Rusya’nın başkenti Moskova’da düzenlenen forumda, Orta Doğu‘daki siyasi süreçler, işbirliği modellerinin oluşumu ve dış güçlerin bölgeye yönelik siyaseti değerlendirildi.
Primakov Dış Politika İşbirliği Merkezi ve Rusya Bilimler Akademisi (RAN) tarafından organize edilen 5. “Rusya – Orta Doğu” Uluslararası Bilimsel ve Uzman Forumu’na, Rusya’nın yanı sıra Türkiye, İran ve Suriye dahil yaklaşık 10 ülkeden uzman katıldı.
3 gün sürecek forum, Primakov Dış Politika İşbirliği Merkezi Müdürü Viktoriya Karsliyeva, Rusya Bilimler Akademisi’ne (RAN) bağlı Doğu Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı Vasiliy Kuznetsov ve “Küresel Politikada Rusya” dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Fyodor Lukyanov’un açılış konuşmalarıyla başladı.
“Türkiye, diplomaside çok yönlü ve dengeli siyaset izliyor”
Forumda, “Küresel Oyuncuların Stratejilerinde Orta Doğu : Çıkarların Kesiştiği ve Çeliştiği Noktalar” başlıklı oturum düzenlendi.
Rusya’daki Yüksek Ekonomi Okuluna bağlı Küresel Askeri Ekonomi ve Strateji Enstitüsü Müdürü Dmitriy Trenin’in moderatörlüğünde düzenlenen oturumda, Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Polat Safi konuştu.
Uluslararası sistemin derinden bir değişim sürecinde olduğunu dile getiren Safi, “Liberal uluslararası düzen artık çürüyor. Bu da küresel düzeyde sistematik bir değişime yol açıyor. Bu süreç, hem küresel hem de bölgesel aktörlerin ittifaklarını yeniden düzenlemelerini, dış politikalarını yeniden şekillendirmelerini sağlıyor.” dedi.
Yeni uluslararası düzenine geçiş sürecinin Orta Doğu bölgesinde belirgin olduğuna işaret eden Safi, küresel çıkarların en belirgin şekilde enerji kaynakları, güvenlik, deniz taşımacılığı ve transit rotaları gibi alanlarda kesiştiğini söyledi.
ABD’nin küresel aktör olmaya devam ettiğini, politikasının Başkan Donald Trump döneminde daha işlevsel hale geldiğini kaydeden Safi, Çin’in Orta Doğu’da etkisini ticaret, yatırım, altyapı faaliyetleriyle yoğunlaştırdığını ancak bunu ABD ile karşı karşıya gelmeden yaptığını belirtti.
Safi, Orta Doğu’da enerji, ticaret, insani yardım gibi alanlarda ortak çıkarlara odaklanılması halinde işbirliğinin güçlenebileceğini vurguladı.
Dış aktörlerin Orta Doğu bölgesindeki ülkelerle yapıcı şekilde hareket etmesi gerektiğini belirten Safi, “Böylece Orta Doğu’da Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney arasında seçim yapmak zorunda olmayacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Safi, Türkiye’nin dış politikasına ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye, ulusal çıkarlarını korumak için esneklik stratejisini izliyor. Ulusal dış politikanın bağımsızlık, denge ve bölgedeki süreçlere aktif şekilde katılım ilkelerine dayandığını biliyoruz. Bu nedenle Türkiye, diplomaside çok yönlü ve dengeli siyaset izliyor. Türkiye, bir yandan NATO’ya bağlı kalırken, diğer yandan Rusya ile güçlü bir diyalog ve işbirliği sürdürebiliyor. Türkiye, ayrıca Çin ve Orta Doğu’daki diğer aktörlerle yapıcı bir şekilde etkileşim halinde.”
Türkiye’nin birçok alanda işbirliğinin yapılmasını desteklediğini belirten Safi, “Türkiye, arabuluculuk girişimleri, bölgesel meseleler ve Ukrayna krizi konusunda dengeli siyaset izliyor. Türkiye, böyle bir dış politika aracılığıyla bölgede hem istikrar sağlayıcı hem de bağlayıcı güç olmayı hedefliyor.” diye konuştu.
“İsrail, Filistin devletinin kurulmasına karşı çıkıyor”
Kudüs Siyasi Araştırmalar Merkezi Müdürü Oraib Al Rantawi, Orta Doğu bölgesinde yaşananlara ilişkin “Orta Doğu, çok kutuplu dünya düzeninin oluşturulmasında tiyatro haline geldi.” değerlendirmesini yaptı.
ABD’nin Orta Doğu bölgesinde etkisini sürdürmeye çalıştığını belirten Rantawi, “ABD, Orta Doğu’ya döndü ancak yine de bölgedeki süreçleri yönetmiyor.” dedi.
Rantawi, Çin’in ise bölgede çok dikkatli hareket ettiği ancak ileride daha aktif olabileceği öngörüsünde bulunarak, Rusya’nın Orta Doğu’daki rolünün Suriye’deki olayların ardından zayıfladığını söyledi.
İsrail’in Filistin’e yönelik siyasetine dair Rantawi, “İsrail, Filistin devletinin kurulmasına karşı çıkıyor. Bu nedenle iki devletli formülün uygulanması pek mümkün gözükmüyor. İsrail’e bu konuda baskı kurabilecek güç de yok.” ifadesini kullandı.
Rantawi, İsrail ve Hamas arasında Gazze’de ateşkesin sağlandığına dikkati çekerek, “Sorunlar kökten çözülmedi. Çatışmalara devam edebilir çünkü İsrail, büyük İsrail’i kurma derdinde.” diye konuştu.
“Orta Doğu önemli bir düğüm noktası”
Rusya Federasyon Konseyinin Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı Andrey Denisov, Rusya’nın Orta Doğu’daki rolünü korumaya devam edeceğini belirterek, “Rusya’nın bir gün bölgedeki süreçlerde daha fazla yer alacağına inanıyorum.” dedi.
Çin’in Orta Doğu’ya yönelik dikkatli şekilde dengeli siyaset izlediğinin altını çizen Denisov, “Çin, ABD ile karşı karşıya gelmekten kaçınıyor, Arap ülkeleri ve Filistin ile karşılıklı anlayışı korumak istiyor.” ifadesini kullandı.
Rusya’daki ABD ve Kanada Enstitüsü Müdür Yardımcısı Andrey Yevseyenko ise ABD’nin iç siyasetinin, dış siyasetini şekillendirdiğini belirterek, “Trump, ABD’nin domine etme ve üstün olma ilkesiyle hareket ediyor.” değerlendirmesini yaptı.
Bağdat Üniversitesi’ne bağlı Siyaset Bilimi Okulundaki Öğretim Üyesi Hayder Abed Kadhim Al-Allak da Orta Doğu’nun önemli bir düğüm noktası olduğunu ve burada küresel çıkarların kesiştiğini kaydetti.