Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) ve Hizmet-İş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Arslan, Terörsüz Türkiye Süreci’ne ilişkin “Bir daha fatura ödemek istemiyoruz. Bir daha bu ülkede kan aksın, çatışma olsun istemiyoruz. Onun için bu ülkenin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini daha da değiştirmek için üzerimize düşen sorumluluğu dün olduğu gibi bugün de yapmamız gerekiyor.” dedi.
Van’ın Edremit ilçesindeki Uygulama Oteli konferans salonunda düzenlenen Hizmet-İş Van Şube Başkanlığı 10. Olağan Genel Kurulu’na katılan Arslan, kentte DEM Partili belediyelerde işten çıkarılan işçilerin 520 gündür hak mücadelesi verdiğini söyledi.
Uzun bir hukuk mücadelesinden sonra işçilerden bazılarının görevlerine döndüğünü, diğerlerinin de işe dönmesi için mücadeleyi sürdürmeye devam ettiğini belirten Arslan, şunları kaydetti:
“Zor bir süreçten geçiyoruz. Bütün bu zorlukları aşmak için elimizden gelen çabayı her şeye rağmen gösteriyoruz. Hukuk anlamında büyük bir başarı hikayesine imza attık. Hemen hemen bütün işe iade davalarını kazandık. Bu bölgede işsiz kalmanın, işten çıkarılmanın ne demek olduğunu biliyoruz. Onların yaşadığı acıları, sıkıntıları, sorunları biliyoruz. Hasta çocuğu, engelli çocuğu, şehit yakını, gazi çocuğu olan kardeşlerimizin işten atılmasının yaşattığı travmaların farkındayız. Bunları sona erdirmek için 31 Mart’tan bu yana sürdürdüğümüz mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz.”
“Bir daha bu ülkede kan aksın, çatışma olsun istemiyoruz”
Terörsüz Türkiye sürecini sendika olarak sonuna kadar desteklediklerini dile getiren Arslan, sürecin geçmişte olduğu gibi yeniden sabote edilmemesi için herkesin dikkatli olması gerektiğini vurguladı.
Herkesin 27 Şubat’taki deklarasyona uyması gerektiğini anlatan Arslan, şöyle devam etti:
“Türkiye Cumhuriyeti devleti asla bir pazarlık yapmadığını her fırsatta ilan ediyor. O zaman öncelikle terör örgütünün kendini feshetmesi, silahların bırakılması ve bu konuda verilen sözlerin, ortaya konulan hedeflerin gerçekleşmesi gerekiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve komisyon da bundan sonraki süreçleri, gereği şekilde yerine getirecektir. Ancak 27 Şubat’ta İmralı’nın ortaya koyduğu deklarasyonun hedefi sadece Türkiye’deki PKK değil, Irak’taki, Suriye’deki, hatta İran’daki PKK’dır. Dolayısıyla bir kısım çevrelerde bugünlerde SDG’nin bunun dışında olduğu, dolayısıyla bunu kapsamadığı gibi şeyler söyleniyor. Bu külliyen yanlıştır ve doğru değildir. Bütün bu hedefler silah bırakılacak, feshedilecek PKK’nın unsurlarıdır. Türkiye’de zaten PKK diye bir şey kalmamış. Dolayısıyla bölgedeki PKK unsurlarının da silahlarını bırakıp ve bu sürecin içine dahil edilmesi gerekiyor.”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu süreçte inisiyatif alması ve komisyonun çalışmalarına devam etmesinin önemine değinen Arslan, “Yaşanacak krizlerin en büyük faturasını ne yazık ki bölge insanı her zaman çekti. Bir daha fatura ödemek istemiyoruz. Bir daha bu ülkede kan aksın, çatışma olsun istemiyoruz. Onun için bu ülkenin birliğini, beraberliğini, kardeşliğini daha da değiştirmek için üzerimize düşen sorumluluğu dün olduğu gibi bugün de yapmamız gerekiyor.” dedi.
“Direniş filosunun Gazze topraklarına girmesi tarihi bir başarı”
İsrail’in Küresel Sumud Filosu’na yönelik saldırısına da tepki gösteren Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“100 yıldır maalesef bölgede kan ve gözyaşı var. İşgal var, zulüm var, haksızlık var, kendi topraklarında mülteci olmak var. İnsani hiçbir hakları verilmeyen mazlum Filistin halkı var. Biz bu halkla beraber yaklaşık 4 asır yaşadık. Tarihi bağlarımız var ve o topraklarda kutsal mabedimiz var. Bu nedenle ‘Filistin’den bize ne’ diyemeyiz. Toprakları elinden alınmış emperyalist güçler tarafından zulümlerin hepsini yaşamışlar. En son soykırım dahil. Çocuklarına bir lokma ekmek, bir ilaç bulamayan, bir yudum su bulamayan insanları eleştirmekten vazgeçelim. Onlarla dayanışma içinde olalım. Onlara kardeşliğimizi gösterelim. Onlarla yan yana olduğumuzu söyleyelim. Hiç değilse dua edelim. Direniş filosunun gerçekten İsrail’in işgal ettiği Gazze topraklarına, sınırlarına girmiş olması tarihi bir başarı. Etrafı cezaevine dönüştürülmüş Gazze ablukasının kırılması tarihi bir başarıdır.”
“Yeni bir Asgari Ücret Tespit Komisyonu oluşturalım”
Asgari Ücret Tespit Komisyonunca aralıkta yapılması beklenen çalışmaları hatırlatan Arslan, komisyonun yapısının antidemokratik, yetersiz, 70’li yıllardan kalma eskimiş bir mevzuata dayandığını öne sürdü.
Daha katılımcı, çoğulcu, demokratik bir asgari ücret tespit komisyonunun oluşturulması gerektiğini belirten Arslan, “Sayın Bakanımıza buradan çağrı yapıyorum. Aralık ayına gelmeden sosyal tarafları toplayın. Nasıl bir Asgari Ücret Tespit Komisyonu olmalıdır diye konuşalım, tartışalım. Dünyadaki örneklerini masaya koyalım. Yeni bir Asgari Ücret Tespit Komisyonu oluşturalım. İşçi ve işverenlerin orada olduğu ve hükümetin de hakemlik görevi yaptığı bir komisyonu birlikte inşa edelim.” şeklinde konuştu.
AK Parti İl Başkan Abdulahat Arvas da olağan genel kurulun hayırlı olmasını diledi.
Tek listeyle yapılan genel kurulda mevcut başkan Fatih Akdeniz, yeniden il başkanlığına seçilerek güven tazeledi.