Haber : Berfin BAYSAN – Kamera: Kerim UĞUR
(İZMİR) – TÜİK, 2025 Eylül ayı enflasyon verilerini açıkladı. TÜİK, yıllık enflasyon oranını yüzde 33,29 olarak açıklarken, bağımsız araştırma grubu ENAG bu oranı yüzde 63,23 olarak duyurdu. Hayat pahalılığının verilerle uyumlu olmadığını düşünen vatandaşlar, “TÜİK verileri gerçeği yansıtmıyor. Çoluk çocuğu olanlar yandı. Her şey pahalı, ateş pahası” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı Eylül ayına ilişkin enflasyon verilerini kamuoyuyla paylaştı. Buna göre, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Eylül ayında bir önceki aya göre yüzde 3,23 oranında artış gösterdi. Yıllık bazda ise enflasyon yüzde 33,29 olarak gerçekleşti. TÜİK verilerine göre enflasyon, aylık bazda yüksek seyrini sürdürürken, yıllık artış oranı da dikkat çekti. Gıda, ulaştırma ve konut gibi temel harcama gruplarındaki fiyat artışları enflasyon üzerinde etkili oldu.
Öte yandan, Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre ise Tüketici Fiyat Endeksi Eylül ayında yüzde 3,79 artarken, yıllık enflasyon yüzde 63,23 oldu. TÜİK ile ENAG arasındaki aylık farkı ilk kez çok yakınlaştı, Ancak yıllık oranda arasındaki fark devam ediyor. Bu durum hesaplama yöntemleriyle ilgili tartışmaları yeniden gündeme getirdi. İzmir’in Kemeraltı Çarşısı’nda vatandaşların enflasyon ve hayat pahalılığına ilişkin görüşlerini ANKA Haber Ajansı’na dile getirdi.
“Hissedilen enflasyon yüzde 70”
Enflasyon oranının çok yüksek olduğunu dile getiren Nuri Kadan, şunları söyledi:
“Bana göre şu anda onlar kendi menfaatleri, kendi çıkarları için enflasyonu düşürecekler ki emekli maaşını da düşürecekler. Zaten pahalılık oranı desen, almış başını gitmiş; kimse tutamıyor. Bunu engellemiyorlar. Her gün bir şey değişiyor. Bir markete gidiyorsun, her gün bir rakam değişiyor. Her gün fiyat artıyor, zamlar geliyor. E şimdi emekli olsan da bu ülkede hiçbir şey fayda etmiyor. Avrupa’ya baktığımızda adamlar geliyor, bir aylık maaşla burada bir ay geçiniyor. Biz bir aylık maaşla iki gün geçinemiyoruz kardeşim. Yani şimdi burada bir şey var mı? Bu adalet mi? Değil. Onları herkes kendisi görür. Şimdi bunlar kendi adamlarına iş kurar, iş verir, iş yapar, iş getirir, iş götürür. Bize ne getirdi? Hiçbir şey. Bin 600 lira bir maaş zam yaptı. TÜFE’ye baksınlar. Bir oradan yola çıksınlar. Bu halkın hemen, tam ayakta dimdik durması gerekiyor. Kendi haklarını kendileri savunması gerekiyor. Birilerine kaderimizi teslim etmemeliyiz. İnsan kendi kaderini kendisi tayin eder. Başkası tayin edemez yani.
Enflasyon oranı açıklanandan çok daha yüksek. Bana göre yüzde 70’i geçmiştir. Yüzde 60 diyorlar ya… Şu an yüzde 70’leri geçmiş. Biz bilmiyoruz. Halk şu anda ne biliyor musun? ‘Bugünü nasıl kurtarayım, yarına Allah büyüktür’ mantığı var şu anda. O yüzden yani enflasyon yüzde 63 olmuş, yüzde 70 olmuş… Hangi hükümet ‘Ben enflasyonu yüzde 70’e çıkardım’ der? ‘Yüzde 10’a düşürdüm, yüzde 13’e düşürdüm, yüzde 23’e düşürdüm’ diyecek. Seni bu şekilde oyalayacak yani. Vur ensesine, el ekmeğini işte… Emeklinin maaşını elinden alıyorlar.”
“Ben halkım, aptal değilim”
TÜİK verilerine inanmadığını dile getiren Ferbal yıldırım, “ENAG’a inanıyorum. TÜİK’e inanmıyorum. Neden? Kim için çalıştığını sormak lazım. Halk için mi çalışıyor, hükümet için mi çalışıyor? Ben bunu sorgularım. Ben güvenmiyorum. Bu kadar. Yaşarken hissediyorum. Alışverişte hissediyorum, her şeyi hissediyorum. Enflasyon var. Çok fazla oranda var. Gerçekler yansıtılmıyor. Bunu söylüyorum. Ben halkım, ben aptal değilim. Ben her şeyi anlarım. Okumuşu da anlar, okumamışı da anlar. Çünkü tencere nasıl kaynıyor, ona bakar. Sadece ihtiyaçlarımı alıyorum ve gidiyorum. Son zamanlarda herkes için bu böyle. İhtiyacını minimum oranda alıyor, tenceresini kaynatıyor ve dönüyor” ifadelerini kullandı.
TÜİK nerede alışveriş yapıyorsa biz de orada yapalım” diye konuştu.
İsmini vermek istemeyen bir vatandaş ise, “Vallahi geçen gün bulgur almaya gittim. 55 liraydı, şimdi 70 lira olmuş. Aradaki farka bak, nasıl! Enflasyon. 400 lira peynirin kilosu. Bize de söylesinler yani, o nereden alışveriş yapıyorsa biz de gidelim. Daha iyi vallahi. Zaten aldığımız üç kuruş para. Orayı kazandıralım bari. Söylesin TÜİK bize. Nereden alıyorsa gidelim alalım. Hem bizim için çok iyi, hem o mağaza için de alışveriş daha iyi olur. Kazancı bol olur. Olmaz mı? Gidiyorsun, bin lira; yüz lira oldu artık. Yüz liralar beş lira olmuş. Öyle yani. Yalan. Hepsi yalan. Yüzde 100’dür enflasyon. Emekliyiz. Artık siz de biliyorsunuz emekli maaşıyla nasıl idare olduğunu. Her şeye yüzde 25, doğalgaza yüzde 30, bize yüzde 10-16 zam. Bu nasıl olur? Hep kendilerine çıkarlarına” ifadesini kullandı.
Hayat pahalılığına değinen finans uzmanı Nurcan Özbaykal, “Enflasyon oranlarını biliyorsunuz zaten. Hayatın ne kadar zor olduğunu biliyorsunuz. Kesinlikle açıklananlar gerçek değil. Zor, yetişemiyoruz hiçbir şeye ama maalesef ki bu kadar düşük açıklıyorlar. Bizi çok daha zor durumda bırakıyorlar. Ben finans uzmanıyım zaten. Biz müşterilerimize normal TÜFE 12 aylık ortalama üzerinden yazıyorum ama TÜİK’in açıkladığı oranlar hani mümkün değil, gerçek değil” dedi.
“İtibardan tasarruf etmek zorundayız”
Köklü değişikliklerin yapılması gerektiğine vurgu yapan Aşkın Darcan adlı bir vatandaş ise “Yani hangisine inanacağımızı şaşırdık. Ne hissedeceğiz biz? Belki ENAG’dan bile fazla olabilir yani. Pahalılık var, hissedilir pahalılık var. Çoluk çocuğu olanlar yandı. Şimdi okullar başladı. Her şey pahalı. Ateş pahası. Ama köklü değişiklikler lazım. İlk önce tepeden başlayıp aşağı doğru biraz iktisat yapmaları gerekir. Ben 20 sene yurt dışında, birçok ülke gezdim. Hiçbir tanesinde böyle bir şey görmedim. İtibardan tasarruf etmek zorundayız. Ben bunu söylüyorum bir vatandaş olarak. Hepimizin şu anda açıklamalara göre her doğacak çocuğun 140 milyon lira borçla dünyaya geldiği söyleniyor. Bu kötü bir şey. Şu anda kötü. Emekli kötü. İşçiler kötü. Herkes kendini kötü hissediyor. Beyaz yakalılar, mavi yakalılar… Toplamda halkın büyük kesimi. Yarısından fazlası. Bence bunu dikkate almak lazım” şeklinde konuştu.
İktidarın değişmesi gerektiğini ifade eden Erdi Eren, “Çok üzülüyorum Türkiye için. Ülkemiz bunları hak etmiyor. Ben emekliyim. Şimdi gözlük yaptırmaya gideceğim. Bilmiyorum ne kadar tutacağını. Çok üzücü. İnşallah her şey düzelir. Yeter artık, bu iktidar değişsin” dedi.
“TÜİK yanlış söylüyor”
Açıklanan verilere güvenmediğini belirten Selim Oğuz, “TÜİK verilerle değil de direktiflerle hareket ediyor. Bu şekilde açıklarım. Güvenmiyorum. En az yüzde 60. Yani ENAG’sa daha doğru. Tabii daha doğru. Yani seçime kadar sabredeceğiz. İnşallah seçimde hükümet değişecek, rahatlayacağız” dedi.
Kiraların yüksek olmasına ve asgari ücretin yetersizliğine değinen Şerafettin Baycur, şunları söyledi:
“Zaten emeklileri öldürmüşler. Emekliler de durmadan kendi cebinden yiyor. Şu anda emekliyim ben. Dört çocuk var. Dördü de üniversite mezunu; bir tanesini işe koyamıyorsun. Al birini vur ötekine. Hepsi aynı. Siyaset dediğin… Ne bileyim artık… İnsanlar nefret ediyor siyasetten. Yani hangisine bakıyorsan eli yoldan gidiyor, düz yoldan gitmiyor. Gençlerimiz boşta geziyor. Dört tane çocuk diyorum, dört tane çocuk nasıl yapsın? Evlenemiyor zaten gençlerimiz. Üniversiteyi bitiriyor, işe giremiyor. Nasıl oluyor bu? Anlamadım ben yani. Enflasyona ben inanmıyorum ki. Enflasyonu yanlış veriyorlar. Memurlara verdi, yüzde 16 filan verdi. Yani bu geçim olur mu? Bugün çocuğu evlendireceksin, bir cumhuriyet altını olmuş 35–37 bin lira; nasıl evlendirecek? Mümkün değil. Kira olmuş 30–40 bin lira; nasıl evlenecek? Mümkün değil yani. Çünkü TÜİK de yanlış söylüyor. Enflasyon daha yüksek. TÜİK’in verileri yanlış. Bugün bir asgari ücret alıyor, 23 bin lira para alıyor. 23 bin lira ile nasıl ev geçindirecek adam? 23 bin lira zaten ev kirası. Bunun yol parası var, yemek parası var, çocuğu olursa zaten adam artık dilenmeye başlıyor. Dilenmeye başlıyor.”