Diyarbakır’da Pamuk Harmanda Kaldı… Ziraat Odası Başkanı İskenderoğlu: “Pamuk Sektörünü Bitirdiler, Geçmiş Olsun”

Haber: Ahmet ÜN – Kamera: İsmet MİKAİLOĞULLARI

(DİYARBAKIR) – Tarımsal üretimde artan maliyetler nedeniyle pamuk üreticileri ürünlerini satamadı. Tarlada ekilen pamuğun harmanda kaldığını söyleyen Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, pamuk sektörünün bitme noktasına geldiğini ifade ederek, “Girdiği maliyetlerin bu kadar yüksek olması, desteklemelerin yeterli ve zamanında ödenmemesi pamuk sektörünü bitirdi. Geçmiş olsun. Bundan sonra hükümet can rahatlığıyla ithal ederler. Bizi bitirdiler. Biz bittik. Çiftçi bitti. Bakın Türkiye bunu görsün, ben seneye 1 gram da ekmeyeceğim. Sevinsinler. Destek mestek istemiyoruz” diyerek tepkisini dile getirdi.

Diyarbakır‘da bu yıl yaklaşık 400 bin dönüm arazide ekilen pamuğun hasadı sürüyor. Girdi maliyeti nedeniyle önceki yıllara oranla pamuk üretiminde yüzde 30 dolayında düşüş kaydedildi.

Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu, bu yıl pamuk üreticilerinin üretim maliyeti nedeniyle zarar ettiğini belirterek, “Ortalama 450 ila 650 kilogram kadar verim alan çiftçilerimiz var. Elle toplamada verim biraz daha fazla oluyor. O da yaklaşık olarak 600-650 kilogram. Tabii işçi maliyeti nedeniyle çiftçilerimiz pamuğu biçerle topluyor” dedi.

Pamuğu tarladan harmana getirebilmek için çiftçinin çok uzun uğraşlar, büyük masraflar ödediğini söyleyen İskenderdoğlu, “Çiftçi kendi emeğinin karşılığını alamıyor. Bakın size örneklerle söyleyeyim. 2022 yılında Diyarbakır genelinde yaklaşık 800 bin dönüm alanda pamuk ekildi. 2023 yılında bu oran 690 bin dönüme düştü. 2024 yılında ise 480 bine dönüme düştü. 2025 yılında tahminimce 400 bin civarında olacak. 2026 yılı için yaptığımız analizler ve çiftçiyle görüşmelerimde yaklaşık yüzde 50 üretimin düşeceğini, çiftçinin alternatif ürün mısır ve sulu buğdaya yöneleceğini düşünerek bunun 200 bin dönüme kadar gerileyeceğini hesaplıyoruz. Bu da ülke için ve milli ekonomi için ciddi bir kayıp” diye konuştu.

‘Bir kilogram pamuğun maliyeti 35 lira, serbest ise piyasada 24 liraya satılıyor’

Pamuk üreticilerine verilen destek primin 3 yıldır değişmediğine dikkati çeken İskenderoğlu, bir kilogram pamuğun maliyetinin 35 lira olduğunu, serbest piyasada üretilen bu pamuğu çiftçi 24 liraya satmak zorunda kaldığını ifade ederek, şunları söyledi:

“Pamuk stratejik bir ürün. Pamuk yağ sanayinin hammaddesi, tekstil sanayinin ana hammaddesi, küspe, sentetik barut, kozmetik sanayi bunların tamamında hatta bazı rivayetlere göre parada bile kullanılıyor. Yani cebimizdeki paranın bile bir kısmı pamuktan üretiliyor. Bu kadar stratejik bir ürün ve bu kadar zahmetli bir işte çiftçi emeğinin karşılığını alamıyor. Bizim yaptığımız maliyet araştırmasında bir kilogram pamuğun maliyeti 35 lira. Fakat şu anda serbest piyasada 24 liraya satılıyor. Çiftçi zarar ediyor. 24 liraya satmış. Çiftçi kilogram başı 11 TL şu anda zarar ediyor. Çiftçinin aldığı destekleme primi vardı önceki yıllarda. Hükümet evvelki yıl daha doğrusu planlı üretim diye bir uygulama çıkardı. Aslında bu planlı üretim değil de planlı çiftçinin desteğini kesme oldu. İşin doğrusu. Şimdi pamuk destekleme primi 3 yıldır aynıydı. 1 kilogram pamuğa verilen pamuk destekleme primi 1 lira 60 kuruş. 3 yıldır bu destekleme aynı. 3 yılda enflasyon yüzde 400’e yakın yükseldi.”

‘Çiftçi zarar ediyor ve pamuğu ekmiyor’

Önümüzdeki yıl üretim yapılmayacağından dolaya harmanda bile pamuğun olmayacağını dile getiren İskenderoğlu, “Seneye bu harmanları görmeyeceksiniz. Şimdiden iddia ediyorum. Çünkü çiftçi zarar ediyor ve pamuğu ekmiyor. Bakın desteklemeyi söyledim biraz önce. Enflasyonist bir ülkede yaşıyoruz. Yani TÜİK’in verilerinden yola çıkarak söyleyelim. Yani resmi olarak söyleyelim. 4 yılda enflasyon yaklaşık yüzde 300’den fazla olmuş. Çiftçiye verilen destek de planlı üretim adı altında kesilmiş. Önce Tarım ve Orman Bakanına sonra da Sayın Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum, 2006 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kendisinin yaptığı bir kanun var. Türkiye Cumhuriyeti hükümetin bütçesini devletimizin bütçesi, gayri milli hasılanın bütçenin yüzde 0,1’ini 2006 yılında destek olarak çiftçiye aktarılması lazım. Bu şu anda yüzde 0,1’in aktarılması gerekirken, bu 0.38’in bile altına inmiş. Peki bu şartlar altında biz nasıl üretim yapacağız. Biz nasıl tekrardan çiftçiye pamuk ekin diyelim? Zarar eden çiftçiye biz nasıl diyelim pamuk ekin diyelim?” ifadelerini kullandı.

‘Bundan sonra hükümet bol bol ithal eder’

İskenderoğlu, şunları kaydetti:

“Bakın bu böyle devam ederse çiftçilik öldü. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin en son yaptığı araştırmada çiftçi yaşı 59’a çıktı. Bu olanlardan sonra girdi maliyetlerinin bu kadar yüksek olması, desteklemelerin yeterli ve zamanında ödenmemesi pamuk sektörünü bitirdi. Geçmiş olsun. Bundan sonra hükümet bol bol ithal eder. Can rahatlığıyla ithal ederler. Bizi bitirdiler. Biz bittik. Çiftçi bitti. Bakın Türkiye bunu görsün, ben seneye 1 gram da ekmeyeceğim. Sevinsinler. Destek mestek istemiyoruz. Vermesinler. Ne olacak bu ülkenin hali ya? Hiç mi düşüneni yok? Hiç mi aklı başında kimse yok ya bu ülkede? Bu ülkenin bu kadar bürokratı var. Bu ülkenin bu kadar siyasetçisi var. İktidarı var, ana muhalefeti var, sağcısı var, solcusu var. Hiç mi korkmuyorlar Allah’tan ya? İnsan Allah’tan korkar ya. Bu insanların, bu çiftçinin emeği, bu üreticinin emeği yok sayılıyor ya. Acil tarafından, çiftçiye kilogram başı 5 lira destek istiyoruz. Acil tarafından tekrar seneye çiftçiye pamuk ekleyebilmesi diye.”

‘Biz öldük, bittik, mahvolduk’

“Traktöre aldığım mazot için ÖTV ödüyorum, KDV ödüyorum. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Biz çok zor şartlar altında üretim yapıyoruz” diyen İskenderoğlu, “Bunlar sesimizi duymuyor. Ne iktidar duyuyor ne ana muhalefet duyuyor ne sağcılar duyuyor ne solcular duyuyor. Biz öldük, bittik, mahvolduk, çiftçi öldü. Biz olmazsak kim üretecek? Hiç düşünmüyorlar mı? Demiyorlar mı? Buğdayı kim üretecek? Mercimeği kim üretecek? Sofralarımıza nohut nasıl gelecek? Baklagil nasıl gelecek? Pamuk nasıl gelecek? Hepinizin üstündeki elbiseler bu pamuktan üretiliyor. Ne olacak? Şimdi bundan sonra gideceksiniz Amerika Birleşik Devletleri’nden, Avrupa ülkelerinden, Yunanistan’dan ithal edip döviz vereceksiniz. Kuzu kuzu da ithal edip getireceksiniz. Yok böyle bir şey ya” ifadesini kullandı.

‘Gübre fabrikalarını satsanız dışa bağımlı olursunuz’

Tarımda yaşanan sorunların yanlış politikalar sonucu olduğuna işaret eden İskenderoğlu, “Gelen bakan giden bakanın bütün projelerini yırtıyor. Bakan 2- 3 yıl görevde kalıyor. Tarımda bir strateji yok. Bakan değişir ama strateji devam eder. Olabilir, bakan değişir. Ama bürokratlar görevlerine devam ediyor. Ama gelen bakan giden bakanın projelerini çöpe atıyor, yırtıyor. Bakın, enerji maliyetleri, tohum maliyetleri mazot, gübre zaten gübreyi alamıyoruz. Bakın bir savaş oldu. Bizde 19 lira olan gübre fiyatı 27 liraya yükseldi. İnanılır gibi değil. Biz dışa bağımlıyız. Tabii gübre fabrikalarını satsanız dışa bağımlı olursunuz. Üretici birliklerini özelleştirirseniz dışa bağımlı olursunuz. Hükümet şu anda ben açık ve net söylüyorum, sesimi de başta Tarım ve Orman Bakanı ve Sayın Cumhurbaşkanımız da duysun, hükümet çiftçiyi kendi belinde kambur gibi görüyor. Üreten biziz. Tarladayız, bağdayız, bahçedeyiz, bostandayız. Bizler üretiyoruz. Bizler olmazsa kim gelip üretecek? Hiç bunu düşünmüyorlar mı? Sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum, pamuk eken çiftçiye kilogram başı 5 lira acil olarak destek istiyoruz. Yoksa seneye üretemez duruma geldik” diye konuştu.

‘Bu şekilde devam ederse tarlayı boş bırakacağım’

25 yıldır pamuk üreticiliği yaptığını söyleyen Edip Büyükaslan, 3 yıldır pamuğu aynı fiyata sattıklarını dile getirdi. Gübre, ilaç, tohum alamadıklarını aktaran Büyükaslan, “Ürünler her yıl yüzde yüz artıyor ama bizim ürettiğimiz pamuğun fiyatı değişmiyor. Yeterli destekleme alamıyoruz. Her yıl 300-400 dönüm ekiyordum. Ama önümüzdeki ekmeyeceğim. Belki tarlayı da boş bırakırım. Çünkü maliyetini kurtarmıyor. Geçen yıl gübreyi 17 lira alıyordum, şimdi ise 26 lira. Bu şekilde üretim yapamayız. Enerji ve sulama maliyetleri çok yüksek. Bu şekilde devam ederse tarlayı boş bırakacağım. Yetkiler de bizim için bir çaba sarf etmiyorlar” dedi.