Eylül ortasında bir akşam üstü İtalya’nın kuzeyindeki Veneto bölgesinde, UNESCO Dünya Mirasları listesindeki tepelere bakan bir bağdayız.
Bir üretici burada yetişen üzümlerle yapılan prosecco’yu “en demokratik şarap” olarak tanıtıyor.
Bu tanım, köpüklü bir şarap türü olan prosecco’nun şampanyaya kıyasla uygun fiyatına gönderme yapıyor.
Prosecco son yıllarda İtalya dışında da popülerleşerek dünyanın en çok tüketilen köpüklü şarabı haline deldi.
Dünya çapında satılan prosecco şişe sayısı Fransa’nın şampanyası ve İspanya’nın köpüklü şarabı cava’nın toplamından fazla.
Geçen yıl coğrafi işaretli 780 milyon şişenin üzerinde prosecco 4.5 milyar euro civarı gelir getirdi.
Yurtdışı pazarında ilk sıralarda ABD, Almanya ve İngiltere yer alıyor.
‘Türkiye niş ama büyüyen bir pazar’
Türkiye ise “niş ama büyüyen” bir pazar olarak görülüyor.
Prosecco DOCG Konsorsiyumu ve Padova Üniversitesi’nin BBC Türkçe ile paylaştığı verilere göre 2020-2025 yılları arasında, İtalya’nın Türkiye’ye yönelik prosecco ihracatı, bazı dalgalanmalarla birlikte geçen yıla kadar güçlü bir büyüme eğilimi gösterdi.
Türkiye’ye prosecco ihracatının yıllık değeri 2020’de 353 bin euro iken 2024’te 2 milyon 425 bin euro oldu.
Konsorsiyum Türkiye’yi “dalgalı ama büyümekte olan bir pazar” olarak niteliyor.
Yerel prosecco üreticisi Sarah’nın Bağı’nda (La Vigna di Sarah) akşam vakti yapılan bağbozumuna katılan Veneto Bölge Başkanı Luca Zaia, bugün dünya çapında satılan her üç şişe köpüklü şaraptan birinin prosecco olduğunu söylüyor.
Bölge turizmini de canlandıran bu başarının ardında ürünün kendisinin ve fiyatının yanı sıra kritik yasal düzenlemeler, pazarlama ve markalaşma stratejileri, kültürel çağrışımlar da etkili.
‘Prosecco devrimi’
2009’daki “prosecco devrimi” bu yükselişin miladı olarak görülüyor.
O dönem Tarım Bakanı olarak görev yapan Luca Zaia’nın mimarı olduğu bir girişimle kritik bir “kimlik” değişikliğine gidildi.
Bir yasal düzenlemeyle bundan böyle yalnızca İtalya’nın kuzeydoğusunda kısıtlı bir alanda üretilen köpüklü şarabın prosecco adıyla satılması mümkün hale geldi.
Bu tarihe kadar, prosecco üzüm çeşidinin adıydı.
Yani uygun koşulların sağlanması halinde dünyanın herhangi bir yerinde prosecco üzümleri yetiştirilebilirdi.
Avrupa Birliği menşe düzenlemeleri de üzüm türünü değil coğrafi adları koruyordu.
2009’da yapılan değişiklikle üzümün ismi Glera, bu üzümle yapılan köpüklü şarabın ismi ise Prosecco oldu.
Aynı süreçte esasında bu şarabın üretimiyle pek de alakası olmayan Prosecco köyü coğrafi alan olarak tescil edildi.
Böylece, İtalyan şarap sınıflandırma sistemindeki coğrafi işaretler DOC ve DOCG etiketleri prosecco için de kullanılabilecek, yani prosecco artık coğrafi olarak korunan bir marka haline gelecekti.
Bugün Veneto ve Friuli-Venezia Giulia bölgelerinde, Prosecco köyüne kadar uzanan bir alanda DOC ve DOCG etiketli prosecco üretimi yapılabiliyor.
İtalya-Hırvatistan arasında gerilim
Örneğin 2006’da Avusturyalı bir şirket Paris Hilton’un marka elçiliğini yaptığı “Rich Prosecco”yu (Zengin Prosecco) teneke kutularda satmaya başlamıştı.
Bu, prosecco’nun uluslararası pazarda özellikle gençler arasında popülerleşmesinde etkili kampanyalardan biriydi.
2009 sonrası ise üreticileri bu ürüne artık prosecco diyemedikleri için ismini “Rich Secco” olarak değiştirmek zorunda kaldı.
Hırvatistan da “prosek” isimli geleneksel tatlı şarabını AB’ye tescil ettirmek isteyince İtalya ile çatışma yaşadı.
İtalyanlar, iki ürün çok farklı olsa da bu ismin koruma altındaki prosecco’ya çok benzediği gerekçesiyle bürokratik savaş ilan etti.
Yıllar süren çekişmenin sonunda AB 2024’te, bir üye devlete tescil edilmiş coğrafi işaretli ürünü çağrıştıran terimlerin başka ülkelerce farklı amaçla kullanılamayacağına karar verince İtalyanlar zafer ilan etti.
Prosecco tepeleri dünya mirası
İtalya’nın uluslararası prosecco çıkarmasında önemli bir aşama da, Veneto bölgesindeki Conegliano ve Valdobbiadene’nin Prosecco Tepeleri’nin UNESCO Dünya Mirasları listesine girmesi için yürütülen kampanyaydı.
11 yıl süren girişimlerin sonunda 2019’da bu alan listeye girdi.
Prosecco tepelerinin dünya mirasları arasına alınmasıyla bölge turizmi de canlandı.
Conegliano ve Valdobbiadene Prosecco Tepeleri Mirası Derneği’nin geçen yılki raporuna göre bölgenin Dünya Mirası olarak tescil edildiği 2019 yılına kıyasla geçen yıl yüzde 20’nin üzerinde turist artışı yaşandı.
2000’lerde, prosecco’yla yapılan bir kokteylin “çılgınlık” diye de yorumlanan bir seviyede yayılması da bu şarabı dünya genelinde barların baş köşesine taşıdı.
Geçmişte Veneto bölgesi dışında çok da tanınmayan aperitif içkisi Aperol, 2003’te Campari tarafından satın alındıktan sonra yeni bir pazarlama stratejisi geliştirdi.
Prosecco ile hazırlanan Aperol Spritz kokteyli küresel çapta bir şöhrete ulaştı.
Yeni trendler, gece bağbozumu
Prosecco’nun bu kadar popülerleşmesinde “İtalyan hayat tarzını” temsil eden, uygun fiyatlı bir lüks olarak yorumlanması da etkili görülüyor.
Üretim sürecindeki farklılıklar nedeniyle şampanya gibi uzun süre yıllandırılmaması, büyük kutlamaların dışında günlük tüketime daha elverişli bir imaj da sunuyor.
Ancak son yıllarda alkollü içkilerin sağlığa zararları konusundaki araştırmalar, AB içinde şarap şişelerine uyarı koyulması talepleri, yeni nesillerin daha az alkol tükettiği şeklindeki haberlerin yanı sıra küresel iklim değişikliğinin etkileri bu trendin geleceğini sorgulatıyor.
Prosecco tepeleri arasındaki Vittorio Veneto’daki Sarah’ın Bağı’nın sahibi Sarah Dei Tos, kendisinin de son 10 yıl içinde küresel ısınmanın üzüm yetiştiriciliği ve şarap üretimi üzerindeki etkilerini net olarak gördüğünü söylüyor.
İleride belki de prosecco’nun artık bu bölgede değil daha kuzeyde üretilmek zorunda kalabileceğini belirtiyor.
“İklim değişikliği büyük bir problem. Örneğin artık İngiltere’de şampanya (üzümü) üretimi yapılabiliyor” diye devam ediyor.
Bu bağda, “gece bağbozumu” yapılıyor. Üzümlerin karanlık çöktükten sonra serin havada toplanmasının hem taşıma ve depolama aşamasında enerji tasarrufu sağladığı hem de meyvenin erken fermantasyona uğramasının önüne geçerek aromaları daha iyi koruduğu görülmüş.
Gece bağbozumu yöntemini İtalya’da sertifikalandıran ilk bağın sahibi olan Sarah Dei Tos değişen iklim koşulları nedeniyle bu yöntemin gittikçe yayılabileceğini söylüyor.
* Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre yılda 2,6 milyon kişi alkol tüketimine bağlı nedenlerle ölüyor. Alkol, bağırsak ve meme kanseri de dahil olmak üzere en az yedi kanser türünün nedenleri arasında gösteriliyor. DSÖ yeni kılavuzunda, güvenli bir tüketim miktarının olmadığı, “herhangi bir alkollü içeceğin ilk damlasıyla sağlık riskinin başladığı” belirtiliyor.
