Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki yeni yönetimin halka hizmet, devlet kurumlarını ayağa kaldırma ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü, egemenliğini sağlamak için ortaya koyduğu çalışmayı hep beraber desteklemeyi sürdürmeleri gerektiğini belirtti.
Fidan, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ile Dışişleri Bakanlığı’ndaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Suriyeli mevkidaşı ve heyetini burada ağırlamaktan memnuniyet duyduğunu dile getiren Fidan, Suriye Savunma Bakanı Murhef Ebu Kasra ve Suriye İstihbarat Başkanı Hüseyin Salameh’in de bugün burada bulunduğunu söyledi.
Fidan, geçen hafta heyetiyle birlikte Şam’da olduğunu, Suriyeli mevkidaşı ve Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile verimli görüşmeler yaptıklarını hatırlatarak, “Suriye’de ve bölgede gelişen olayların dinamiği bizleri mümkün oldukça sıklıkla bir araya getirmeyi bir noktada zorunlu kılıyor ve biz bu yakın çalışmayı devam ettirmekten memnuniyet duyuyoruz. İnşallah bundan sonra da devam ettireceğiz.” ifadelerini kullandı.
Geçen yıl 8 Aralık’ta Suriye’de yeni bir sayfa açıldığını kaydeden Fidan, yıllardır Suriye’de devam eden iç savaş, kaos ve gözyaşının durduğunu, bütün Suriyeliler ve bölge için yeni bir umut kapısı açıldığını dile getirdi.
“Suriye’de açılan olumlu sayfanın, insanların umduğu gibi gitmesi bir hayli zor olacak gözüküyor”
Bakan Fidan, 8 Aralık’tan sonra yurt dışında, sürgünde, göçte bulunan Suriyelilerin belli bir tempoyla vatanlarına dönmeye başladığını, ülkeye ekonomik yatırımların ve altyapı, üstyapı, enerji ihaleleri yapılmaya, yaptırımların kalkmaya başladığını belirterek, Suriye’deki yeni yönetimin bölgedeki devletlerle ve uluslararası aktörlerle yapıcı pozitif ilişki geliştirdiğini vurguladı.
Bunun, bölgenin ve uluslararası güvenliğin aradığı bir denklem olduğunu ifade eden Fidan, bu noktada ciddi adımlar atılmaya başladığını, olumlu bir gündemle ilerleyen süreci hayata geçirdiklerini söyledi.
Fidan, şöyle devam etti:
“Lazkiye’de başlayan olaylar daha sonra Süveyda’daki hareketlilik YPG’nin bir türlü sisteme entegre olmamadaki oyunbozanlık rolü gösteriyor ki Suriye’de açılan bu olumlu sayfanın, insanların umduğu gibi, istediği gibi gitmesi bir hayli zor olacak gözüküyor. Burada bir meydan okuma var, bir zorluk var ama bizlere düşen de bu meydan okumayı, bu zorluğu çok iyi tanımlayıp, doğasını iyi analiz edip ona göre tedbirler alıp işbirlikleri ortaya koyarak mümkün olduğunca barışçıl bir şekilde bu sorunları çözmeye çalışmak.”
Bu noktada Suriyelilerle altyapı, enerji, ekonomi, yatırım, ticaret, eğitim, kültür ve turizm gibi birçok konuda işbirliği yaparken diğer taraftan stratejik yüksek politika alanlarında da belli konuları düzenli olarak görüşmek ve hayata geçirmek için çalışmak zorunda olduklarını kaydeden Fidan, özellikle Süveyda olaylarından sonra Amman’da düzenlenen toplantılar serisini Türkiye olarak desteklediklerini vurguladı.
Fidan, ABD, Ürdün, Suriye ve güneydeki kabilelerin bir araya gelerek, sorunu barışçıl bir şekilde çözme arayışını olumlu bulduklarını dile getirdi.
Bakan Fidan, “Bizim her zaman için buradan İsrail yönetimine, İsrail halkına tavsiyemiz sizin güvenliğiniz komşunuz olan ülkelerin zayıflığından, kaos içerisinden bulunmasından geçmiyor. Bu ülkelerin tam tersine müreffeh, istikrarlı bir durum içerisinde bulunmasından geçiyor. Bu ülkeleri zayıf, istikrarsız ve işgal altında tutmak için atacağınız her adımın bölgedeki diğer krizleri de tetikleme riski olduğunu ve tetiklediğini de hatırlamaları bilmeleri gerekiyor. Attıkları adımlar sadece işgal ettikleri ülkeleri etkilemiyor, o ülkelerin sınırlarında bulunan diğer ülkeleri de etkileme riski var. Bütün bunların hesaba katılması gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD, Avrupa ve bölgedeki muhataplarıyla bu konuda yakın fikir alışverişinde olduklarını ifade eden Fidan, burada ortaya çıkması mümkün krizlerin önceden analizini yapıp daha sonra ikazını yaptıklarını belli gelişmelerin kimseye sürpriz olmaması gerektiğini dile getirdi.
Fidan, “Bu noktada Suriye’nin istikrarını, birliğini, bütünlüğünü, Suriye halkının refahını, güvenliğini bozucu tavırların müsamaha görmemesi gerekiyor.” dedi.
Yeni kurulan Suriye hükümetinin karşılaştığı zorlukların olduğunu hatırlatan Fidan, şunları kaydetti:
“Ama dışarıdan olumsuz bir müdahale olmadığı sürece bölgesel işbirliğinin, küresel anlayış diplomasisinin Suriye’deki yaraları hızlıca sarma potansiyeli olduğunu da bu geçtiğimiz 7 ay içerisinde gördük. Bu sürecin bu şekilde gelişmesini hiç tahmin etmeyenler, ummayanlar birdenbire dediler ki, ‘şu ana kadar bu yönetim birçok krizin içerisine girmeliydi ama hem yönetim anlayışı hem diyalog anlayışı hem bölgedeki aktörlerle işbirliği şekli bir krizi doğurmuyor. O zaman biz bir krizi ortaya çıkartalım. Mevcut olan krizleri körükleyerek, sosyal fay hatlarını harekete geçirerek biz bir problem alanı oluşturalım.’ Bu resim bu kadar net.”
Herkes elini taşın altına koymalı
Fidan, bununla ilgili yapılan girişimlerin neticesinde ortaya çıkan karışıklıklar olduğunu, “Lazkiye’de, Süveyda’da ve YPG’nin şu anda işgali altında bulunan bölgelerdeki istikrarsızlaştırma hareketlerinin belli ölçüde devam ettiğini” belirterek, “Ama sağ olsun kardeşlerimiz (yeni Suriye yönetimi) uluslararası toplumun da tavsiyesine uyarak, kendilerinin de çizgisi ve anlayışı bu yönde, sadece Arapların değil, diğer mezheplerin, inançların, azınlıkların da kendilerini eşit hissedecekleri bir Suriye’yi hayata geçirmenin vizyonu içerisindeler.” ifadelerini kullandı.
Bakan Fidan, el birliğiyle herkesin elini taşın altına koyması gerektiğine işaret ederek, “Dürzilerin hakları korunmalı, kimlikleri, canları, malları korunmalı. Aleviler, geçmişte Esed döneminde yapılanların sorumlusu ve müsebbibi gösterilmemeli. İntikam hareketleri içerisinde bulunulmamalı. Kürtlerin tarihsel olarak men edilmeye çalışılan kimlikleri, kültürleri aziz kabul edilip onlara yönelik bir sıkıntı olmamalı.” diye konuştu.
Belli konuların hayata geçmesinin zaman aldığını kaydeden Fidan, en büyük önceliğin halkın can güvenliğinin sağlanması, güvenlikle, ülkenin toprak bütünlüğü ve egemenliğiyle ilgili sıkıntı içerisinde olmaması, siyasal kurumların ayağa kalkması olduğunu ifade etti.
Fidan, Suriye’deki yeni yönetimin bu konularda attığı yoğun adımlar olduğunu belirterek, bunların hissedilir derecede göründüğünü, ancak henüz yolun başında olduklarını söyledi.
“Her aktör bizim gibi yapıcı bir niyet, yapıcı bir vizyon taşımıyor”
Bakan Fidan, “Suriye’deki kardeşlerimizin bu olumlu ve pozitif ajandayla ilerleyebilmeleri için sessiz, müdahale edilmeyen, güvenliklerinin tehdit altında olmadığı, karışıklığın olmadığı bir sürece ihtiyacı var. Bizim görevimiz bu süreci Suriye halkına ve Suriye devletine hep beraber el birliğiyle vermek ama tekrar ediyorum, bölgedeki her aktör bizim gibi yapıcı bir niyet, yapıcı bir vizyon taşımıyor. Oyunbozanlar var ve bunların başında da mevcut İsrail yönetiminin uygulamış olduğu politikalar geliyor. ” yorumunu yaptı.
Suriye’deki yeni yönetimin bu sıkıntılı konuyu da diplomasi yoluyla aşmak için çabaladığını kaydeden Fidan, Türkiye’nin de elinden geldiğince Suriye’nin bu duruşunu desteklediğini dile getirdi.
Fidan, “Suriye’deki yeni yönetimin halka hizmet için, devlet kurumlarını ayağa kaldırmak için ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü, egemenliğini sağlamak için ortaya koyduğu çalışmayı hep beraber desteklemeye devam etmeliyiz. Başta Suudi Arabistan olmak üzere bölgedeki diğer ülkeler, Ürdün, Katar, Irak hep beraber el birliği içerisinde Suriye’nin ayağa kalkması, bölge için bir tehdit değil, tam tersine bir fırsat kaynağı olması yönünde çalışmalarımızı kesintisiz devam ettirmemiz gerekiyor. Bu hayata geçilebilir bir vizyon. Hayata geçmemesi için hiçbir sebep yok. Bu vizyonun hayata geçmemesini isteyenler ancak ve ancak Suriye’nin, bölgenin iyiliğini istemeyenler olur. Buna karşı da mücadele etmek, tavır koymak boynumuzun borcu.” diye konuştu.
“Bu tarihi bir iradedir”
Bakan Fidan’ın, hitabının ardından soru-cevap kısmına geçildi.
Suriye’de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG’nin silah bırakmayacakları yönündeki açıklamaları ve 10 Mart mutabakatının henüz uygulanmamasına ilişkin soruya Fidan, Suriye’deki süreçte iyi bir niyete sahip olduklarını, herkesin hakkının, hukukunun, inancının, kültürünün kimliğinin korunması gerektiğini belirtti.
Bakan Fidan, “Burada gerçekten barış ve sulh yoluyla, sözle ve ifadeyle bir şey yapmaya çalışan bir irade var iki tarafta da. Bu tarihi bir iradedir. Bunu kullanmak lazım.” dedi.
Fidan, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın bu noktada olumlu çaba ve gayretleri olduğunu söyledi.
Suriye’de terör örgütü PKK/YPG’nin Suriye yönetimiyle sulh içerisinde tehdit olma özelliğini kaybederek bir entegrasyon sürecine girmesine yönelik bir süreç olduğunu belirten Fidan, bu süreci yapıcı bir süreç olarak gördüklerini kaydetti.
Fidan, “Artık YPG’nin de YPG yönetim kadrolarının da zaman kazanma, zamana oynama politikasını bırakması lazım. Bekledikleri karışıklık çıkmayacak. Çıksa bile onların istediği bir sonuç hiçbir zaman gerçekleşmeyecek.” değerlendirmesini yaptı.
(Bitti)