İmamoğlu: “I·ktidar, Hem Selahattin Demirtas¸’ı Hem de İc¸erideki Digˆer Siyasileri Koz Olarak Kullanmak İstiyor”

(İSTANBUL) – CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi parti liderleriyle  tartışma yaratan fotoğrafa ilişkin, “Bu fotogˆraf, iktidarın c¸aresizligˆinin karesidir” dedi. Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtas¸ ve Figen Yu¨ksekdagˆ’ın AI·HM kararına rağmen tahliye edilmemelerine ilişkin İmamoğlu, “I·ktidar hem onları hem de ic¸erideki digˆer siyasileri koz olarak kullanmak istiyor. O¨rgu¨tle, DEM Parti’yle yu¨ru¨tecegˆi pazarlıklarda kullanmak ic¸in ic¸eride tutuyorlar Demirtas¸’la Yu¨ksekdagˆ’ı” ifadesini kullandı. İmamoğlu, Nobel Barış Ödülü paylaşımına gelen eleştiriler içinse “Bir kişiyi değil, demokrasiyi ve halk iradesini selamladım” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Alevilere yönelik açılımını değerlendiren İmamoğlu, “Bu su¨reci bas¸latmaları c¸ok gec¸ kalınmıs¸ ve hic¸ tartıs¸ılmaması gereken bir konudur. Bu sebeple acilen tamamlanmasını ve Alevilerin inanc¸ haklarına bu¨tu¨nu¨yle kavus¸masını dilerim” dedi.

Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, T24’ten gazeteci Murat Sabuncu ile avukatları üzerinden bir söyleşi gerçekleştirdi.

1 Ekim’de TBMM’nin yeni yasama yılı açılış resepsiyonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhalefet liderleriyle verdiği fotoğraf üzerinden yaşanan tartışmalara ilişkin soruya İmamoğlu, şu yanıtı verdi:

“Tu¨rkiye o¨yle bir siyasi s¸iddete ve kamplas¸maya sahne oluyor ki TBMM c¸atısı altında u¨lkenin Cumhurbas¸kanı ve muhalif parti liderlerinin bir poz vermesi bile artık c¸ok garip kars¸ılanıyor. Bu fotogˆrafın olması degˆil, bugu¨ne kadar bu bulus¸maların olmaması bu¨yu¨k talihsizliktir. Biz veya digˆer muhalefet partileri degˆil bunun sorumlusu. Yıllardır u¨lkeyi geren, muhaliflere hakaret ve tehditlerle saldıran kis¸i bizi bu hale getirdi. Bu fotogˆrafın 15-20 gu¨ndu¨r tartıs¸ılıyor olması, bizlere demokrasimizin kalitesine dair c¸ok s¸ey go¨steriyor. Tu¨rkiye’yi demokrasi degˆil, demokrasi kars¸ıtları yo¨netiyor.

Bu fotogˆraf, kendini yalnız ve gu¨c¸su¨z hisseden bir iktidarın bugu¨ne kadar hic¸ degˆer vermedigˆi, yok saydıgˆı, du¨s¸manlas¸tırdıgˆı, en ko¨tu¨ hakaretleri sarf ettigˆi muhalif siyasi partiler u¨zerinden mes¸ruiyet arayıs¸ına mecbur kalma halidir. Muhalif liderlerle resim vermek ic¸in go¨sterilen bu bu¨yu¨k gayret, fotogˆraf karelerini tek tek kayda gec¸irme gayretindeki saray fotogˆrafc¸ılarının istedikleri fotogˆrafları yakalama c¸abası bize ortada bir mizansen oldugˆunu go¨steriyor. I·ktidarın yıllar boyunca, daha du¨ne kadar vatan haini, tero¨rist gibi galiz ifadelerde bulundugˆu; en u¨st perdeden o¨fke ve nefret diliyle hitap ettigˆi liderlere siyasette hic¸ rastlanmamıs¸ bir dille saldırdıgˆını hatırlamak gerekir. Bu ‘iki yu¨zlu¨, c¸ıkarcı ve her yol mu¨bahtır’ anlayıs¸ı ile yu¨ru¨tu¨len siyasetin, ihtiyac¸ duyulan noktada her tu¨rlu¨ riya ve samimiyetsizligˆi uyguladıgˆını tespit etmemiz gerekiyor.

“Bir fotogˆraf verilmesinin dahi toplumda olus¸turdugˆu negatif bakıs¸ın tek sorumlusu Cumhurbaşkanı’dır”

Sosyal medya u¨zerindeki tartıs¸malara gelince… Bir fotogˆraf verilmesinin dahi toplumda olus¸turdugˆu negatif bakıs¸ın, normal olması gereken medeni bir ortama dahi tepkili hale gelmenin tek sorumlusu, siyasette el sıkmayı, nezaketi, centilmenligˆi bir tarafa bırakmıs¸ olan Cumhurbas¸kanı ve iktidar anlayıs¸ıdır. Ben toplumun bu fotogˆrafa verdigˆi tepkiyi, kendinden olmayana du¨s¸manlıgˆın, u¨lkenin yas¸adıgˆı kutuplas¸manın, devletin kurumları ve yargı u¨zerinden yapılan her tu¨rlu¨ siyaset ve hukuk dıs¸ı saldırıların sorumlusu olan iktidara kars¸ı yapılmıs¸ bir uyarı ve protesto olarak go¨ru¨yorum.

Tabii ben tutuklu bulundugˆum ic¸in sosyal medyaya eris¸emiyorum, olanları ancak kısıtlı bir s¸ekilde takip edebiliyorum. Biz siyasi anlayıs¸ımız geregˆi kurumsal olarak da siyaseten de sosyal medyada kimseyi kimseye kars¸ı kıs¸kırtmıyoruz. Yas¸ananı ise gerginlik olarak adlandırmıyorum. Mu¨nferit yorumlar u¨zerinden mahkeme kurup bizi yargılamaya giris¸enlereyse dostane bir uyarıda bulunayım: Siyaset hassasiyetle yapılan bir is¸tir. Bir de bo¨ylesine kritik bir su¨rec¸ ic¸erisindeyken, milletin gelecegˆi adına herkesin ihtimamla davranması gerekiyor.

“DEM Parti, 19 Mart’tan bu yana bizlere yapılan hukuksuzlugˆu dile getiriyor”

DEM Parti, 19 Mart’ta bas¸layan demokrasiyi rafa kaldırma su¨recinin bas¸ından beri bizlere yapılan hukuksuzlugˆu dile getiriyor. I·ktidarla yogˆun bir mu¨zakere su¨reci ic¸inde oldukları bir do¨nemde bu tavırları oldukc¸a degˆerlidir. Biz de yıllardır bas¸ta Sayın Demirtas¸ ve Sayın Yu¨ksekdagˆ’ın tutuklulugˆu olmak u¨zere, onlara yapılan hukuksuzluklara kars¸ı duruyoruz ve bu sebeple her sec¸im do¨neminde iktidar tarafından ‘tero¨r destekc¸iligˆiyle’ suc¸lanıyoruz. Biz yeni degˆil, yıllardır Sayın Demirtas¸ ve Sayın Yu¨ksekdagˆ’ın o¨zgu¨r kalması gerektigˆini ifade ediyoruz. Yanlıs¸ anlas¸ılmasın, biz hukuksuzluk kime yapıldı, diye bakmayız. Bizim savundugˆumuz, Tu¨rkiye Cumhuriyeti’nin varlıgˆı, millet iradesi ve hukukun u¨stu¨nlu¨gˆu¨du¨r. Savunmaya da devam edecegˆiz. Haksızlıklara kars¸ı durmak yalnız CHP’nin degˆil, u¨lkemizdeki bu¨tu¨n demokratların go¨revidir.”

“İktidarın c¸aresizligˆinin karesidir”

İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim bahsettigˆimiz dayanıs¸ma hattı, Tu¨rkiye’nin gelecegˆini du¨s¸u¨nen bu¨tu¨n demokratların ortak bir mu¨cadele yu¨ru¨terek u¨lkemizi koruması meselesidir. Genel Bas¸kanımız mitinglerde demokratlara c¸agˆrılar yapıyor. Neden? C¸u¨nku¨ millet egemenligˆinin kurtulus¸u tu¨m demokratların kendi iradesine sahip c¸ıkmasından gec¸iyor.

Bazı vatandas¸ların bu fotogˆrafta bulunan muhalif parti liderlerine kızdıgˆını da duyuyorum. Kızacak bir s¸ey yok. Bu fotogˆraf, iktidarın c¸aresizligˆinin karesidir. Sayın Davutogˆlu’nu genel bas¸kanlık yaptıgˆı partiden ihrac¸ eden, Sayın Babacan’a parti kurdu diye ‘u¨mmeti bo¨lu¨yor’ gibi ne dinimize ne de siyasi ahlaka sığan ifadeler sarf eden, DEM Partilileri yıllardır tero¨rle suc¸layan kis¸i bugu¨n mes¸ruiyet arama yolunda bo¨yle bir fotogˆrafa ihtiyac¸ duyuyorsa bu ancak iktidardakilerin c¸aresizliklerinin ifadesidir.

Ne dedik? ‘Kurtulus¸ yok tek bas¸ına, ya hep beraber ya hic¸birimiz.’ ve bu so¨ze tamamen sahip c¸ıkarak mu¨cadele veriyoruz. Bu fotogˆrafı yargılamak bir kenara dursun, Genel Bas¸kanımızın ‘Muhalefete muhalefet etme do¨nemi bitmis¸tir’ so¨zu¨ne sahip c¸ıkan bir yerde duruyorum. Fakat go¨ru¨yorum ki gec¸mis¸te ittifak ic¸erisinde oldugˆumuz bazı dostlar, sosyal medyadaki mu¨nferit yorumları haddinden fazla ciddiye alarak bize yo¨nelik hic¸ hak etmedigˆimiz ifadelerde bulunuyorlar.

Kendilerine samimiyetle sesleniyorum: CHP’nin Genel Bas¸kanı, MYK’sı, Parti Meclisi, Cumhurbas¸kanı adayı bellidir. Sosyal medyada go¨rdu¨gˆu¨nu¨z yorumlar u¨zerinden bizi hedef almak siyaseten c¸ok kolay olabilir. I·stedigˆiniz so¨zu¨ so¨yleyebilir, istedigˆiniz siyaseti tercih edebilirsiniz. Biz, Tu¨rkiye’nin go¨rdu¨gˆu¨ en bu¨yu¨k siyasi kus¸atmaya kars¸ı mu¨cadele ediyoruz. Bu mu¨cadeleyi tercih ediyoruz. Bu mu¨cadeleyle yas¸ıyoruz. Millet herkesi tercihlerine go¨re degˆerlendirecektir.”

“Yu¨ru¨ttu¨gˆu¨mu¨z mu¨cadele, CHP’nin degˆil milletin mu¨cadelesidir”

“Agˆır ve bogˆucu bir baskı do¨nemini yas¸ıyoruz” diyen İmamoğlu, şunları kaydetti:

“Yalnız CHP’liler degˆil, Tu¨rkiye’nin bu¨tu¨n demokratları u¨lkemizin gelecegˆi ic¸in endis¸eleniyor, hayaller kuruyor, u¨lkemiz artık huzur bulsun istiyor. I·ktidar yalnız CHP’yi degˆil, bu¨tu¨n milletimizin egemenligˆini, demokrasimizi, hukuku ve vicdanı hedef alıyor. Normal bir do¨nemi degˆil, agˆır ve bogˆucu bir baskı do¨nemini yas¸ıyoruz. Hal buyken, u¨lkemizi demokrasiye, adalete ve huzura kavus¸turma yolunda milletc¸e ve birlik ic¸inde mu¨cadele etmek varken kabugˆumuza c¸ekilmeyiz. Yu¨ru¨ttu¨gˆu¨mu¨z mu¨cadele CHP’nin degˆil milletin mu¨cadelesidir. ‘Kurtulus¸ yok tek bas¸ına, ya hep beraber ya hic¸birimiz’ so¨zu¨nu¨ inanarak ve samimiyetle so¨yledik. Hep millet odaklı siyaset yaptık. Tu¨m demokratları mu¨cadeleye davet eden partimizin, s¸ahsi veya tekc¸i bir siyaseti yoktur ve olmamıs¸tır. Bizim derdimiz ‘tek bas¸ına iktidar olmak’ degˆil, Tu¨rkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve canımızdan, o¨zgu¨rlu¨gˆu¨mu¨zden c¸ok sevdigˆimiz gu¨zel insanlarımızı kurtarmak, korumak ve yu¨celtmek. S¸u¨phesi olanlar cezaevinde yattıgˆımız gu¨nleri saysınlar.”

Demirtaş ve Yüksekdağ tutukluluğu: “Koz olarak kullanılıyorlar”

HDP eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtas¸ ve Figen Yu¨ksekdagˆ’ın AI·HM karırına rağmen tahliye edilmemelerine yönelik soruya İmamoğlu, şöyle yanıt verdi:

“Sayın Demirtas¸ ve Sayın Yu¨ksekdagˆ du¨n de ic¸eride olmamalıydı, bugu¨n de. Her ikisi de siyasi faaliyetlerinden, yaptıkları konus¸malardan dolayı cezaevine konuldu. 2013’te bas¸layan c¸o¨zu¨m su¨reci bitmeseydi cezaevine de konulmayacaklardı, hepimiz biliyoruz. 2013-2015 arasında suc¸ sayılmayan fiiller 2015’ten sonra yasa, kanun degˆis¸medigˆi halde iktidar ve yargı tarafından suc¸ sayılmaya bas¸ladıgˆı ic¸in ic¸eri atıldı Sayın Demirtas¸ ve Yu¨ksekdagˆ. Devir degˆis¸ince, daha o¨nce suc¸ sayılmayan fiiller suc¸ sayılır oldu. Hadi olan oldu, deyip bugu¨ne bakalım, diyelim. Biz bugu¨n neyi konus¸uyoruz? Meclis’te kurulan komisyon neyi konus¸uyor? O¨rgu¨tle go¨ru¨s¸meyi bas¸latanlar neyi konus¸uyor? Silahlı tero¨r o¨rgu¨tu¨ mensuplarının, o¨rgu¨t kurucularının ceza almamasını…

Madem bo¨yle bir su¨rec¸ bas¸layacak, daha ne demeye Sayın Demirtas¸’la Sayın Yu¨ksekdagˆ ic¸eride tutulur ki? Herhalde kimse PKK mensuplarını serbest bırakıp siyasetc¸ileri ic¸eride tutmayı du¨s¸u¨nmu¨yordur. Bu olmayacagˆına go¨re niye bırakmıyorlar Sayın Demirtas¸’la Sayın Yu¨ksekdagˆ’ı? Hem de AI·HM kararlarına ragˆmen. Niye bırakmadıklarını so¨yleyeyim. I·ktidar hem onları hem de ic¸erideki digˆer siyasileri koz olarak kullanmak istiyor. I·ktidar istiyor ki, yarın yu¨ru¨tu¨lecek mu¨zakerelerde elinde daha fazla koz olsun. O¨rgu¨tle, DEM Parti’yle yu¨ru¨tecegˆi pazarlıklarda kullanmak ic¸in ic¸eride tutuyorlar Demirtas¸’la Yu¨ksekdagˆ’ı. C¸u¨nku¨ samimi degˆiller, c¸u¨nku¨ tutarlı degˆiller, daha da ko¨tu¨su¨ ciddi degˆiller…

I·nsanların gu¨nlerini, gecelerini, yakınlarıyla gec¸irecekleri saatleri, sagˆlıklarını kendi siyasi hesapları ic¸in c¸alıyorlar. Bir gu¨n bile cezaevinde olmaması, haklarında sorus¸turma bile ac¸ılmaması gereken binlerce insan var cezaevinde. Hepsi bu iktidarın siyasi hesapları yu¨zu¨nden. Siyasi hesapları ic¸in her s¸eyi yapabilen, istedigˆini cezaevine atıp, istedigˆinin suc¸unu go¨rmezden gelebilen bir iktidar var bugu¨n u¨lkemizde.”

“U¨lkemiz, Gazze’de kalıcı ve adil bir barıs¸ ic¸in agˆırlıgˆını koyan bo¨lgesel akto¨r olmalıdır”

İmamoğlu, Gazze’de varılan anlaşmaya yönelik soruyu şöyle yanıtladı:

“Gazze’de iki yıl su¨ren yıkımın, on binlerce sivilin o¨lu¨mu¨nu¨n ardından bir ates¸kesin ve barıs¸ anlas¸masının imzalanması, kus¸kusuz insanlık adına umut verici bir gelis¸me. Ancak her zaman so¨ylu¨yorum: Barıs¸, yalnızca silahların susmasından ibaret degˆildir. Filistin halkının evlerine do¨ndu¨gˆu¨, yaralarının sarıldıgˆı, kendi topraklarında gu¨venle yas¸ayabildigˆi ve adaletin yeniden tesis edildigˆi bir du¨zen tesis edilmeli. Anlas¸mayı bu c¸erc¸evede degˆerlendirdigˆimizde bazı temel zafiyetler go¨ze c¸arpıyor. O¨ncelikle, uygulama, denetim ve yaptırım mekanizmaları ac¸ık bic¸imde tanımlanmadıgˆı ic¸in bu anlas¸manın sahada ihlal edilme riski yu¨ksek. Ne bagˆımsız bir izleme organı o¨ngo¨ru¨lmu¨s¸ ne de yu¨ku¨mlu¨lu¨klerin yerine getirilmemesi durumunda devreye girecek yaptırımlar belirlenmis¸.

Sahadaki asli taraflar yani I·srail ve Hamas bu anlas¸manın dogˆrudan imzacısı degˆil. Bu kopukluk, ates¸kesin sahada uygulanabilirligˆini ciddi bic¸imde sınırlandırıyor. Kalıcı barıs¸, ancak c¸atıs¸manın fiili akto¨rleri su¨rece sahip c¸ıktıgˆında mu¨mku¨ndu¨r; bas¸ka tarafların tehdit veya baskısıyla degˆil. I·nsani eris¸im ve yeniden ins¸a bas¸lıklarında ciddi belirsizlikler var. Anlas¸manın hemen ardından I·srail’in yardım konvoylarını kısıtlaması endis¸e verici bir tablo. Filistin Yo¨netimi’nin rolu¨, Gazze’nin yeniden idaresinin kim tarafından yu¨ru¨tu¨lecegˆi ve Birles¸mis¸ Milletler ile Avrupa Birligˆi gibi kurumların go¨zetim yetkileri net bic¸imde tanımlanmamıs¸. Bu kurumsal bos¸luk, uzun vadeli istikrarın o¨nu¨nde ciddi bir engel tes¸kil ediyor.

Filistin’de barıs¸, insanların yeniden evlerine do¨nebilmesi, c¸ocukların okullarına gidebilmesi ve temel yas¸am kos¸ullarının sagˆlanmasıyla anlam kazanır. Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkının tanındıgˆı, iki devletli c¸o¨zu¨m temelinde adil ve kalıcı bir barıs¸ su¨reci, yalnızca Gazze’de degˆil, Batı S¸eria ve Kudu¨s’te de gu¨venlik ve adaletin yeniden tesis edilmesiyle mu¨mku¨n olacaktır. Tu¨rkiye’nin oynadıgˆı rol sadece ates¸kesin sagˆlanmasında ve esir takasında Hamas’ın ikna edilmesiyle sınırlı kalmamalıdır. U¨lkemiz, kalıcı ve adil bir barıs¸ ic¸in iki devletli c¸o¨zu¨m ic¸in agˆırlıgˆını koyan bir bo¨lgesel akto¨r olmalıdır.”

“Kalıcı barıs¸a dair henu¨z inandırıcı bir perspektif yokken, nes¸eyle verilen pozları c¸ok hazin buldum”

İmamoğlu, “Mısır’daki anlas¸ma to¨reni sırasında kameralara yansıyan liderlerin fotogˆrafı ile yas¸anan acı arasında bir kopukluk da go¨ren-yorumlayan c¸ok oldu. Sizin go¨ru¨s¸u¨nu¨z nedir” sorusuna şu yanıtı verdi:

“S¸arm el-S¸eyh’te imzalanan anlas¸manın ardından paylas¸ılan fotogˆrafları ve liderlerin gu¨lu¨p s¸akalas¸tıgˆı, henu¨z tahsis edilmemis¸ bir ‘Kalıcı Barıs¸ ve Refah’ sloganı o¨nu¨ndeki kareleri, Gazze’de yas¸anan insanlık trajedisi hakkında hic¸ kimse hesap vermemis¸ken, kalıcı barıs¸a dair henu¨z inandırıcı bir perspektif yokken, nes¸eyle verilen pozları c¸ok hazin buldum. C¸u¨nku¨ o karelerin arkasında, ha^la^ enkaz altından sevdiklerinin cesetlerini ve es¸yalarını c¸ıkaran aileler, gu¨venli bir sıgˆınak arayan c¸ocuklar ve temel ihtiyac¸lara eris¸emeyen yu¨zbinlerce insan var. Bu gerc¸ek, fotogˆrafların verdigˆi iyimserlikten c¸ok daha derin bir sorumluluk duygusunu beraberinde getiriyor.

Bu bulus¸manın, 70 bin canın katledildigˆi ve yu¨zbinlerce insanın c¸aresizce, umutsuzca yerinden edildigˆi ve her gu¨n ac¸lıkla sınandıgˆı bir tabloda, bo¨ylesine nes¸eyle ve bir festival edasıyla gerc¸ekles¸mesi insanlık adına hazindir. Bir fotogˆraf, ancak temsil ettigˆi degˆerler kadar anlamlıdır. Liderlerin sahnedeki gu¨lu¨msemeleri, ancak sahadaki acıların dindigˆi, adaletin yeniden tesis edildigˆi gu¨n hak ettigˆi kars¸ılıgˆı bulacaktır. O gu¨ne kadar, bos¸ bir zafer, hatta daha ko¨tu¨su¨, duyarsızlık ve umursamazlık olarak yorumlanacaktır. Gazzelilerin yu¨zu¨ gu¨lmeden, hic¸birimizin yu¨zu¨ gu¨lemeyecektir. Yu¨ce Allah, hala o¨lmekte ve zulu¨m go¨rmekte olan Gazzeli kardes¸lerimizle olsun.”

“Nobel Barıs¸ O¨du¨lu¨’yle ilgili paylas¸ımım, bir kis¸iyi degˆil bir halk iradesini selamlayan bir dayanıs¸ma mesajıdır”

Nobel Barıs¸ O¨du¨lu¨’nü alan Marina Corina Machado’ya yönelik mesajına gelen eleştirilerin sorulması üzerine İmamoğlu, şunları kaydetti:

“Ben yıllardır Filistin halkının haklı davasının yanında durdum. Bu u¨lkede yetis¸mis¸ her bir has Anadolu evladının so¨z konusu Filistin oldugˆunda hissettigˆi neyse benimki de odur. Cezaevinde bulundugˆum s¸u gu¨nlerde dahi kalbim ve ruhum Gazze’de her gu¨n ac¸lıkla, baskıyla, katliamla sınanan masumlarla birliktedir. Filistin’in tu¨m du¨nyaca tanındıgˆı, haklarına saygı duyulan bir millet olması ic¸in neler yapabilecegˆimize ilis¸kin c¸alıs¸malarımızı hic¸ durdurmadık. Hem kendi cogˆrafyamızda hem de Mu¨slu¨man cogˆrafyasında huzurun ha^kim olması degˆis¸meyen gu¨ndemimiz. Bu sebeple her s¸eyden o¨nce yaptıgˆım paylas¸ımı, art niyetle ve o¨zellikle Filistin meselesi u¨zerinden konus¸anlar, bizim gec¸mis¸ten beri nerede durdugˆumuza baksınlar.

Benim Nobel Barıs¸ O¨du¨lu¨’yle ilgili paylas¸ımım, bir kis¸iyi degˆil bir ilkeyi, demokrasiyi, o¨zgu¨rlu¨gˆu¨ ve halk iradesini selamlayan bir dayanıs¸ma mesajıdır. Norvec¸ Nobel Komitesi, ‘diktato¨rlu¨klerin go¨lgesinde bile demokrasiye inananlara’ ithaf etti bu o¨du¨lu¨. Ben de bu ac¸ıklamaya, bu evrensel demokrasi c¸agˆrısına yanıt verdim. Ne yazık ki bu tebrik yapılırken ne kendisinin Filistin ile alakalı fikirlerinden ne de o¨du¨lu¨ ABD Bas¸kanı’na ithaf etmesinden haberdardım. Go¨rdu¨gˆu¨mde bu¨yu¨k bir hayal kırıklıgˆına da ugˆradım. Niyetim c¸ok ac¸ık olmakla birlikte bu konuda incittigˆim, u¨zdu¨gˆu¨m bir kardes¸imiz bile varsa, bundan bu¨yu¨k bir u¨zu¨ntu¨ duydugˆumu bu vesileyle ifade etmek isterim. Ancak bu durumu fırsat bilip bizi dıs¸ mu¨dahalelerden medet ummakla suc¸lama cu¨reti go¨sterenlere de iki c¸ift lafım var:

Bizim demokrasi ve adalet mu¨cadelemizin dayandıgˆı yegane irade merci ve beklentimizin olacagˆı makam aziz Tu¨rk milletidir. Milletten bas¸ka bir adresimiz olmaz, olamaz! Dıs¸ mu¨dahaleler yalnızca topla tu¨fekle ya da ultimatomlarla yapılmaz. Bir u¨lkenin bagˆımsız karar alamadıgˆı her durum da dıs¸ mu¨dahaledir. Bugu¨n, okyanus o¨tesinden mes¸ruiyet bekleyenlerin akıl almaz tavizler verdigˆi, daha pahalı dogˆal gaz anlas¸malarına imza attıgˆı ve u¨lkemizin nadir elementlerini ham halde yok pahasına bas¸ka u¨lkelere pazarlamayı planladıgˆı bir tabloyla kars¸ı kars¸ıyayız. Bir telefonla tutukluyu serbest bırakan, bir telefonla kendi u¨lkesinde katledilen gazetecinin dosyasını muhtemel faile teslim eden, du¨n so¨ylediklerini bugu¨n yutanların en azından biraz haya edip susmasını beklemek hakkımızdır. Bizim dıs¸ mu¨dahalelerden medet umdugˆumuzu iddia edenler, o¨nce kendilerinin yurt dıs¸ından ‘mes¸ruiyet’ arayıs¸larını ve bas¸ka u¨lkelere kapı arkasından verdikleri tavizleri ac¸ıklasınlar.”

“Cemevleri, Alevi vatandas¸larımızın ibadethanesidir, nokta”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahc¸eli’nin “Cemevlerinin ibadethane olması engeli kalkmalıdır” sözleri üzerinden sorulan soruya İmamoğlu, şöyle karşılık verdi:

“Maras¸’la, C¸orum’la, Gazi Mahallesiyle, Sivas’la, Alevileri ve digˆer vatandas¸larımızı hedef alan bu¨tu¨n saldırılarla, bu¨tu¨n katliamlarla yu¨zles¸memiz gerekir. Hem sorumluların hesap vermesini sagˆlamak hem de bir daha tekrar etmesini o¨nlemek ic¸in. Hesabı sorulmayan, hesabı verilmeyen suc¸, katliam illaki tekrar eder. O¨te yandan, Alevi vatandas¸larımızın es¸it vatandas¸lıkla ilgili bu¨tu¨n taleplerinin kars¸ılanması geregˆine inanan bir siyasetc¸i olarak Alevilerin taleplerinin kars¸ılanmasına do¨nu¨k her giris¸ime de nereden, kimden geldigˆine bakmaksızın destek olurum. Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması gerektigˆini senelerdir so¨ylu¨yoruz. Bu temel talebin kars¸ısında duran senelerdir mevcut iktidarın zihniyeti oldu. Benim ac¸ımdan konu net: Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması da gerekir, Alevilere do¨nu¨k bu¨tu¨n ayrımcı so¨ylem ve uygulamalara son verilmesi de… Cemevleri, Alevi vatandas¸larımızın ibadethanesidir, nokta.

Bu su¨reci bas¸latmaları c¸ok gec¸ kalınmıs¸ ve hic¸ tartıs¸ılmaması gereken bir konudur. Bu sebeple acilen tamamlanmasını ve Alevilerin inanc¸ haklarına bu¨tu¨nu¨yle kavus¸masını dilerim. I·BB’de 31 Mart 2024 sonrası meclis c¸ogˆunlugˆunu sagˆladıgˆımızda cemevlerinin ibadethane statu¨su¨nu¨ elde ederek hizmet almalarını sagˆlayacakları bir meclis kararının sadece CHP grubunun oylarıyla kabul edilmesini ve karar metnini incelemelerini o¨neriyorum. Ama s¸unda haklısınız. Alevi ac¸ılımı tıpkı bir senedir yu¨ru¨tu¨len su¨rec¸ gibi durup dururken gu¨ndeme gelmedi. I·ktidar bir anda demokrat olmaya karar verip, vatandas¸larımızın haklı taleplerini kars¸ılayalım demeye bas¸lamadılar. Bo¨lgemizde bu¨yu¨k bir jeopolitik do¨nu¨s¸u¨m yas¸anıyor ve iktidar ortakları hem bu do¨nu¨s¸u¨me kars¸ı kendilerince tedbir almaya c¸alıs¸ıyor hem de bu do¨nu¨s¸u¨mu¨ kurdukları otoriter rejimi pekis¸tirmek ic¸in bir fırsat olarak kullanmaya c¸alıs¸ıyor. Ku¨rtlere, Alevilere bir kısım hak lu¨tfedip kars¸ılıgˆında vatandas¸ları otoriter rejim kars¸ısında pasifize etmeyi amac¸lıyorlar.

“Tek c¸aremiz sec¸im, sandık ve bu iktidarın degˆis¸mesidir”

Es¸it vatandas¸lıgˆa, toplumsal barıs¸a inandıklarından degˆil, du¨nyanın ve bo¨lgenin degˆis¸en s¸artlarında iktidar gemisini yu¨zdu¨rmenin, otoriter rejimlerini devam ettirmenin derdinde oldukları ic¸in kendilerince bo¨yle ac¸ılımlar yapıyorlar. Derdi es¸it vatandas¸lık, derdi toplumsal barıs¸ olan bir iktidar olsaydı, bunca suc¸suz gu¨nahsız insan, genc¸, kadın, c¸ocuk, gazeteci, siyasetc¸i, aktivist, ko¨ylu¨, sendikacı cezaevinde olur muydu? C¸eteler, mafya, vurguncular, hırsızlar itibar go¨ru¨p, serbestc¸e dıs¸arıda gezerken bunca suc¸suz insan hapsedilir miydi? I·nsanlar agˆzını ac¸maya korkar hale gelir miydi? Derdi es¸it vatandas¸lık, derdi toplumsal barıs¸ olan bir iktidar olsaydı u¨lkenin birinci partisi yargı yoluyla felc¸ edilmeye c¸alıs¸ılır mıydı? Yok, bunların derdi dedigˆim gibi es¸itlik, hak hukuk degˆil, lu¨tuf yoluyla iktidarda kalmak. Akıllarınca Ku¨rt ve Alevi vatandas¸larımıza ‘bakın bir s¸eyler yapıyoruz’ demek istiyorlar. Sormazlar mı, bunca sene neredeydiniz? Sormazlar mı, peki adalet, peki ekonomi, peki kiralar, peki c¸ars¸ı pazar fiyatları, peki okula ac¸ giden c¸ocuklar? Hu¨ku¨metin bunları c¸o¨zecek kabiliyeti ve bu sistemle bas¸arılı olacak bir yolu olmadıgˆı nettir. Tek c¸aremiz sec¸im, sandık ve bu iktidarın degˆis¸mesidir.”