CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Trump dedi ki, ‘Hileli seçimleri en iyi bu bilir.’ Meşru olmadığını, Türkiye’de bir meşruiyetinin kalmadığını, Amerikan kamuoyunun da onu meşru bir aktör görmediğini kendi tespit etmiş. Mineraller, madenler, Boeingler, gazlar karşılığında ona meşruiyet vermiş. Buradan Erdoğan’ın gözünün içine baka baka söylüyorum. Meşruiyet okyanus ötesinden, Amerika’dan alınmaz, Bolu’dan alınır, milletten alınır” dedi.
CHP’nin düzenlediği ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinginin 59’uncusu Bolu’da gerçekleştirildi. İzzet Baysal Caddesi’nde düzenlenen mitingde binlerce kişi, ellerindeki Türk bayraklarıyla alanı doldurdu. Mitinge CHP yönetimi tam kadro katılırken, tüm milletvekilleri de mitingdeki yerini aldı. Seçim otobüsünün üzerinden halka seslenen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 21 Ocak’ta kayak merkezi Kartalkaya’da 36’sı çocuk 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangın faciasında Kültür ve Turizm Bakanı’nın baş sorumlu olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“O gün ilk görevlendirilen, Bolu’nun evladı olan, her birisi bağımsız ve iyi eğitimli 7 kişilik bilirkişi heyeti, verilen üç günlük sürede sorumluları saptadı, raporunu hazırladı, teslim etmeye gitti. Baktılar bilirkişi heyeti, ‘İl Özel İdaresi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı’ diyor. Ne yazıyorsa onu vermişler. Aldılar bilirkişi raporunu, ‘Bunu böyle teslim alamayız. Buradan bizim bakanları çıkarın. Buradan bakanlığı kaldırın. Bolu Belediyesini yazın’ dediler. Biz, böyle yangınlarda, böyle felaketlerde bu meselenin siyaset üstü ele alınmasını isteriz. Açık açık ilk gün, ‘Sorumluluk kimdeyse sonuna kadar gidilsin’ dedik. Ama o gün yaptıkları işle, dışarıdan heyet getirmelerle ve pek çok talebe rağmen, yani Danıştay’da daire başkanının yüreği yanmış, anlatıyor, Meclis’te konuşuyor, dinlerken herkesin dudakları titriyor. Bolu’da AK Parti’ye çok emek vermiş ailelerin canları yandı. Ortak talep şu; kimseyi korumayın, kimseyi sakınmayın. İzin vermeyerek sorumluların yargılanmasına engel olmayın dedik. Bunların hepsini yaptılar. Hala daha baş sorumlu bakanı orada tutuyorlar, koruyorlar. Yazıklar olsun. Adalet gelene kadar Kartalkaya ailelerinin sizler yanında duruyorsunuz, bizler de yanlarında duruyoruz. Bundan sonra da yanlarında durmaya devam edeceğiz. İktidar olduğumuzda başta Soma davasındaki 301 evladımızın adalet talebi olmak üzere, Soma’dan Kartalkaya’ya kadar, Hendek’i ile Afyon’u ile Çorlu’su ile ve daha sayamadığım onlarcasıyla yüreğinde adalet talebi iktidar tarafından yönlendirilen bu yargıya takılan herkese söylüyorum. Yüreğinizi ferah tutun. Gün gelecek o davalar yeniden görülecek. Hak yerini bulacak, adalet yerini bulacak.”
ENFLASYON RAKAMLARINA TEPKİ
CHP Lideri Özel, açıklanan enflasyon rakamlarına da tepki göstererek şunları söyledi:
“Bugün enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK’e göre enflasyon aylık yüzde 3.2, yıllık yüzde 33 ama gerçek enflasyon ENAG ölçtüğünde yıllık yüzde 63. Arada yarı yarıya fark var. Maalesef bu yarı yarıya fark, emeklinin maaşından, asgari ücretlinin alacağı zamdan, memurun maaşından çıkıyor. Hesaplar TÜİK’e göre yapılıyor. TÜİK, ‘Tayyip’i üzmeyen İstatistik Kurumu’nun baş harfleri’ biliyorsunuz. Ama diğer tarafta yoksulluk artık katlanılamaz bir noktaya geliyor. Bakın bugün, geçtiğimiz hafta açıklanan rakama göre, resmi yoksulluk sınırı 91 bin lira oldu. Herkes fakir olduğu için Erdoğan hiçbirimizi sevmiyor. Ama size şunun sözünü veririm; biz mevcut fakiri seviyoruz ama fakirliği sevmiyoruz. Ant olsun ki bu parti iktidar olacak. Bu meydanda bir tane fakir kalmayacak. Bolu’da bir tane fakir kalmayacak. Zor bir şey söylemiyoruz. 40 harami var. 43 büyük firma. Bunlardan bütün ihaleleri alanlar, keyfi yerinde olanlar. Bunlar için bütçeye geçen sene 700 milyar liralık vergi gelirinden vazgeçme parası koydular. Bütçeye bunun hesabını koydular. Üretiliyor, kazanıyor, vergisi belli oluyor, ödeyeceği vergiden bizimkiler vazgeçiyor. Oysa bu vatandaşın, şu gariban vatandaşın bir tanesinin 10 lira vergisini affetmezler. Faiziyle, kapısına hacziyle gelirler ama iş zenginlere gelince akıl almaz işler yapıyorlar. Bu, biraz önce söyledim, 19 Mart darbesine harcadıkları para 160 milyar dolar. Çiftçilere ödenen, yani az buluyoruz, artsın diyoruz ya, ödenen toplam desteğin 100 katını o darbeye harcadık. Emekli maaşını asgari ücret yap diyoruz, ‘Para yok’ diyor, 150 katını harcadılar. Asgari ücreti 30 bin lira yap ama aradaki farkı da küçük esnafa destekleme olarak öde diyoruz. Buna lazım olan paranın 120 katını harcadılar. Yani bu meydanda bir tane fakir kalmayacak lafı boş bir laf değil.”
‘BİZ FİLİSTİN MESELESİNDE YANARLI DÖNERLİ İŞLERİN İÇİNE GİRMEYİZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretini de eleştiren Özel, şunları söyledi:
“Biz Filistin meselesinde yanarlı dönerli işlerin içine girmeyiz. Karaoğlan Yaser Arafat’a ne destek verdiyse, Özgür Özel de Mahmud Abbas’a o desteği verir. Erdoğan kendine çalıştı, yetmedi. Zenginlere çalıştı, yetmedi. Şimdi kime çalışıyor? Trump’a çalışıyor. Dünyanın en acımasız alışverişi; o kadar zengin ülke, bu kadar yoksulluk, zorluk içinde yaşayan bir ülke. Onların bize katkı yapması gerekirken gidiyor, anlaşma yapıyor. 250 tane Boeing alacak. Fahiş fiyata Amerika’dan sıvılaştırılmış gaz alıyor. Türkiye’de Eskişehir’dekiler başta olmak üzere çok kıymetli mineralleri, nadir elementleri Trump istediği için, aynı Ukrayna’da olduğu gibi Trump’a vermeye çalışıyor. Peki bunları yapıp da karşılığında ne alıyor? Hiçbir şey. Ne almış biliyor musunuz? Kendisi için meşruiyet almış. Ben söylemiyorum. Ben söylesem çıkıp itiraz etmekte haklı. Demesi lazım ki, ‘Ben seçime girdim de, seçimden çıktım da, o da bu da.’ Meşruiyetin iki ayağı var. Birisi sandıktan çıkacaksın ama sonra demokratik ve adil yöneteceksin. Ben, sandıkla ilgili kısmıyla bunu getiren anayasa değişikliğinin öncesinde, sırasında, sonrasında olanlar başta OHAL olmak üzere zaten meşruiyeti tartışmalı. Ama dese ki, son sandıktan çıktım, devamında da adil yönetmedin, demokratik yönetmedin. Ama bunları Ana Muhalefet Lideri olarak ben değil, gidip de icazet aldığı, yan yana poz vermek için uğraştığı Trump söylüyor. Gitmeden önce Trump’ın Ankara Büyükelçisi, ‘Hiç aklıma gelmemişti. Trump çok zeki bir adam. Erdoğan’a meşruiyetini vereceğim. Her şey güzel olacak. Her şeyi alacağım’ diyor. Gittiği gün Filistin’le ilgili bir soruya, ‘Trump savaşı bitiremedi’ dedi diye bu sefer Dışişleri Bakanı, Erdoğan hakkında ‘5 dakika görüşmek için yalvarıyorlar. Erdoğan da gelecek, görüşecek. Bütün meseleler burada biter. Bir de ileri geri konuşuyorlar’ diyor. Bu büyükelçi, o Dışişleri Bakanı bunu dedikten sonra hiçbir şey olmamış gibi Trump’ın yanına gitti. İlk cümle ne? Trump dedi ki, ‘Hileli seçimleri en iyi bu bilir.’ Meşru olmadığını, Türkiye’de bir meşruiyetinin kalmadığını, Amerikan kamuoyunun da onu meşru bir aktör görmediğini kendi tespit etmiş. Mineraller, madenler, Boeingler, gazlar karşılığında ona meşruiyet vermiş. Buradan Erdoğan’ın gözünün içine baka baka söylüyorum. Meşruiyet okyanus ötesinden, Amerika’dan alınmaz, Bolu’dan alınır, milletten alınır.”
Haber-Kamera: Mutlu YUCA-Zübeyde ÖZMEN/BOLU