(İSTANBUL) İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO) Başkanı Erol Demirel, e-Defter uygulaması kapsamında berat ve dosya yüklemelerinde yaşanan gecikmeler nedeniyle kesilen usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin, “Hem mükelleflerimizi hem de meslek mensuplarımızı ciddi şekilde zorlayan sonuçlar doğurmaktadır” açıklamasında bulundu. Mevcut uygulamada cezai yaptırımlara ilişikin, “hakkaniyet, ölçülülük ve gönüllü uyumu teşvik ilkeleriyle bağdaşmamaktadır” diyen Demirel, mali müşavirlerin Gelir İdaresi Başkanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan taleplerini aktardı.
İstanbul’da 55 bin üyesi bulunan İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) Şişli’deki merkezinde bir araya gelen mali müşavirler basın açıklamasında bulundu. Basın açıklaması yapan İSMMMO Başkanı Erol Demirel, “2024 yılında yürürlüğe giren düzenlemelerle ceza tutarlarının önemli ölçüde artırılması, uygulamada hem mükelleflerimizi hem de meslek mensuplarımızı ciddi şekilde zorlayan sonuçlar doğurmaktadır” diyerek mali müşavirlerin sorunlarını dile getirdi. “Temel amacımız, vergi idaresi ile meslek camiamız arasındaki uyumu artırmak, gönüllü uyumu teşvik eden adil, orantılı ve ölçülü bir ceza sisteminin hayata geçirilmesine katkı sunmaktır” diyen Demirel, mali müşavirlerin Gelir İdaresi Başkanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan taleplerini şöyle sıraladı:
“Ölçülülük ilkesini esas alarak cezaların gecikme süresine göre farklılaştırılmalı; kısa süreli gecikmeler için usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının VUK Mükerrer 355. maddede öngörülen şekilde 1/10 oranında uygulanmalı, meslek camiamız tarafından uzun süredir dile getirilen, berat dosyalarının yıllık bazda yüklenmesine imkan sağlanmalı; kesilen cezaların meslek mensuplarımızın faaliyetlerini sona erdirecek boyuta ulaşmaması için gerekli idari düzenlemeler yapılmalıdır”
Demirel şöyle konuştu:
“Mevcut uygulamada, yıllardır cezai yaptırıma konu edilmeyen beratlama işlemleri için herhangi bir uyarı yapılmadan doğrudan ağır cezaların uygulanmaya başlanması, yükümlülüğün yalnızca birkaç gün gecikmesi ile bir ay veya daha uzun süre gecikmesi arasında ceza yönünden hiçbir farklılığın gözetilmemesi, hakkaniyet, ölçülülük ve gönüllü uyumu teşvik ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Öte yandan; bildirim ve beyan yükümlülüklerinin son yıllarda olağanüstü artması, defter tutma işlevinin zaman zaman aksayan GİB sistemleri üzerinden yürütülmek zorunda kalınması, vergi idaresi ve denetim birimlerince yapılan yoğun izaha davet, bilgi isteme ve inceleme süreçleri nedeniyle meslek mensuplarımızın aşırı iş yükü altında kalması, bazı yükümlülüklerin yalnızca kısa sürelerle gecikmesine yol açabilmektedir. Bu tür küçük gecikmelerin dahi ağır yaptırımlarla karşılanması, e-defter için uygun görülen tarifelerle kesilen cezaların orantısızlığı meslek mensuplarımız üzerinde ciddi psikososyal baskılar yaratmakta, hatta bazılarını mesleğini sürdürmekten vazgeçme noktasına getirmektedir. Geçmişte benzer uygulamalarda, örneğin e-Beyanname ve elektronik bildirimlerde, kısa süreli gecikmeler için cezaların 1/10 oranında uygulanmasıyla hem gönüllü uyum teşvik edilmiş hem de mükellefler üzerinde orantısız yük oluşması engellenmiştir. Aynı yaklaşımın e-Defter uygulamasında da hayata geçirilmesi gerektiğini önemle vurguluyoruz”