Özgür Özel: Dünyaya ‘Kuzey Kıbrıs’ı tanıyın’ diyorsanız önce kendiniz tanıyacaksınız

Ozgur Ozel Dunyaya Kuzey Kibrisi taniyin diyorsaniz once kendiniz taniyacaksiniz Ozgur Ozel Dunyaya Kuzey Kibrisi taniyin diyorsaniz once kendiniz taniyacaksiniz

Ozgur Ozel Dunyaya Kuzey Kibrisi taniyin diyorsaniz once kendiniz taniyacaksiniz

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Dünyaya ‘Kuzey Kıbrıs’ı tanıyın’ diyorsanız önce kendiniz tanıyacaksınız, oranın iradesine saygı duyacaksınız” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, hafta sonu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldığını ve kardeş parti olarak nitelendirdikleri Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin lideri Tufan Erhürman’ın cumhurbaşkanı olarak seçildiğini hatırlatarak, Kıbrıs’ta kazananın Kıbrıs’ın halkı ve demokrasisi olduğunu söyledi. Özel, manipülasyonlara ve laf oyunlarına bakılmaması gerektiğini, oy kullanma oranının yüzde 65 olduğunu belirterek, “Seçim akşamı Sayın Erdoğan, seçim sonuçlarından dolayı kutlayan ve bundan sonra ilişkilerini seçilmiş cumhurbaşkanı ile sürdüreceğini gösteren bir açıklama yaptı. Bu olması gerekendir, doğrudur. Ancak Sayın Bahçeli, önce katılım oranı üzerinden bir meşruiyet tartışması açmaya çalıştı. Bugün de maalesef Kıbrıs’a plaka numarası vermeye, ‘Efendim 82’nci vilayetimiz Kıbrıs olsun’ demeye, Kıbrıs seçimlerini tanımamaya gayret gösteriyor. Bu fevkalade yanlıştır. Dünyaya ‘Kuzey Kıbrıs’ı tanıyın’ diyorsanız önce kendiniz tanıyacaksınız, oranın iradesine saygı duyacaksınız. Kendisini vatansever, herkese vatan haini; kendisini ülkenin birliği ve bütünlüğüne bağlı, herkesi bölücü gören zihniyetin, geçmişte Türkiye’de kime ne dediğini, bugün ne noktada durduğunu Türkiye görüyor. Cumhuriyet Halk Partisi geçmişte de Türkiye’de bölünmez bütünlükten yanaydı, terörün karşısındaydı; ama hak ihlallerinin de karşısındaydı. Bugün de aynı çizgisinde devam ediyor” ifadelerini kullandı.

‘NEREDE MASUMİYET KARİNESİ’

Aziz İhsan Aktaş’ın liderliğini yaptığı iddia edilen suç örgütüne yönelik hazırlanan iddianameye değinen Özel, “104 kez iddianamede üşenmedik saydık, ‘olabilir’ geçiyor. 45 kez ‘duydum’ geçiyor. 50 kez ‘düşünüyorum’ geçiyor. ve kanıt diye söyledikleri hiçbir şey kanıt değil. Ortalıkta sadece itirafçı denilen, iftiraya zorlanan kişilerin ifadeleri var. ‘Rüşvet verildiğini düşünüyorum.’ Vereni söyle. Bir tane ‘Ben rüşvet verdim’ diyen yok. Birinden alınmış rüşvetin kanıtı yok. Paranın gittiği yer yok. Bir tane yat resmi koymuş oraya. ‘Bu yat Rıza Akpolat’ın aldığı rüşvetlerle alınmıştır diye duydum.’ Yatın sahibini sorgulamışlar, ‘Yat benim kardeşim’ diyor, ‘Bir kere geldi adam’ diyor. ‘Nereden diyorsun?’ diyor. Hani diyor ya yüzyılın yolsuzluğunu bulmuş. Buldum sandığı yerde hiçbir kanıt bulamamış. Belediyedeki ne kadar şoför ne kadar genç varsa tutuklamış, ailesiyle tehdit etmiş. ‘At imzayı’ demiş. ‘mış, miş, duydum, düşünüyorum’la iddianame yazmışlar. İddianamede 29 kez ‘İmamoğlu suç örgütü’ geçiyor. Nerede bu suç örgütü? Bir suç örgütünün olması için bunun iddia edilmesi, yargılanması, kanıtlanması, istinaftan geçmesi, Yargıtay’da kesinleşmesi lazım. Daha henüz iddianame bile ortada yokken ‘İmamoğlu suç örgütü’nü iddia ediyorsan, onu bile yazıp vermemişsin. Sadece bu konuda birilerini çağırıp soru soruyorsun. O aşamadasın sen. Gitmiş yazmadığı iddianamedeki iddiasıyla, bugünkü iddianameye hukuk oluşturuyor oraya, diyor ki ‘İmamoğlu suç örgütü var. Bu örgütle ilişkili’ diyor. Türkiye’nin bütün hukukçularına, bütün vicdanlı insanlarına sesleniyorum. Nerede masumiyet karinesi?” diye konuştu.

‘İFTİRADAN ÖTEYE GEÇEMEMİŞLER’

Özel, duruşmaların canlı yayınlanması konusuna Devlet Bahçeli’nin ‘evet’ dediğini hatırlatarak, “Hadi canlı yayın istiyoruz. Hala istiyoruz. Verin canlı yayın frekanslarını, isteyen televizyon yayınlasın, internet yayınlasın. TRT bir kanal tahsis etsin, sabahtan akşama yayınlasın. Biz bu iftiraları çürütmek için arkadaşlarımızın masumiyetini kanıtlamak için milletimizin gözünün önünde yargılama istiyoruz. Nokta. Şimdi Erdoğan’a bu dosyayı hukukçularına okutmasını, sonra da gelip kendisine yanıltmadan, objektif bilgi vermelerini istemesini söylüyorum. Evet, işin başında sen varsın, sen talimat verdin, sen yollattın. Sor bakalım olmuş mu? Açık söylüyorum, olmamış. Becerememişler. İftiradan öteye gidememişler. ve ortaya çıkan mesele, seni tarih önünde mahcup edecek bir metne dönüşmüştür. Bu iddianameden de hiç korkmuyorduk, berbat bir şey ortaya çıktı. Gelecek iddianameden de zerre kadar şüphem yok ki iftiralarınızın hepsi milletin gönlünde mahkum olacak. Göreceksiniz” dedi.

‘BÜTÇENİ SAVUNACAKSIN’

2026 yılı bütçesinin Meclis’e sunulduğunu hatırlatan Özel, “Bu senenin bütçesinde dolaylı vergi yüzde 63. Bu dolaylı vergi, dünyanın en vicdansız vergisi. Biz bir gün Meclis’e girmeyince panikleyen Erdoğan’a söylüyorum; seni Meclis’e çağırıyorum. Ben de orada olacağım, grubum da orada olacak. Bütçeler yürütmenindir. Hani biz Meclis’e gelmeyince buna ‘Meclis’e saygısızlık’ dedin ya. Seni bütçeni savunmaya Meclis’e bekliyorum. Öyle tek başına gelip, davet edilip, kendi kendine konuşup, çıkıp gittiğin gün değil. Geleceksin, bütçeni savunacaksın, muhalefeti dinleyeceksin. O Demirellerin, Ecevitlerin, Erbakanların, İnönülerin gösterdiği cesareti gösterip bu bütçe için milletin vekilinin gözünün içine bakacaksın. Haydi bakalım Erdoğan, hodri meydan” açıklamasında bulundu.

‘ASGARİ ÜCRETTE MASA MEYDANLARDA KURULMALIDIR’

Asgari ücretin verildiği günkü satın alma gücüyle şu andaki gücü arasında 5 bin 620 lira olduğunu vurgulayan Özel, “Geçen yıl yapılan düşük zammı da telafi edecek, beklenen enflasyona göre verilen zammı telafi edecek bir asgari ücret belirlenmesi lazımken, yüzde 20 civarında bir zam hazırlığı olduğunu, en fazla 26 bin lira bir asgari ücret verilmeye hazırlık yapıldığını duyuyoruz. Sendikalar umuyorum oyunu gördüler. Masaya oturmuyorlar. Ama sendikalardan emekçilerin beklentisi, sadece bu ilk gün tepkisi değil, dik durmalarıdır. Masayı boykot yetmez; eylem gerekiyor, mücadele gerekiyor. Bütün dünyada meydanlar ısınıyor, sokaklar ısınıyor. Hak arayanlar, itiraz edenler demokratik, şiddetten uzak, haklı tepkileri ile sonuç alıyorlar. Bu yüzden grevse grev, eylemse eylem. Ama asgari ücretlinin de ona göre ücretleri belirlenen herkesin de beklentisi artık masanın meydanlarda kurulmasıdır. Sendikalar oturmadıkları masayı meydandan kurarlarsa halk arkalarındadır, millet arkalarındadır, biz de sonuna kadar yanlarında duracağız, arkalarında olacağız” dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Politika