Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile toplam ticaretin 220 milyar dolar olduğunu belirterek, “Bu 220 milyar dolar ticaretin yaklaşık 50 milyar dolarını ise Almanya ile yapmaktayız. Almanya bizim en büyük ticaret ortaklarımızdan biri. İkili ticaret hacmimizi yakın bir gelecekte 60 milyar dolara yükseltebileceğimize inanıyoruz.” dedi.
Bakan Fidan, Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul ile Dışişleri Bakanlığındaki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Fidan, Alman mevkidaşının ilk ziyaretini 15 Mayıs’ta Türkiye’nin ev sahipliğini yaptığı NATO Dışişleri Bakanları gayrı resmi toplantısı vesilesiyle gerçekleştirdiğini hatırlatarak, mevkidaşının bugün de resmi ziyaretini Ankara’ya yaptığını ve çok verimli görüşmelerde bulunduklarını söyledi.
Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in Türkiye’ye yakında bir ziyaretinin öngörüldüğünü ifade eden Fidan, mevkidaşıyla bu ziyaretin hazırlıklarını gözden geçirdiklerini aktardı.
Fidan, AB ülkeleri ile toplam ticaretin 220 milyar dolar olduğunu, bunun Türkiye’nin toplam ticaret hacminde önemli bir yer işgal ettiğini, bu ticaretin çok dengeli bir ticaret olduğunu belirterek, “Bu 220 milyar dolar ticaretin yaklaşık 50 milyar dolarını ise Almanya ile yapmaktayız. Almanya bizim en büyük ticaret ortaklarımızdan biri. İkili ticaret hacmimizi yakın bir gelecekte 60 milyar dolara yükseltebileceğimize inanıyoruz. Çünkü iki taraftaki iş adamlarının, öğrencilerin ve diğer sosyal etkileşimlerin ne kadar yoğun olduğunu görüyoruz. Bunların hepsinin ortaya çıkardığı ekonomik aktiviteler var, yeni iş geliştirmeler var, yeni projeler var, yeni yatırımlar var. Bunun daha da ileri gireceğini düşünüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Enerji alanındaki işbirliğinin kuvvetlendiğini görmekten memnun olduklarını dile getiren Fidan, bu çerçevede imzalanan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedariki anlaşmasını olumlu bir adım olarak değerlendirdiklerini, Mütakip Ekonomi ve Ticaret Ortak Komitesi toplantısı ile Enerji ve Madencilik Forumu’nun bu yıl içinde Türkiye’nin ev sahipliğinde düzenlenmesini öngördüklerini paylaştı.
“AB, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı konumundadır”
Fidan, Almanya ile yenilenebilir enerji, yapay zeka ve dijitalleşme gibi alanlardaki işbirliğinin artırabileceğini düşündüklerine değinerek, “İkili ilişkilerimiz söz konusu olduğunda ülkelerimiz arasında en güçlü bağlardan biri olan Almanya’daki Türk toplumunu da anmamız gerekiyor. Türk toplumunun Almanya’daki toplumsal, ekonomik ve kültürel hayata sunduğu katkılar iki ülke için de gurur vericidir. Sayın Bakan’dan Almanya’daki kardeşlerimize Türkiye’den selamlarımızı götürmesini istirham ediyorum.” diye konuştu.
Alman mevkidaşıyla Türkiye-AB ilişkilerini derinlemesine ele aldıklarını belirten Fidan, şöyle devam etti:
“AB, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı konumundadır. Bu çerçevede Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik müzakerelere vakit kaybetmeden başlamamız gerekmekte. Bu konuda Almanya’nın desteğini beklediğimizi de kıymetli mevkidaşımla paylaştım. Bir diğer öncelikli konu ise vize serbestisi diyaloğunun yeniden canlandırılması. Bu konuda karşılıklı niyet beyanını tekrarladık. Türkiye’nin yapması gereken 4-5 tane konu var. O konuda bizim sistem içindeki ön görüşmelerimiz bitti. Gerekli adımları açacağız. Cumhurbaşkanımız da bu konuda oldukça hassas. Bu alandaki ilerlemenin Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir ivme kazandıracağına inanıyoruz.”
“Türkiye-AB ilişkilerinde stratejik bakış açısıyla hareket etmek her iki tarafın ortak çıkarınadır”
Fidan, Şengen vize başvuru süreçleri konusunda AB tarafından alınan kolaylaştırıcı ve hızlaştırıcı tedbirleri kıymetli bulduklarını ancak bu alanlardaki sorunların tümüyle giderilmediğini ve bu konudaki beklentilerini de Alman mevkidaşıyla paylaştığını söyledi.
“Türkiye-AB ilişkilerinde uzun vadeli stratejik bakış açısıyla hareket etmek her iki tarafın da ortak çıkarınadır. AB’nin bazı ülkelerin dar siyasi hesaplarına hapsolmuş ön yargılı tutumunu bir kenara bırakmasını bekliyoruz. İki müttefik olarak ülkelerimizin ve Avrupa’nın güvenliğini ilgilendiren konularda da yakın çalışmaya önem veriyoruz. Bu çerçevede imkan ve kabiliyetlerimizin güçlü olduğu savunma sanayi alanında kısıtlamaların değil, ortak projelerin gündemde olduğunu görüyoruz.” diyen Fidan, Almanya’nın son dönemde bu yönde attığı olumlu adımları memnuniyetle karşıladıklarını, Türkiye’nin AB’nin Avrupa Güvenlik Eylem Programı (SAFE) mekanizmasına etkin katılımı ve ortak projeler geliştirmesinin de kritik bir öneme haiz olduğunu dile getirdi.
“Suriye hükümetinin SDG ile yürüttüğü görüşmeleri yakından takip ediyoruz”
Fidan, “Suriye hükümetinin SDG ile yürüttüğü görüşmeleri yakından takip ediyoruz. Entegrasyonun ülkenin güvenliğine, halkın beklentilerine ve ekonomik kalkınmasına somut katkılar getirmesini de bekliyoruz. Bu çerçevede Suriye hükümetinin ülkenin kuzeydoğusunda ve doğal kaynaklar üzerinde kontrol tesis etmesine imkan sağlanması gerekmekte.” dedi.
Ukrayna’da süren savaşı mevkidaşıyla görüştüklerini aktaran Fidan, burada muhtemel barış senaryoları ve ateşkes ile ilgili görüş alışverişinde bulunduklarını ifade etti.
Fidan, Gönüllüler Koalisyonu’nun çalışmalarını ele aldıklarını, koalisyonun Ukrayna’nın uzun vadeli istikrarına sağlayabileceği katkıları da değerlendirdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü koruması, aynı zamanda savaşın son bulması, Avrupa’da ve başka yerlerde başka yere yayılmaması fevkalade önemli. Çünkü artık sadece her iki taraf değil, aynı zamanda Avrupa ekonomisi, dünya ekonomisi de biz de dahil olmak üzere başta enerji sorunu olmak üzere çok büyük bir negatif etki altına girdik. Bu uzun süredir devam eden savaşta insan kaybı maliyeti Ukrayna’nın altyapısı yok edildi. Enerji altyapısı da buna dahil. Bunları tekrar ayağa kaldırması gerekecek. Bu konuda Türkiye üzerine düşeni yapmaya hazır. Ama öncelikli olarak ateşkesin sağlanması barışın ortaya çıkması gerekmekte. Bu konudaki ortak beklentimizi de karşılıklı teyit ettik.”
“(Trump’ın) Sayın Putin’le buluşuyor olması bence ‘Ukrayna’nın yokluğunda bir karar alınıyor’ değil”
Fidan, basın toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bir araya gelmesine ilişkin, “Arabulucu her iki tarafla da konuşmak durumunda. Sayın Trump’ın önce Sayın Putin’le Alaska’da görüştüğünü daha sonra gelip Washington DC’de diğer taraf olan Sayın Zelenskiy (Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy) ve Avrupalı liderlerle görüştüğünü gördük.” dedi.
Fidan, önemli olanın iki tarafla da görüşmek olduğuna değinerek, “Burada (Trump’ın) Sayın Putin’le buluşuyor olması bence ‘Ukrayna’nın yokluğunda bir karar alınıyor’ değil. ABD’nin şu anda böyle bir arabulucu tavrı yok. Her iki tarafla da ayrı ayrı konuşuyor.” diye konuştu.
ABD Başkanı Trump’ın bugün Zelenskiy’le görüştüğünü söyleyen Fidan, “Biz de arabuluculuk faaliyetini yaptığımız zaman Rusya’yla Ukrayna arasında hem biliyorsunuz ayrı ayrı görüşmeler yaptık hem de tarafları İstanbul’da üç tur bir araya getirdik. Aslında Türkiye’nin yaptığı bu üç tur faaliyet liderler düzeyinde şu anda gerçekleşen buluşmaların da altyapısının oluşması için çok büyük bir hizmet gördü.” ifadelerini kullandı.
Fidan, Türkiye’nin arabuluculuk faaliyetleriyle sadece esirlerin ve diğer insani hususların değişimi ve hayata geçirilmesiyle kalmadığını belirterek, “Aynı zamanda her iki taraf da birbirini daha iyi anladılar. Tartışabilecekleri konuları, ilerletebilecekleri zeminlerin sınırlarını da gördüler. Bunu liderlerine rapor ettiler ve liderler şimdi onu kendi aralarında belli bir üslupla tartışıyorlar.” şeklinde konuştu.
Bakan Fidan, Rusya-Ukrayna Savaşı konusunda Türkiye’nin iyimser olduğunu ve bugüne kadar yapılanların bundan sonra da devam edeceğini aktararak, “Sayın Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) bu konuda çok büyük bir hassasiyeti var.” dedi.
“Gazze’deki imarın yeniden başlaması fevkalade önemli”
Fidan, Gazze’de sağlanan ateşkes ortamının devam etmesinin Türkiye’nin birinci önceliği olduğunu vurgulayarak, “Aynı zamanda insani yardımların kesintisiz girmesi fevkalade önemli. Zaman zaman İsrail tarafından bazı ifadeler duyuyoruz, bu bizim için endişe verici. Acaba Hamas’ın özellikle enkaz altında kalan cesetleri çıkarmadaki yetersizliğini, çünkü alet edevat yok, İsrail bir mazeret olarak kullanıp tekrar ateşkesi bozacak mı? Bu konuda uluslararası toplumun endişesi var.” ifadelerini kullandı.
Gazze’de süren ve insanlığa karşı işlenmiş suçların, yıkımın ve ölümün kameralar önünde gerçekleştiğini anımsatan Fidan, şöyle devam etti:
“Uluslararası toplumu öyle bir dehşete düşürdü ki bunun bir an önce son bulması için uluslararası toplum şu anda büyük bir hassasiyet içerisinde. Bunun devam etmesi gerekiyor. Özellikle ateşkes anlaşmasının kalıcı bir anlaşmaya dönüşmesi, Gazze’deki imarın yeniden başlaması fevkalade önemli. Daha da önemlisi kalıcı barışın getirilmesi için iki devletli çözümün hayata geçmesi gerekiyor.”
Fidan, konuya ilişkin bir takım toplantılar yapıldığını belirterek, “Gazze için atılması gereken adımlar var. İki devletli çözüm için atılması gereken adımlar var. Gazze için şu anda özellikle istikrar gücü nasıl oluşturulabilir? Bununla ilgili erken tartışmalar var. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden nasıl bir karar geçirilmeli? Bunları da yakından takip ediyoruz.” dedi.
Uluslararası toplumun bir varlık ortaya koyması gerektiğinin altını çizen Fidan, “Şarm el-Şeyh’de liderler sadece o gün anlaşmaları imzalamadılar. Aynı zamanda orada geçirdikleri zaman içerisinde bir araya gelerek, Avrupalı liderler, bölge liderleri, Sayın Cumhurbaşkanımız bundan sonra atılacak adımların ne olması gerektiği konusunda bir anlayış birliği oluşturma yönünde önemli tartışmalarda bulundular.” diye konuştu.
Bakan Fidan, 10 gün önce Paris’te yapılan bakanlar düzeyindeki toplantının devamının liderler düzeyinde Şarm el-Şeyh’de yapıldığını belirterek, Avrupalı liderler ve bölge liderlerinin özellikle Gazze’de yeniden yapılanma ve barış planı konularını görüştüklerini söyledi.
Gazze’de restorasyonla ilgili atılacak adımlar olduğunu vurgulayan Fidan, şunları kaydetti:
“Arazide devam eden insani yardımlarla ilgili engellerin hemen aşılması gerekiyor. Bugün rapor edilen yaygın hastalık tehlikeleri var. Belli yerlere yeterli miktar ilacın ve yiyeceğin, gerekli temel gıdaların gitmediğine ilişkin raporlar da var. Onların izah edilmesi gerekiyor. Bu yöndeki çalışmalarımız başta Almanya olmak üzere dost ülkelerle beraber çalışarak inşallah devam edecek.”
Türkiye-AB ilişkileri
Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın her seçimden sonra meşruiyeti tekrar halktan devralmasıyla temel dış politika ilkelerini ortaya koyduğuna işaret ederek, Mayıs 2023’teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra da Erdoğan’ın özellikle AB üyeliği konusunda Türkiye’nin stratejik hedefinin devam ettiğini ve gerekli talimatları verdiğini anlattı.
Halktan alınan meşruiyetle ortaya konulan resmi politikanın bir sonucu olarak bu konuda ciddi ve samimi olduklarını vurgulayan Fidan, atılması gereken adımlar bulunduğunu, bunun tek taraflı bir eylem olmadığını ve her iki tarafa da düşen sorumluluklar olduğunun altını çizdi.
Fidan, 2007’den sonra Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin değiştiğine değinerek, “Ama bugün yakın geçmişimizden ders çıkartarak artık Türkiye-AB ilişkilerinde zamanın ruhuna uygun yeni bir stratejik çerçeveyle, yeni bir bakış açısıyla bir bütünleşme sağlanması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“AB’den beklentimiz Türkiye’nin üyeliği konusunda çekinceleri olmadığını belirtmeleri”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki iradesinin tam olduğunu ve hükümet olarak ellerinden geleni yapma konusunda kararlı olduklarını vurgulayan Fidan, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin AB’den beklentisi, Avrupa Birliği’nin özellikle siyasi irade olarak Türkiye’nin üyeliği konusunda hiçbir çekinceleri olmadıklarını net bir dilde ifade etmeleri gerekiyor, niyet bazında. Tabii ki uygulamada karşılanması gereken kriterler var, yapılması gereken profesyonel çalışmalar var, teknik çalışmalar var, siyasi çalışmalar var. Onlar tabii ki yapılacak. Ama biliyorsunuz onun daha da gerisinde olan asıl niyeti ortaya koymak.”
Fidan, gerekli şartlar karşılandığında AB’nin “Türkiye ile beraber AB içerisinde olma konusunda hiçbir sıkıntım yok, tam tersine bundan memnun olurum” iradesi oluştuğunda iki tarafta donmuş olan başlıkların bir an önce açılıp hayata geçirileceğine inandığını söyledi.
Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iradesi bulunduğunu yineleyen Fidan, “AB’de de seçimlerden sonra başta Almanya olmak üzere hükümetlerin yeni Avrupa dinamiğinde, yeni Avrupa ruhunda buna tekrar önem verdiğini görüyoruz.” dedi.
Fidan, coğrafyanın önemli olduğunu vurgulayarak, Türkiye’nin şu anda Avrupa’da bulunduğu coğrafyayla ve AB ülkeleriyle aynı havayı teneffüs ettiğini ve aynı bölgede bulunduğunu dile getirdi.
“Birliğimizden bir süper gücün ortaya çıkması mümkün”
Türkiye’nin başka coğrafyalara bakan unsurları da olduğunu dile getiren Fidan, “Ama Avrupa’da beraber oluşturacağımız bir ittifak, beraber oluşturacağımız bir çekim merkezi bizi dünyanın geri kalanına daha az bağımlı hale getirir.” diye konuştu.
Fidan, Türkiye ve AB’nin birliğinden bir “süper gücün” ortaya çıkmasının mümkün olduğuna dikkati çekerek, Türkiye gibi bir güç Avrupa gibi bir güçle birleşmediği zaman ise her iki tarafın da kendi bağımlılıklarıyla devam edecekleri değerlendirmesinde bulundu.
Fidan, Türkiye’nin stratejik değerlendirmeleri bulunduğunu belirterek, Türkiye zamanında AB’ye üye olsaydı belki Brexit’in yaşanmayacağını ve Avrupa Birliği’nin bugün karşılaştığı krizler karşısında daha dayanıklı olabileceğini ifade etti.
Zamanın bir ruhu olduğunu, her ülkenin kendi iç politikası ve politik dinamikleri bulunduğunu kaydeden Fidan, toplumların ideolojilerinin ve siyasi algılarının da zamanla evrime uğradığını dile getirdi.
Fidan, bunların olgunlaşması gerektiğini ancak bugün daha iyi bir noktada olunduğuna değinerek, “Daha umutluyuz. Karşılıklı stratejik olgunlukla önümüzdeki engelleri aşarak daha net hedefler koyarak Türkiye-AB ilişkilerinde gideceğiz.” dedi.
Bugünkü görüşmelerde karşılıklı entegrasyon niyetlerini ortaya koyduklarını ve paralelinde atılması gereken adımları değerlendiklerini aktaran Fidan, bunların Gümrük Birliği meselesi, vize birliği ve serbestisi konusu ve diğer AB-Türkiye ilişkilerini daha da güçlendirecek konular olduğunu söyledi.
Fidan, bu konudaki adımları atacaklarını ifade etti.
(Bitti)