Uşak‘ın Eşme ilçesindeki Kışladağ Altın Madeni, ülkenin en büyük açık ocak işletmesi olarak biliniyor. Yılda ortalama 13 ton altın üretimiyle Türkiye’nin toplam altın üretiminin dörtte birini karşılayan maden, son yıllarda define avcılarının ilgisini de çekiyor.
HER TAŞIN ALTINDA HAZİNE ARIYORLAR
Yetkililer, son dönemde Uşak, Manisa ve Kütahya üçgeninde artan izinsiz kazılara dikkat çekiyor. Özellikle Kışladağ çevresinde definecilerin altın rezervleriyle ilgisi olmayan alanlarda kazı yaptığı, hem doğaya zarar verdiği hem de arkeolojik kalıntılara zarar verme durumunun söz konusu olduğuna dikkat çekiyor.
Uşak’ın Eşme ilçesindeki Kışladağ Altın Madeni
UZMANLAR HAZİNE AVCILARINI UYARDI
Jeoloji uzmanları, definecilerin altın madenlerini “yer altı hazinesi” olarak görmesinin büyük bir yanılgı olduğunu vurguluyor. Uzmanlara göre altın madeni, belirli jeolojik oluşumlara bağlı olarak yüzeyin kilometrelerce altında bulunuyor ve kazma kürekle ulaşılması imkansız.
EKONOMİK DEĞERİN GÖLGESİNDE KAÇAK KAZILAR
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre; Türkiye’de 20’nin üzerinde aktif altın madeni bulunuyor. Ancak madencilik faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerde kaçak kazı olayları da artış gösteriyor. Definecilerin, “altın arama” bahanesiyle yürüttüğü izinsiz kazılar hem çevreyi tahrip ediyor hem de kültürel mirasa zarar veriyor.
EFSANELERİN PEŞİNDE BİR UMUT
Uzmanlar, defineciliğin Anadolu’nun köklü kültüründe geçmişten bu yana yer aldığını, ancak teknolojik çağda hala “efsanelerin peşinde” hareket eden kişilerin olduğunu belirtiyor. Özellikle Ege ve İç Anadolu bölgelerinde, “altın şehir” efsanelerinin bölge halkı arasında hâlâ canlı tutulduğu ifade ediliyor.
