Emekli subay Ergenekon: Atatürk olsaydı İran’la dostluğunu sürdürürdü

Emekli subay Ergenekon Ataturk olsaydi Iranla dostlugunu surdururdu Emekli subay Ergenekon Ataturk olsaydi Iranla dostlugunu surdururdu

Emekli subay Ergenekon Ataturk olsaydi Iranla dostlugunu surdururdu

Emekli Subay Volkan Kemal Ergenekon, Haberler.com canlı yayınında İsrail ile İran arasında yaşanan gerilimi ve Türkiye’nin bu süreci nasıl yönettiğini kapsamlı biçimde analiz etti. “Sayın Cumhurbaşkanımızın üç bakış açısı olmalı” diyen Ergenekon bu bakış açılarını detaylıca ifade etti.

“ATATÜRK İRAN’A NASIL BAKMIŞ?”

Bunlardan birincisinin Atatürkçü bakış açısı olduğunu belirten Ergenekon, o dönemlerde Genelkurmay 2’nci Başkanı olan ve Harp Akademisi’ni birincilikle bitiren Asım Gündüz’ün “Hatıralarım” isimli kitabından alıntı yaparak şöyle konuştu:

“Atatürk İran’a nasıl bakmış? Biliyorsunuz 1934’te Şah Türkiye’yi ziyarete gelmişti. Diyor ki, Asım Paşa İran Şah’ı ziyaretimize geliyor. İran’ın uyanmasında ve gelişmesinde bu gelişinin fayda münaze ediyorum. Biliyorsun ki buralarda Rusların ve İngilizlerin gözü var. Hiç olmazsa Doğumuza bunların birisi yerleşmemeli. Atatürk’ün öngörüyü düşünebiliyor musunuz? Hakikaten biliyorsunuz 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonra bırakın yerleşmeyi, Tahran Konferansı’nı bile Roosevelt ve Stalin Tahran’da yaptı. Yani adamlar İran’ı hem Ruslar hem İngilizler aralarında bölüştüler. Atatürk bunu 8 yıl önceden tahminen Ruslar ve İngilizler işgal edecek, Şah’ı bu konuda uyaralım diyor. Peki Cumhuriyet yönetimiyle yönetilen bir ülke miydi İran o zaman? Atatürk şahlığa ve padişahlığa karşı olan değil mi? Cumhuriyet rejimini savunan bir kişi değil mi? Niye peki Şah’a bu konuda yardım ediyor? Çünkü Atatürk duygularıyla hareket eden değil, dış politikayı mütekabiliyet esasına göre yürüten bir devlet adamıydı. Şahlık rejimi de olsa ve nitekim kozmik odaya giriyorlar. Kozmik odada Atatürk gösteriyor efendim diyor burası İngilizlere karşı alacağımız tedbirlerin yeri. Burası Fransızlara, burası İtalyanlara, burası İngilizlere. O zaman Şah efendim diyor İran’la ilgili şeyiniz nerede, bölümünüz nerede diyor. Cevabına bakın. Sizinle biz dost ve Müslümanız. Elbette sizinle ilgili bir planımız yok. Bakın dost ve Müslüman iki ülkeyiz diyor.”

“İRAN’I KOLAY KOLAY BÖLEMEYECEKLER”

Ergenekon sözlerinin devamında, “İran bir rejim değil bir devlet. Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş bir devlet. Hangi yönetimle yönetilirse o yönetilsin, bizim komşu Müslüman bir ülkemiz. Nasıl? Yaklaşık 50 milyon Türk’ün de yaşadığı bir ülke. Geçen sefer vefat eden Muhammed Yusuf Bey Türk’tü. Ve Türk dostuydu. Yakından tanıyordum. Muhammed Gadiri Bey, Cumhurbaşkan Yardımcısı, büyük Türk dostu. Ali Hamaney devlet başkanı Türk. Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan Türk. Hava Kuvvetleri Komutanı ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Türk. Bir tek kara kuvvetli komutanı Fas. Ülkeyi Türkler yönetiyor zaten. O yüzden İran’ı kolay kolay bölemeyecekler.”

“KÜRECİK VE İNCİRLİK’İ KAPATMASI GEREKİYOR”

İkincisinin Osmanlıcı bakış açısı olduğunu ifade eden Ergenekon, “İkinci olarak Abdülhamid Han’ın yaptığı gibi bunu Theodor Herzl’i ve bunların torunlarını odadan kovacak. Çünkü eğer Osmanlıcıysa, eğer hilafet savunucusuysa bunu yapması gerekiyor. Çünkü Abdülhamid Han bunu yaptı. Bunu yapınca o zaman ne yapması gerekiyor? 1- İsrail Büyükelçisini kovması gerekiyor. 2- Doğal gaz ve akaryakıt vanasını kapatması gerekiyor. 3- Kürecik ve İncirlik’i kapatması gerekiyor. Bunu yaparsa ben Abdülhamid’in çocuğuyum diyebilir.” ifadelerini kullandı.

Ergenekon sözlerinin devamında şöyle konuştu: “Şimdi bunun dışında iki alternatif söyledik. Bir, padişahçı görüşü olabilir. Halifeci görüşsünüzdür. Bunu yapmanız gerekiyor. Eğer Atatürkçüyüm diyorsanız da yine Kürecik’i ve İncirlik’i kapatmanız gerekiyor. Çünkü Atatürk hayatta olsaydı yine İran’la dost ilişkilerini sürdürecekti. Zaten bunun temelini atmış kişi Atatürk Sadabat Paktı’nda. Üçüncü alternatif. Büyük Orta Doğu Projesi çizgisindeyim ben dersiniz. O zaman da yapılacak en güzel şey bol bol protesto etmek, bol bol reddetmek. Yani pasif şeyle onlara boyun eğmek, itaat etmek.”