Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, denetimli serbestlik uygulamasına dair uzun süredir beklenen açıklamayı yaptı. Yeni düzenlemenin kimleri kapsayacağı ve nasıl işleyeceği netleşirken, kamuoyunun aklındaki pek çok soru da yanıt buldu. Peki, denetimli serbestlik nedir?Denetimli serbestlik olunca ne olur? Denetimli serbestlik süresi ne kadar, hangi suçları kapsar? İşte merak edilen detaylar…
DENETİMLİ SERBESTLİK NEDİR?
Adalet sisteminde önemli bir reform olarak hayata geçirilen denetimli serbestlik, suç işleyen bireylerin cezaevine girmeden ya da ceza sonrası toplum içinde gözetim altında tutularak rehabilite edilmesini amaçlayan alternatif bir infaz modeli olarak uygulanıyor. Bu sistemle birlikte, şüpheli, sanık ya da hükümlüler hem denetleniyor hem de topluma yeniden kazandırılmaları için çeşitli destek programlarına yönlendiriliyor.
Denetimli serbestlik uygulaması nedir, nasıl uygulanacak
Denetimli serbestlik sistemi yürürlüğe girmeden önce, cezaları ertelenen ya da şartlı tahliye edilen kişilerin toplum içindeki konumları bilinmiyor, suç tekrarı riskleri değerlendirilmeden serbest kalıyorlardı. Yeni sistemle birlikte bu boşluk giderildi.
Artık mahkemeler, suçluya rehber görevlendirerek denetim süreci boyunca gözetim sağlayabilecek. Hakimler, bireyin topluma karşı oluşturabileceği riskleri değerlendirerek şartlı salıverme sonrası ihtiyaç duyulan eğitim, öfke kontrolü veya bağımlılıkla mücadele gibi özel programlara yönlendirilmesine karar verebilecek.
Bu uygulama, ceza yargılaması, infaz hukuku ve çocuk ceza adaleti açısından sistemin en önemli yapı taşlarından biri olarak öne çıkıyor. Etkin, caydırıcı ve insan odaklı bir adalet sistemi hedeflenirken, bireylerin suçtan uzaklaşarak sağlıklı bir sosyal hayata uyum sağlamaları amaçlanıyor.
Denetimli serbestlik uygulaması hangi suçları kapsıyor
DENETİMLİ SERBESTLİK UYGULAMASI NASIL UYGULANACAK?
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilerek yasalaşan 10. Yargı Paketi, Kurban Bayramı öncesi önemli bir düzenlemeyi hayata geçirdi. Yeni yasa kapsamında, cezaevinde kalmaları sağlık açısından mümkün olmayan ağır hasta, engelli ve yaşlı toplam 27 bin hükümlüye tahliye yolu açıldı. Bu sayının 19 bin 800’ünü mükerrer suçlardan hüküm giymiş kişiler oluşturuyor.
Düzenleme ile birlikte, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar hariç olmak üzere, cezaevi koşullarında yaşamını tek başına sürdüremeyeceği tespit edilen ve toplum güvenliği açısından risk taşımayan mahkûmlar, cezalarının kalan kısmını evde infaz yöntemiyle çekebilecek.
Yeni uygulama, özellikle sağlık durumu kritik seviyede olan tutuklu ve hükümlüler için insani şartlarda infaz imkanı sunarken, cezaevlerindeki yoğunluğu azaltmayı da hedefliyor.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç
10. YARGI PAKETİ’NDE HANGİ SUÇLARDAN NE KADAR CEZA YATILACAK?
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, geçtiğimiz gün Ankara’da gerçekleştirilen Denetimli Serbestlik Sistemi Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşma sırasında şu şekilde konuştu:
“Değişiklikle (10. Yargı Paketi) aldıkları cezanın koşullu salıverme tarihine kadarki sürenin en az 10’da 1’ini ceza infaz kurumunda geçirme mecburiyeti getirildi. Daha öncesinde hepinizin bildiği gibi 2 yılın altındaki suçlar bakımından 1 yıl koşullu salıverme, 1 yıl da maktu denetimli serbestlik süresi nedeniyle 2 yılın altındaki cezalarda, cezaevinde bulunmama durumu toplumda cezasızlık algısına neden olduğunu hepimiz biliyoruz. ‘Suç işledi yanına kâr kaldı…’ Karşılıklı olarak tartışmalara neden olan, basit suç olarak görülen ancak 2 yıla kadar olan ama toplumda birtakım huzursuzluklara neden olan bu konunun çözümüyle ilgili olarak Meclis’imize sunduğumuz taslak kabul edildi. Artık yeni düzenlemeyle 2 yıl ceza alan, koşullu salıverme tarihine kadarki sürenin 10’da 1’i dediğimiz, yani en az 36 gününü cezaevinde geçirmek durumunda kalacak. Hiç cezaevine girmiyordu, 36 gün cezaevinde kalma durumu olacak.
Bir yıl ceza almışsa 18 gün cezaevinde kalma durumu olacak. Yine 6 ay ceza almışsa en az 9 gün cezaevini görecek. Dolayısıyla bu da toplumda cezasızlık algısını, denetimli serbestlikten kaynaklanan o 1 yıllık otomatik uygulanan süre nedeniyle toplumdaki eleştirileri ortadan kaldırmaya yönelik önemli bir düzenleme yürürlüğe girmiş oldu. 10. Yargı Paketi öncesinde 2 yılın altındaki cezalarda kamuoyunda cezaevine gir-çık diye bilinen aynı gün veya birkaç gün içinde cezaevinden çıkma durumu söz konusuydu. Şu an yürürlüğe giren yeni düzenleme ile 2 yılın altındaki hapis cezası alan kişiler, cezanın en az 1/10’unu cezaevinde geçirmeleri şartıyla 1 yıllık denetimli serbestlikten yararlanabilecekler.”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç denetimli serbestlik açıklaması
DENETİMLİ SERBESTLİK UYGULAMASINDA NELER DEĞİŞTİ?
Adaletin yalnızca cezalandırmaktan ibaret olmadığını vurgulayarak, hataların telafi edilmesine imkân tanıyan ve bireyleri topluma yeniden kazandırmayı amaçlayan bir yaklaşımı benimsediklerini ifade eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, öne çıkan başlıkları şu şekilde değerlendirdi:
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç; “Örneğin sık işlenen suçlardan “Kasten yaralama” suçunun cezası 1 yıl 6 aydan üç yıla kadar hapis. Eski infaz sisteminde hâkim alt sınırdan 1 yıl 6 ay ceza vermesi halinde sanık bir gün bile yatmıyordu. Şimdi bu sanığa 2 yıl hapis cezası verilirse, en az 36 gününü cezaevinde geçirecek. ‘Özel hayatın gizliliğini ihlal’ suçu “Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklindeydi. 1 yıl ceza alan en az 18 gününü cezaevinde geçirdikten sonra tahliye olabilecek.
Alt sınırı 6 ay olan ‘tehdit’ suçunda ise artık hapis yatılacak. TCK 106 Maddesi “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” şeklinde. 6 ay hapis alan 9 gün, 2 yıl hapis cezası alan 36 gün cezaevinde kalacak.” dedi.