KUALA Malezya Başbakanı Enver İbrahim, “Filistinlilerin Gazze’de yaşadığı felaketler, adaletin, temizliğin ve helalin gerçek anlamda ne olduğuna dair anlayışımızdaki eksiklikleri ortaya koymaktadır.” dedi.
İbrahim, Malezya İslam Gelişim Dairesi (JAKIM) tarafından düzenlenen Global Halal Summit (GHaS) 2025 zirvesine katıldı.
Zirvede yaptığı konuşmada helal kavramının yalnızca gıda ve tüketimle sınırlı olmadığını vurgulayan İbrahim, Gazze’de yaşanan insani krizlerin, İslam dünyasının değerler konusundaki yaklaşımını sorgulaması gerektiğini belirtti.
Kar ve büyüme odaklı ticari yaklaşımların, evrensel değerlerin önüne geçtiğini kaydeden İbrahim, “Ticaret ve iş dünyasında kar motivasyonu elbette önemlidir ancak merhamet, dürüstlük, hesap verebilirlik ve ahlaki değerler artık yalnızca açgözlülük ve siyasi çıkarlar uğruna geri planda kalıyor.” ifadelerini kullandı.
Helal endüstrisinin sadece ekonomik değil, aynı zamanda etik ve insani sorumluluklar taşıması gerektiğini belirten İbrahim, “Filistinlilerin Gazze’de yaşadığı felaketler, adaletin, temizliğin ve helalin gerçek anlamda ne olduğuna dair anlayışımızdaki eksiklikleri ortaya koymaktadır.” açıklamasında bulundu.
Helal endüstrisinin gıda ve içeceklerin çok ötesine geçerek, şeriata uygun tüm sektörleri kapsadığının altını çizen İbrahim, şunları kaydetti:
“Sağlık ve tıp, kozmetik, turizm ve İslami finans da buna dahildir. Bu gelişen ekosistem, küresel pazarlarda bütünsel bir dürüstlük, etik ve inanç temelli değerlere olan bağlılığı yansıtmaktadır ve bu noktada şunu da eklemek gerekir ki, helal endüstrisi, İslami tebliğ için en iyi uygulamalı örnektir. Yani mesajı sözle değil, eylemlerimizle, karakterimizle ve dürüstlük ile hesap verebilirliğe olan inancımızla vermektir. Helal endüstrisi, Malezya’nın ekonomik kalkınmasına önemli katkılar sağlamıştır. Bu sektörün evrensel cazibesi, helal ürün ve hizmetlerin çoğunluğu Müslüman olmayan ülkelerde bile daha fazla tercih edilmesine neden olmuştur. Son iki günde ulaştığımız başarıları zaten sunduk. Bu süreçte sadece Orta Doğu’dan değil, örneğin BAE’den, aynı zamanda Çin’den de dikkati çekici bir destek aldık. Yıllar süren çabalar sonunda, artık din veya milliyet farkı gözetmeksizin büyük destek alıyoruz. Bu da ticaretin ve iş dünyasının teşviki için duyulan ihtiyacı gösteriyor.”
İbrahim, helal ürün ve hizmet seçeneklerinin artması sayesinde Müslüman turistlerin dünyanın dört bir yanındaki popüler destinasyonlara ilgisinin de arttığına vurgu yaptı.
Zamanla daha fazla gayrimüslim ülkenin, helal sertifikalı ürünlerin sadece gıda ve konaklama hizmetlerinden ibaret olmadığını, aynı zamanda İslami finans, ilaç, kozmetik ve sağlık alanlarını da kapsaması gerektiğini fark edeceğini belirten İbrahim, helalin sadece bir etiket değil uluslararası bir güven sembolü olduğunun altını çizdi.
İbrahim, “Bugüne kadar Malezya’nın JAKIM kurumu tarafından belirlenen kapsamlı helal standartlarına uyan 10 bine yakın şirket sertifikalandırıldı. Bu şirketlerin yüzde 80’den fazlasını Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (KOBİ) oluşmaktadır.” diye konuştu.
Malezya helal markasının 50’ye yakın ülkede tescillenip tanındığını dile getiren İbrahim, JAKIM’ın 45 ülkeden 80’den fazla onaylı helal sertifika kuruluşuyla da işbirliği yaptığını hatırlattı.
Malezya’nın helal konseptini evrensel bir ekonomik model olarak sunduğunu, bunun da hem ülke hem de helal endüstrisi için büyük bir başarı olduğunu belirten Başbakan İbrahim, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Örneğin, Kazan Forumu’nda Malezya’nın helal sertifikalandırmadaki uzmanlığını vurguladım ve küresel helal standartlarını güçlendirme konusunda destek teklif ettim. Brezilya’daki BRICS Liderler Zirvesi’nde ise hem Brezilyalı hem de Malezyalı şirketleri helal endüstrisindeki iş fırsatlarını değerlendirmeye çağırdım. Bu noktada dostum Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva desteği çok kıymetlidir. Global İslami Ekonomi Göstergesi (GIEI) sıralamasında Malezya, art arda 11 yıl boyunca zirvedeki yerini korumuştur. Bu başarı yalnızca Malezya’daki sektör temsilcilerinin ve bakanlıkların değil, burada bulunan ve dünyanın dört bir yanından gelen sizlerin desteğiyle mümkün olmuştur. Malezya özellikle İslami finans, helal gıda, medya ve eğlence alanlarında öne çıkmaktadır.”
“Helal ürün ve hizmetler her inançtan insanlar tarafından tercih ediliyor”
Malezya Yatırım, Ticaret ve Sanayi Bakanı Tengku Zafrul Aziz ise “İslam, küresel bir dindir. Dünya genelinde 2 milyar Müslüman ve 3,5 trilyon dolar değerindeki küresel helal pazarına sahip. Bu rakamın 2030 yılına kadar 5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.” diye konuştu.
Küresel helal endüstrisinde çok taraflı işbirliğinin kendileri için bir zorunluluk olması gerektiğini belirten Aziz, “Daha geniş ölçekte, toplumlarımızı ve ekonomilerimizi nasıl geliştirdiğimiz, dünyanın genel durumunu etkileyecek ve ortak geleceğimizi belirleyecektir.” açıklamasında bulundu.
Müslüman dünyasını ekonomik olarak, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir biçimde güçlendirmenin kendilerine küresel platformlarda seslerini duyurma imkanı sağlayacağını dile getiren Aziz, sözlerini şöyle tamamladı:
“Helal ürün ve hizmetler artık sadece Müslümanlar tarafından değil, her inanç ve kültürden insanlar tarafından da giderek daha fazla tercih edilmektedir. Ayrıca, korumacı ticaret politikalarının arttığı ve silahlı çatışmaların yaşandığı bir dönemde, helal endüstrisi, bu gidişata karşı koyabilecek; çok taraflı işbirliğini daha da güçlendirerek farklı bir yol çizebilecektir. Biz Müslümanlar olarak, dünyaya şu anda izlenen yoldan daha iyi bir yol olduğunu göstermek zorundayız ve bunu yapabilecek güce ve sorumluluğa da sahibiz.”