Haber: Kemal Onur ATALAY
(AKSARAY) – Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği (TDSYB) Genel Başkan Yardımcısı Bekir Kayan, üreticinin elindeki karkas etin kilosunun 450-470 lira civarı olduğunu belirterek, “Nasıl oluyor da bu rakam markete gittiği zaman bin liraya çıkıyor? Burada kim kazanıyor? Bizler de şaşırıyoruz, devletimizin kontrolleri var ama maalesef yetersiz. Et üretiminde de süt üretiminde de kazanan aracılar” dedi.
Kayan, yaptığı açıklamada, Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği süt fiyatlarının yetersiz olduğunu ifade etti.
Tarım ve hayvancılığın desteklenmesinin enflasyon oranlarına bağlanması gerektiğini söyleyen Kayan, “Türkiye’de üretici önünü göremiyor, girdi maliyetleri ortada. Yıllık ve aylık bazda enflasyon açıklamaları yapılıyor. Biz istiyoruz ki tarım ve hayvancılık sektöründe uğraşanların desteklemeleri enflasyon bazında yapılsın. Bizim de et ve süt fiyatlarımız sabitlensin, üreticilerimiz ne kadar süt parası alacağını ona göre hesaplar. Hayvancılık üretimimizi daha ileri noktalara taşımamız gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.
“Devletimiz süt konusunda desteklemesini artırmalı”
Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği fiyatların yetersiz olduğunu da belirten Kayan, “Ulusal Süt Konseyi zaman zaman süt fiyatlarını belirliyor. Ekim ayı içerisinde 1 litre çiğ süte 19 lira 60 kuruş fiyat belirlemiş. Oysaki üreticinin maliyeti 21 lira. Ortada bir açık var. Devletimiz süt konusunda desteklemesini artırmalı, üreticinin geçinebilmesi için çiğ sütün litre fiyatının 22 liranın altına düşmemesi gerekmekte. Geçtiğimiz dönemlerde süt üreticileri çok büyük sıkıntılar yaşadı. Sütün litresinin 12-13 lira olduğu dönemler oldu. Süt üreticilerimizin büyük bir kısmı batma noktasına geldi” dedi.
“Müthiş bir ekonomik kaybımız var, üretici ne öldü ne oldu”
Üreticinin batma noktasına gelmesinin en büyük nedenlerinden birinin sanayiciler olduğunu söyleyen Bekir Kayan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Devletimiz her ne kadar bu konuyu sübvanse edebilmek için süt tozu kotası vermiş olsa da üretici sürünerek bugünlere geldi. Üretici bir taraftan girdiler ve düşük süt fiyatları ile uğraşırken maalesef bir de şap hastalığı ile uğraşmak zorunda kaldı. Şap hastalığından dolayı arz talep dengesi de değiştiği için süt fiyatları biraz da olsa yükselişe geçti ama bu duruma üzülelim mi sevinelim mi burası da ayrı bir konu. Müthiş bir ekonomik kaybımız var. Biz günü kurtarmaya çalışıyoruz. Üreticimizin 5-10 yıllık sağlıklı kalkınma projelerine ihtiyacı var. Çünkü üreticimiz de 1 yıl sonra ne ile karşılaşacağını bilmeli.”
“Et ve süt üretiminde kazanan aracılar”
Hayvancılığın gelişebilmesi için anaç hayvanların korunması gerektiğini belirten Kayan, şöyle konuştu:
“Ülkemizdeki et fiyatlarının yüksek olmasının en büyük nedeni girdi maliyetlerinin yüksek olması. Yalnız burada çok önemli bir konu var, bugün üreticinin elindeki karkasın kilosu 450-470 lira civarı. Nasıl oluyor da bu rakam markete gittiği zaman bin liraya çıkıyor? Burada kim kazanıyor? Bizler de şaşırıyoruz, devletimizin kontrolleri var ama maalesef yetersiz. Et üretiminde de süt üretiminde de kazanan aracılar. Et ve süt ürünlerini işleyen sanayicilerimiz ortak paydada zaman zaman buluşsa da maalesef bazı sanayicilerimiz var ki ‘Rabbena, hep bana’, bu düşünceyle hareket ediyorlar, üreticimizi öldürüyorlar. Üreticimiz de yaşasın ama bencil sanayicilerimizin davranmasının sonucunu üreticimiz ödüyor. Sonra sanayici bize sitem ediyor, ‘Ya bize niye ürün vermiyorsunuz, benden niye kaçıyorsunuz?’ diye. Sen üreticiyi desteklemiyorsun, hep kendi kar marjını düşünüyorsun. Aylarca sen üreticinin üzerinden para kazandın, üreticiyi öldürdün, bu üreticiyi sömürdün, bu üretici senin yanında durur mu?”
Aracı kurumların tüm ticari kuralları bitirdiğini söyleyen Kayan, “Üreticilerin sigortasını devletin karşılaması gerekiyor. Köylerin boşalmaması için üreticinin ve köylünün desteklenmesi çok önemli. Şehirde ne varsa köyde de olmalı” dedi.