Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen 12. İnovaLİG Şampiyonları Ödül Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “İçinden geçtiğimiz dönem, konjonktürel dalgalanmaların ötesinde, derin yapısal dönüşümlerin yaşandığı bir eşiğe işaret ediyor. Ticarette korumacılık politikaları yeniden yükseliyor, belirsizlikler artıyor, küresel rekabetin dengeleri yeniden şekilleniyor. Bu çalkantılı tablo karşısında dünya ekonomisi yönünü ararken Türkiye, kararlılıkla yoluna devam ediyor” dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Ticaret Bakanlığının desteğiyle bu yıl 12’ncisi düzenlenen Türkiye Innovation Week (Türkiye İnovasyon Haftası ) 2025’te InovaLİG Şampiyonları Ödül Töreni gerçekleştirildi. Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, İstanbul Valisi Davut Gül, TİM Başkanı Mustafa Gültepe ile birlikte girişimciler ve çok sayıda davetli katıldı. Birçok alanda yapılan projelerin sunulduğu törende oylama sonucu dereceye giren girişimcilere ödülleri takdim edildi. Girişimcilere ödülleri Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Bakan Ömer Bolat ve Vedat Işıkhan tarafından takdim edildi.
“Küresel rekabetin dengeleri yeniden şekilleniyor”
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, inovasyon kavramının Türkiye’nin kalkınma hamlesine güç veren en kritik başlıklardan biri olduğuna vurgu yaptı. Yılmaz, “12 yıllık birikimiyle girişimcileri, akademiyi, sanayiyi ve kamu kurumlarını aynı hedefte buluşturan bu etkinlik, küresel ölçekte saygın bir platforma dönüşmüş durumda. Bu yılın teması ‘Gelecek: Şimdi’, geleceğin bugünden şekillendiği gerçeğini hatırlatarak bu platformun anlamını daha da derinleştiriyor. Bugün burada geliştirilen her fikir, atılan her adım kalkınma yolculuğumuza yeni bir ivme kazandırıyor; yarına bugünden yön veriyor. ‘Gelecek: Şimdi’, bu hamlenin zamanını işaret ediyor, harekete geçilecek zaman bugündür, yer burasıdır. İçinden geçtiğimiz dönem, konjonktürel dalgalanmaların ötesinde, derin yapısal dönüşümlerin yaşandığı bir eşiğe işaret ediyor. Ticarette korumacılık politikaları yeniden yükseliyor, belirsizlikler artıyor, küresel rekabetin dengeleri yeniden şekilleniyor. Bu çalkantılı tablo karşısında dünya ekonomisi yönünü ararken Türkiye, kararlılıkla yoluna devam ediyor” ifadelerini kullandı.
“Ekonomimizde bu yılın ikinci çeyreğinde büyüme oranı yüzde 4,8’e ulaşmıştır”
Ekonomi alanında odak verilen yatırım, istihdam, üretim ve ihracat alanlarında geçtiğimiz yıl Türkiye ekonomisinin yüzde 3,3 oranında büyüdüğünü belirten Yılmaz, “2025 yılı ikinci çeyreğinde büyüme oranı yüzde 4,8’e ulaşmıştır. Böylece, Türkiye ekonomisi kesintisiz 20 çeyrektir büyümesini sürdürerek istikrarını korumuştur. İşsizlik oranı Ağustos ayında yüzde 8,5 düzeyinde gerçekleşmiş; son 28 aydır tek haneli seyreden bu oran, işgücü piyasamızın güçlü görünümünü ortaya koymuştur. Enflasyonda mücadelemiz kararlı bir şekilde devam etmektedir. Yıllık enflasyon Eylül ayı itibariyle yüzde 33,3 olup dezenflasyon sürecinin başladığı 2024 yılı Haziran ayından bu yana enflasyondaki düşüş 42 puanı aşmıştır. Program sonunda tek haneli enflasyon seviyelerine ulaşma hedefimizi güçlü biçimde korumaktayız. İhracat rakamlarımızda da ekonomi politikalarımızın başarısının somut karşılığını görüyoruz. Nitekim 2024 yılında ihracatımız 262 milyar dolar seviyesine yükselerek Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırmıştır. 2025 yılının Ocak-Eylül döneminde ise ihracatımız yüzde 4,1 artışla 201 milyar dolara ulaştı ve geçen yılın aynı dönemine göre net 8 milyar dolar ihracat artışı sağladık” dedi.
“Milli Teknoloji Hamlesi, ülkemizin teknoloji üretim kapasitesini güçlendiren, yerli üretimi ve stratejik bağımsızlığı pekiştiren bir vizyonun yansımasıdır”
Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda katma değeri yüksek, teknoloji yoğun, markalı ve tasarımlı ürün ihracatını artırmayı kararlılıkla sürdüreceklerinin altını çizen Yılmaz, “İhracatçılarımıza sağladığımız Tasarım, Markalaşma, Turquality, Ur-Ge ve Küresel Tedarik Zinciri Yetkinlik Projeleri destekleri, e-ihracat, dijital pazarlama ve yeşil dönüşüm projeleri bu atılımın temelini güçlendiriyor. E-Turquality programı bilişim sektörümüzü küresel ölçekte güçlendiriyor, lojistik dağıtım ağlarıyla ihracatçılarımızın uluslararası tedarik zincirlerine erişimini kolaylaştırıyoruz. Hükümetimizin öncülük ettiği Milli Teknoloji Hamlesi, ülkemizin teknoloji üretim kapasitesini güçlendiren, yerli üretimi ve stratejik bağımsızlığı pekiştiren bir vizyonun yansımasıdır. Bu süreç, Milli Teknoloji Akademisi ve Milli Teknoloji Atölyeleri gibi programlarla nitelikli insan kaynağını güçlendiriyor; TEKNOFEST gibi büyük organizasyonlarla gençliğin heyecanını ülkenin inovasyon enerjisine dönüştürüyor. Savunma sanayimiz, bu vizyonun en güçlü örneklerinden biridir. Yerlilik oranı yüzde 80’i aşan, 180 ülkeye ulaşan ihracat kapasitesiyle 2024 yılında 7,1 milyar dolar ihracata ulaşan savunma ve havacılık sanayimiz, 2025’te de rekorlarını sürdürmektedir” dedi.
“KOBİ’ler dijitalleşme yatırımlarıyla, yetenekleriyle Türkiye’nin rekabetinde stratejik rol üstlenmektedir”
İnovasyon ekosisteminin yalnızca bir sektörün değil, toplumun bütün kesimlerinin ortak hareket etmesiyle güç kazanacağını aktaran Yılmaz, “Kamu kurumları, özel sektör ve akademi dünyası arasında kurulan bu üçlü yapı; bilgi üretimini hızlandıran, teknoloji transferini kolaylaştıran ve üretim süreçlerini daha çevik hale getiren stratejik bir zemindir. Bu iş birliği, yerli kapasiteyi büyüten, yeni istihdam alanları oluşturan ve küresel pazarlarda güçlü markalar çıkaran bir modelin temelini oluşturur. KOBİ’ler bu dönüşümün dinamosudur. Dijitalleşme yatırımlarıyla, yeşil dönüşüme uyum sağlayan adımlarıyla, çevik üretim yetenekleriyle Türkiye’nin rekabet gücünü yükselten stratejik bir rol üstlenmektedir. Bu alanlardaki destek mekanizmaları ve teşvik politikaları, KOBİ’lerin küresel pazarlarda daha güçlü bir aktör haline gelmesini sağlamaktadır. Bu çerçevede, İnovaLİG Şampiyonları Ödül Programı, şirketlerimizin inovasyonu bir yan faaliyet değil, kurumsal kültürün asli unsuru haline getirdiğinin en güçlü göstergesidir. Bu ödüller, Türkiye’nin küresel ölçekte rekabet eden şirketlerinin vizyonunu, kararlılığını ve yenilikçilik kapasitesini yansıtmaktadır” diye konuştu. – İSTANBUL