
“Benim anlamam mümkün değil ama anlayan varsa onu da bilmem”
Balı yine güvendiği kişiden aldığını ifade eden bir başka tüketici Emine Terzi ise “Balı yiyerek gerçek olup olmadığını anlamıyoruz. Güvendiğim yerlerden bal alıyorum, yoksa ben onu sahte mi değil mi diye anlayamam. Benim anlamam mümkün değil ama anlayan varsa onu da bilmem” ifadelerini kullandı. – RİZE