İstanbul Atlas Üniversitesi 2025-2026 Yılını Açtı

İstanbul Atlas Üniversitesi, 2025-2026 akademik yılının açılışını düzenlediği törenle gerçekleştirdi.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, Dr. Ralph A. DeFronzo Oditoryumunda düzenlenen törende, “Görünmez Pusula” başlıklı açılış dersini, Hollanda’daki Maastricht Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yasin Temel verdi.

Törene, İstanbul Atlas Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Yusuf Elgörmüş, İran, Kanada, Hindistan ve Tanzanya’nın İstanbul konsolosluklarından temsilciler, Kağıthane Kaymakamı Yüksel Kara, Bağcılar Kaymakamı Abdullah Uçgun, Kağıthane Belediye Başkan Yardımcısı Levent Dirice, emekli büyükelçi Naci Koru ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de bulunduğu davetlilerin yanı sıra akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Açılışında İstanbul Devlet Modern Folk Müziği Orkestrası’nın sahne aldığı törende, akademik başarı gösteren akademisyenler ve öğrencilere plaket takdim edildi. Tören kapsamında, Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekmeyi amaçlayan “Tanıklık” başlıklı fotoğraf sergisi de açıldı.

“Öncü bir üniversite olmayı arzu ediyoruz”

Açıklamada törendeki konuşmasına yer verilen İstanbul Atlas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersoy Kocabıçak, eğitime, bilime ve araştırmaya yön veren yenilikçi ve uluslararası düzeyde kabul görmüş öncü bir üniversite olmayı arzu ettiklerini belirtti.

Uluslararası metriklerde yer almayı, her geçen yıl daha iyi sıralamalara ulaşmayı hedeflediklerini aktaran Kocabıçak, “Bir üniversitenin başarısı yalnızca aldığı derecelerle değil, insanlığa kattıklarıyla da ölçülür. Bu bağlamda, gençlerimize sadece mesleki bilgi ve beceri kazandırmakla yetinmiyor, onları adalet, merhamet, özgürlük, insan onuru gibi temel insani değerlerle donatarak dünyaya iyi bireyler olarak kazandırmayı da asli görevimiz sayıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Yakın coğrafyalarda yaşanan olaylara değinen Kocabıçak, şöyle devam etti:

“Gazze’de aylardır insanlık tarihinin en karanlık sayfalarına yazılacak bir vahşet yaşanıyor. Çocuklar, kadınlar, masum siviller hayatlarını kaybediyor, şehirler haritadan siliniyor, bir halk sistematik biçimde yok edilmeye çalışılıyor. Bu tablo, bilimin ve teknolojinin insanlık değerlerinden, hukuktan ve vicdandan koparıldığında nasıl bir yıkım aracına dönüşebileceğinin acı bir göstergesi aslında. Üniversiteler olarak bilgiyi üretmek kadar, o bilginin insanlığın yararına kullanılmasını sağlamak da bizim sorumluluğumuzda. Bu nedenle sadece aklı değil, vicdanı da büyüten, sadece zihinleri değil yürekleri de eğiten bir yükseköğretim anlayışına inanıyoruz.”

Kocabıçak, akademik özgürlükten insan haklarına, ifade hürriyetinden adalete kadar bütün insani değerlere sahip çıkmak ve onları güçlendirmenin, yalnızca akademik bir görev değil, tarih önünde ahlaki bir yükümlülük olduğunu, bu sorumluluk bilincinin bir yansıması olarak, Gazze’de yaşanan insanlık dramını görünür kılmak ve vicdanlarda daha derin bir farkındalık yaratmak amacıyla fotoğraf sergisi hazırladıklarını aktardı.

“Beyindeki nöronlar pusula işlevi görüyor”

Açıklamada, açılış dersindeki görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Temel de beyindeki nöronların “pusula” işlevi gördüğünü ve spesifik nöronların bu görevi üstlendiğini aktardı.

Temel, “Bir grup araştırmacı, sinekler üzerinde yaptığı araştırmada GPS navigasyon nöronları tespit etti. Yapılan çalışmalar, sineklerin nöronlar sayesinde yemek ve ışık gibi işaretlemelere göre yönünü belirleyebildiğini ortaya koyuyor. Bu nöronların aktif olduğu tespit edilebiliyor. Pusula sadece GPS veya yön değil, aslında beynimizde pek çok pusula var.” değerlendirmesinde bulundu.

Beyin ve sinir cerrahisi alanında ekibiyle yaptığı çalışmalardan örnekler sunan Temel, günümüzde özellikle epilepsi, Tourette Sendromu, kulak çınlaması gibi beyin fonksiyonlarıyla ilgili çalışma ve araştırmaların sadece beyin cerrahisiyle değil, nöroloji ve bilgisayar mühendisliği gibi farklı disiplinlerin bir arada çalışmasıyla gerçekleştiğini ifade etti.

Dünyanın önde gelen epilepsi merkezlerinden birinde gerçekleştirilen bir ameliyatta beyne yerleştirilen elektrotlar sayesinde epilepsinin beynin hangi bölgesinde oluştuğunun tespit edilebildiğini kaydeden Temel, “Tespitlerin ardından o bölge ameliyatla çıkarılıyor. Enteresan olanı, biz bu elektrotları günlerce bilgisayara bağlıyoruz. Nöronları takip ediyoruz. Akademisyenler, nörologlar ve aynı zamanda mühendislerle bir takım çalışması yapıyoruz. Bilgisayar mühendisliğiyle aslında beyni analiz ediyoruz.” değerlendirmesini yaptı.

Temel, günümüzde beyni kontrol etmenin en çok merak edilen konulardan biri olduğuna değinerek, şunları kaydetti:

“Beyin kontrol edildi, her şey kontrol edildi, diyenler var. Aslında biz buna nöroteknoloji diyoruz. Nöroteknoloji, bugün ve yarının bilim alanı ama günlük hayatımıza çoktan girdi. Birçoğunuzun akıllı telefonu var. Bütün tercihlerinizi ve davranışlarınızı kaydediyor. Akıllı ev sistemleri var. Ne zaman geldiğinizi, ne zaman çıktığınızı, kaloriferin hangi gün kaç derecede olması gerektiğini, hangi saatte nerelerde olduğunuzu kaydedip analiz ediyor. Akıllı araçlar aynı şekilde ne aldığınızı, neler araştırdığınızı ve beğenilerinizi tespit ediyor. Kısacası davranışlarımızı zaten bilgisayarlara bağladılar. Güçlü firmalar, insanları kendilerine bağlamak için çok uğraştı. İnanılmaz yatırımlar yapıldı ve hedefe ulaşıldı.”

Bilimde bütün alanların bir arada çalışması gerektiğine değinen Temel, bunun için çalışılıp insanlığa daha fazla katkıda bulunulması gerektiğini vurguladı.