Dem Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit’ten Komisyona Çağrı: “İmralı Adası’na Gidilerek Öcalan ile Görüşülmeli”

(ANKARA) – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na çağrıda bulunarak, “Sayın Öcalan’ın baş aktör olarak mutlaka komisyon tarafından dinlenmesi gerekiyor. Biz bunu haftalardır söylüyoruz. Bunun da daha fazla zamana yayılmaması gerek. Bu pozitif bir adım olacak ve süreci ilerletecektir. O yüzden hızlı bir şekilde bir alt komisyon eliyle sınırlı bir heyet eliyle İmralı’ya gitmek Sayın Öcalan’ın Kürt sorununun demokratik çözümü ve bu konudaki görüş ve düşüncelerini bizzat kendisinden dinlemenin çok önemli ve gerekli olduğunun altını çizmemiz gerekiyor” dedi.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Koçyiğit, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 10’uncu toplantısı öncesi değerlendirmelerde bulundu.

Çatışma çözümü çalışmış, dünyadaki çözüm deneyimleri alanında çalışmış akademisyenlerin ve uzmanların dinleneceğini bildiren Koçyiğit, “Bu önemli bir oturum olacak. Çünkü dünyada sadece Türkiye’de böyle bir sorun yok. Dünyanın pek çok yerinde halkların yaşadığı sorunlar var. Bütün dünya örnekleri de gösterdi ki sorunun çözümü diyalogta, müzakerede, demokratik bir perspektifle barış mücadelesini ilerletmekte ve derinleştirmekte. Ret, inkar ve imha politikalarının aslında savaşı, yoksulluğu derinleştirdiğini biliyoruz. O anlamıyla bugün çözümsüzlükte ısrar yerine çözüme yönelik adımlar atılmış olması, bir çözüm derdinin masaya gelmiş olması çok önemli” dedi.

Koçyiğit, şunları kaydetti:

“Buradaki meselenin temeli şudur, bir ciddiyete ihtiyacımız var. Somut adımların atılmasına ihtiyacımız var. İyi niyet beyanları önemlidir. Çıkılan yol çok önemlidir. Ama bu yolu genişletecek, büyütecek, bu yolun menzile varmasını sağlayacak somut, pratik adımlar atılmasını, herkesin söylediğinin gereğini yapacağı bir pratik süreci örmemiz, birlikte örgütlememiz gerekiyor.

Komisyon 5 Ağustos’tan beri dinlemeler yapıyor, 1 Ekim’e çok az bir süre kaldı. Bütün bu dinlemeler faslının bir an önce ya alt bir komisyon eliyle yürütülmesi ya da dinlemeleri yaparken eş zamanlı olarak bugün sürecin ihtiyacı olan yasaları konuşması, tartışması ve bir an önce gündemine alması gerekiyor.

Sayın Öcalan’ın çağrısının derinleşmesi, ilerlemesi ve sonuç alması için Meclis Komisyonu’nun, biz milletvekillerinin ve siyaset kurumunun da üzerine düşen sorumluluğu derhal yerine getirmesi gerekiyor. 1 Ekim olmadan sürecin ihtiyacı olan yasaların genel çerçevesinin en azından bu komisyonda konuşulması ve İhtisas Komisyonlarına genel çerçevenin aktarılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu daha fazla ertelenmeyecek, ötelenmeyecek bir zorunlu süreç olarak önümüzde duruyor. Yoksa aksi takdirde komisyon kendi varlık gerekçesine uygun bir pratik sergilememiş olacaktır. Bu da süreci sekteye uğratacaktır.

“11 Temmuz’da silah yakan Barış ve Demokratik Toplum Grubu ülkeye dönemedi. Çünkü bizim bir yasamız yoktu”

11 Temmuz’da silah yakan Barış ve Demokratik Toplum Grubu ülkeye dönemedi. Çünkü bizim bir yasamız yoktu. Çünkü Meclis bir yasa yapmadı, bunun yasal ve hukuki zeminini yapmadı. O zaman buradan sormamız gerekiyor, öncelikli işimiz nedir komisyon olarak? Bizim gerçek anlamda silah bırakanların ülkeye dönüşünü sağlayabilecek ve bugüne kadarki bütün hukuki sorumlulukları ortadan kaldıracak bir yasal düzenlemeyi hızla tartışmamız ve pratik adımları atmamız gerekiyor.

Diğer bir mesele süreç ilerlesin istiyoruz, sonuç alsın istiyoruz, barışa ulaşsın istiyoruz. O zaman süreci başlatan çağrısıyla PKK’nın silah bırakma ve örgütsel fesih kararını aldıran Sayın Öcalan’ın baş aktör olarak mutlaka komisyon tarafından dinlenmesi gerekiyor. Biz bunu haftalardır söylüyoruz. Bunun da daha fazla zamana yayılmaması gerek. Bu pozitif bir adım olacak ve süreci ilerletecektir. O yüzden hızlı bir şekilde bir alt komisyon eliyle sınırlı bir heyet eliyle İmralı’ya gitmek Sayın Öcalan’ın Kürt sorununun demokratik çözümü ve bu konudaki görüş ve düşüncelerini bizzat kendisinden dinlemenin çok önemli ve gerekli olduğunun altını çizmemiz gerekiyor.

“İki temel talebimiz var”

İki temel talebimiz var. Birincisi hızlı bir şekilde komisyonun bir alt komisyonuna adaya gitmesi ve sürecin baş aktörü olan Sayın Öcalan’la görüşmesi, bu konuda cesur olması, sorumluluk alması. İkincisi 1 Ekim’e çok az bir zaman kaldı. Hızlı bir şekilde sürecin ihtiyacı olacak yasal düzenlemelerin çerçevesini tartışmaya başlamamız ve bu konuda da hızla ilerleme sağlamamız gerekli.”

Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) zeytinleri madenlere açan talan yasasının iptal edilmesi için başvuruda bulunulduğunu ifade eden Koçyiğit, “Gözü dönmüş bir para hırsı, sermaye yandaşlığıyla karşı karşıyayız. Bütün bu gözü dönmüşlük her birimizin yaşamına ve geleceğine, toprağına, suyuna kastediyor. Üzerinde yaşayacağımız bir toprak, meyvesini yiyip gölgesinde serinleyeceğimiz bir ağaç bırakmamaya yemin etmiş bir iktidar gerçeği var. Buna karşı dün olduğu gibi bugün de mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadesini kullandı.

“Yargı eliyle siyaseti dizayn etmeye çalışan, yargı eliyle kendi rakiplerini elimine etmeye çalışan bir aklın son gaz devrede olduğunu biliyoruz” diyerek son dönemde artan operasyonlara dikkat çeken Koçyiğit, “Kendi iktidarını sürdürmek için her şeyi mübah gören, her şeye saldırılmasını, her şeyin yok edilmesi gerektiğini düşünen bir bakış açısının kendisi ülkeyi uçuruma sürüklüyor” dedi.

“AKP yoksuldan alıyor, zengine aktarıyor” diyerek ekonomik sorunlara da değinen Koçyiğit, “Hiçbir hedefi tutmayan Orta Vadeli Programdan vazgeçilmelidir. Gerçekten halkı gözeten bir ekonomi politikasına hızla dönülmesi gerekiyor. Bu ülkenin zenginliklerinin sahibi bu ülkede yaşayan halklardır” ifadelerini kullandı.

“O zaman açın İmralı’nın kapılarını, Sayın Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun”

Bir basın mensubunun sürece ilişkin olarak “Başka formüller düşünüyor musunuz?” şeklindeki sorusuna Koçyiğit, şu yanıtı verdi:

“Sayın Öcalan ile görüşmeden, onunla temas etmeden bu komisyon süreci nasıl ilerletecek? İşin muhatapları var. Burada süreci yürüten baş aktör olarak Sayın Öcalan bulunuyor. O zaman çok açık ve net. Gidilmesi, konuşulması, tartışılması gerekiyor. Başka formülleri hiç konuşmadık ve doğru olacağını da düşünmüyoruz. Bizim mileltveklleri olarak tüm cezaevlerine gidip istediğimiz tutukluyla görüşme hakkımız var. O yüzden buna farklı anlamlar yüklenmesini, bunu bir ayağa gitmek olarak değerlendirmenin kendisini yanlış görüyoruz. O zaman tamam açın İmralı’nın kapılarını, Sayın Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun. Açın İmralı’nın kapılarını Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayın, o düşüncelerini gelsin komisyona anlatsın, gelsin bize anlatsın. Bugün böyle bir koşul yoksa ortada o zaman komisyonun doğal olarak İmralı’ya gitmesi ve Sayın Öcalan ile konuşması gerekiyor. Herhangi bir dönemde değiliz, o yüzden cüret etmek, cesaret etmek gerekiyor. Sorumluluk almayan bir komisyonun Kürt sorununun demokratik çözümünde ne kadar katkı sunacağını da hepimizin sorması gerekiyor. Bu komisyon süreçteki en önemli eşiklerden bir tanesiydi. Kuruldu ilerlemeye çalışıyor. O zaman önemli bir eşiği de ben inanıyorum ki bu komisyon aşacaktır. Gidileceğine dair inancımızı yeniden ifade etmek istiyorum.

“Beklentimiz bu hafta içerisinde eş genel başkanlarımızın da olduğu bir heyetle adaya gitmek”

Hali hazırda Sayın Öcalan ile görüşmelerin bu kadar denetlenmiş şekilde yapılmasını kabul etmediğimizi ifade edelim. Ama henüz bu konuda da bir ilerleme olmamasını bir sorun olarak gördüğümüzü ifade etmek istiyoruz. Beklentimiz bu hafta içerisinde eş genel başkanlarımızın da olduğu bir heyetle adaya gitmeyi bekliyoruz.”