İSTİB ağustos ayı meclis toplantısı gerçekleştirildi

İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Başkanı Ali Kopuz, Türk çiftçisinin geçmişten gelen üretim kültürünün güçlü olduğunu belirterek, “Tıpkı savunma sanayisinde olduğu gibi tarım ve gıda sanayisine de bayraktarlık yapacak bir girişimci nesline ihtiyacımız var. Devlet politikalarıyla ve reel sektör olarak onları desteklemek zorundayız.” dedi.

İSTİB’den yapılan açıklamaya göre, Borsanın ağustos ayı meclis toplantısı gerçekleştirildi.

Açıklamada toplantıdaki konuşmasına yer verilen Kopuz, 2023 yılının ortasından bu yana uygulanan sıkı para politikasının etkilerinin kısmen rakamlara yansımaya başladığına dikkati çekerek, “Bir yıllık periyoda baktığımızda TÜFE artış hızında yavaşlama eğilimi var. Mayıs 2024’te yüzde 75’lerde zirve yapmış olan yıllık enflasyon, temmuz itibarıyla yüzde 33 seviyelerine gelmiş durumda. Merkez Bankasının enflasyon hedefi ile piyasa beklentisi arasındaki makas daralıyor. Malumunuz gıda enflasyonu, genel enflasyonun üzerinde bir artış gösteriyordu. Son aylarda bu durumun tersine dönmesi sevindiricidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Gıda ve alkolsüz içeceklerin, enflasyon sepetindeki ağırlığının kabaca dörtte biri olduğuna işaret eden Kopuz, bu nedenle gıda fiyatlarında istikrarın, aslında enflasyonla mücadelenin merkezinde bulunduğunu ve üretim maliyetlerine dayanmayan fiyat artışlarının fırsatçılığın sonucu olduğunu belirtti.

Tarımsal üretimi güçlendirmenin gıda enflasyonuyla mücadelede en önemli faktörlerden olduğuna inandığını dile getiren Ali Kopuz, şunları kaydetti:

“Bugün tarım sektörü, küresel ısınmanın, kuraklığın ve iklim değişikliğinin ağır yükünü taşıyor. Don felaketi, kuraklık, şap hastalığı gibi ciddi verim kaybına neden olan durumlarla mücadele ediyoruz. Hepimizin hatırlayacağı gibi bahar aylarında yaşanan şiddetli don, ihracatında güçlü olduğumuz fındık, kuru üzüm, kayısı, zeytinyağı gibi ürünleri vurmuştu. Yaz aylarında ise tarımsal kuraklık ve aşırı sıcaklar, hububat ekili alanları kısmen etkiledi. Son 55 yılın en sıcak temmuz ayını geride bıraktık. Nitekim ayçiçeği gibi ürünlerde rekolte kayıpları bugün sahada açıkça görülüyor. Tarımsal üretimde yaşanan kayıplar, zincirleme etkilerle piyasa dengelerini de bozuyor yani tarım sektörünün yaşadığı bu zorluklar, aslında genel ekonomiye de yansıyor.”

“Daha fazla işletmenin, KOBİ’lere özel desteklerden yararlanmasının önü açılmış oldu”

İSTİB Başkanı Kopuz, enflasyonla mücadelenin finansmana erişim konusunda zorluk doğurduğuna dikkati çekti.

Kopuz, şu ifadeleri kullandı:

“Fiyat istikrarı için bir nevi acı reçete olarak uygulanan sıkı para politikası, finansmana erişimi zorlaştırıyor. Bu yüzden üretimin çarklarını döndürmek için bilhassa KOBİ’lere yönelik finansman imkanları oluşturulması, mevcut durumda hayati bir meseledir. Bu kapsamda Kredi Garanti Fonu (KGF) kefaletli Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) nefes kredisi devreye alınmıştı. Bir ay gibi kısa sürede TOBB çatısı altında bulunan 23 bin 500 firmaya 30 milyar liralık kredi desteği sağlandı. Belirlenen kredi limitine ulaşıldığı için başvuru süreci tamamlandı ancak kredi tutarının artırılması için ilgili makamlara konu iletilmiş durumda. Son olarak, KOBİ’nin tanımı da güncellendi. Satış hasılatı ve mali bilanço üst limiti 500 milyon liradan 1 milyar liraya çıkarıldı. Bu sayede daha fazla işletmenin, KOBİ’lere özel desteklerden yararlanmasının önü açılmış oldu.”

Kopuz, tarım politikalarının oluşturulmasında sağlıklı istatistiki verilerin önemini vurgulayarak genel tarım sayımında takvimin işlediğini ve temmuz ayında fiilen başlayan saha çalışmasının yıl sonuna kadar tamamlanmasının beklendiğini bildirdi.

“Gıda enflasyonunu düşürme yolunda lojistik yatırımlarını artırmak zorundayız”

Bitkisel veya hayvansal üretim faaliyetinde bulunan tüm tarımsal işletmelerden verilerin toplandığını anlatan Kopuz, bu sayede veriye dayalı ve daha sağlıklı tarım politikaları geliştirmenin mümkün olacağını ve tarımsal üretim planlamasının doğru finansman ve güçlü lojistikle birleşmesi halinde Türkiye’nin üretimde daha dirençli, dış pazarda da daha rekabetçi yapıya kavuşacağını ifade etti.

Ali Kopuz, Türkiye’nin tarımsal ihracatının sürekli arttığına işaret ederek, açıklamasını şöyle tamamladı:

“Tarımsal ham madde yanında işlenmiş ve markalaşmış ürünlerle de dünya pazarında rekabet eden bir konumda olmaya mecburuz. Gıda enflasyonunu düşürme yolunda tarladan sofraya olan basamakları kısaltmak, soğuk zincir ve lojistik yatırımlarını artırmak zorundayız. Gerekli adımları atarsak bu hedefler için bir eksiğimiz yok. Türk çiftçisinin geçmişten gelen güçlü bir üretim kültürü var. Gıda sanayicisi de sürekli kendini yeniliyor. Tıpkı savunma sanayisinde olduğu gibi tarım ve gıda sanayisine de bayraktarlık yapacak bir girişimci nesline ihtiyacımız var. Devlet politikalarıyla ve reel sektör olarak onları desteklemek zorundayız.”