Ovacık’ta Kadın Çiftçiler Kuru Fasulye ile Ekonomiye Katkı Sağlıyor

Ovacikta Kadin Ciftciler Kuru Fasulye ile Ekonomiye Katki Sagliyor Ovacikta Kadin Ciftciler Kuru Fasulye ile Ekonomiye Katki Sagliyor

Ovacikta Kadin Ciftciler Kuru Fasulye ile Ekonomiye Katki Sagliyor

TUNCELİ’nin Ovacık ilçesinde her yıl ekilen kuru fasulye, çiftçilerin yanı sıra hasatta çalışan kadınlara da gelir sağlıyor. Kooperatifler ve üretici firmalar aracılığıyla yurt dışına ihraç edilen ürün de kadınların güneş altında süren emeğiyle tarladan sofraya ulaşıyor, ekonomiye de katkı sağlıyor.

Su kaynaklarının bol olduğu Munzur Dağı eteklerindeki Ovacık’ta yüzlerce dönümde yetiştirilen kuru fasulye, hasatta çalışan kadınlara gelir sağlıyor. Haziranda ekilen fasulye, 3 aylık sulama ve bakımın ardından eylül sonunda hasat ediliyor. Kadın işçiler, tarla sahipleriyle günlük 2 bin lira yevmiye karşılığında anlaşıp sabahın erken saatlerinde tarlaya giriyor. Eldivenle biçilen bitkiler güneşte kurutuluyor. Kuruyan fasulyeler tarlanın bir noktasında toplanıp patozda bitkisinden ayrıştırılıyor, torbalanarak evlere ya da ambarlara götürülüyor. Çıkan saman ise kışın hayvan yemi olarak değerlendiriliyor. Açık havada birkaç gün bekletilen ürün, kadınlar tarafından çakıl ve yabancı otlardan ayıklanıp poşetlenerek, kooperatifler ve bazı firmalar yoluyla başta Almanya olmak üzere İsviçre, Kanada, Belçika ve İngiltere’ye ihraç ediliyor. Pişerken dağılmaması ve kabuğunun sertleşmemesiyle bilinen organik Ovacık fasulyesi, ülke genelinde de yoğun talep görüyor. Protein ve lif değeri yüksek kuru fasulye, kalitesine göre kilosu 120 ila 200 lira arasında alıcı buluyor.

‘SABAHTAN AKŞAMA KADAR ÇALIŞIYORUZ’

Sabah erken saatlerde başlayıp, akşam geç saatlere kadar fasulye tarlasında çalıştığını belirten Emine Sarıgöl, “Sabah 6 da tarlaya geliyoruz, eldivenlerimizi takıp ve fasulyeleri tek tek topraktan çekiyoruz. Çektiklerimizi yığın haline getiriyoruz. Daha sonra da bu fasulyeler birkaç gün bekletilip patoza vurulacak. Fasulyelerimiz doğal, organik. Güneşin altında hep çalışıyoruz. Bazen belimiz, kolumuz ağrıyor. Ancak bizim başka bir geçim kaynağımız yok. Sabahtan akşama kadar çalışıyoruz ki geçinebilelim. İhtiyaçlarımız var, kimsenin eline bakmadan emeğimizle, alnımızın teriyle çalışıyoruz ve kazanıyoruz” dedi.

‘ÇOCUKLARIMIN OKUL MASRAFINI ÇIKARIYORUM’

Üniversite okuyan 2 çocuğunun okul masraflarını çıkarmak için tarlada çalıştığını belirten Gülten Sarıgül ise “Sabah erkenden saatinde kalkıp tarlaya çalışmaya geliyorum. 2 tane üniversite okuyan çocuğum var. Birine yurt çıktı, diğerine çıkmadı ve kiralar pahalı. Ben de onun masraflarını çıkarabilmek için gelip fasulye tarlasında çalışıyorum. Sabah 6’da tarlaya geliyoruz. Eldivenlerimizi takıp tek tek o fasulyeleri çekiyoruz. Kuruduktan sonra topluyoruz, patoza veriyoruz. Tane haline geldikten sonra torbalarla eve götürüyoruz. Taşını, otunu temizleyip satıyoruz” diye konuştu.

Fasulyelerin üretiminde katkı maddesi kullanılmadığını ifade eden Sultan Opuz Şengül ise şöyle konuştu:

“Ekiyoruz, kurutuyoruz. Ondan sonra da patoza veriyoruz. Patozdan sonra da tek tek eleniyor ve satılıyor. Fasulyemiz tamamen organiktir. Hiçbir gübre ve katkı maddesi kullanılmıyor.”

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Ekonomi