Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ne yaparsanız yapın Türkiye’nin rüşvetçilerle, suç örgütleriyle, milletin malına çöken siyasi tefecilerle mücadelesini sulandıramazsınız.” dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son haftalarda yaşanan tartışmaların, Türkiye’nin halen en büyük sorununun, siyasi rekabeti yıkım siyasetine çeviren, hükümeti yıpratmak için devletin kurumlarını itibarsız hale getirmeyi meşru gören çarpık muhalefet anlayışı olduğunu bir kez daha teyit ettiğini söyledi.
LGS sonuçları üzerinden İmam Hatip Okullarına yönelik bir linç kampanyası yürütüldüğünü, Bursa’daki bir okulun duvarına asılan tebrik mesajının çarpıtılarak sınav üzerinde şüphe oluşturmaya çalışıldığını anımsatan Erdoğan, “Yüz binlerce gencimizin umutlarıyla, hayalleriyle, tertemiz duygularıyla oynadılar. İddialarının hepsinin yalan olduğu ortaya çıkınca erdemli davranıp, özür dilemek yerine hiçbir şey olmamış gibi sessizce köşelerine çekildiler.” ifadelerini kullandı.
Muhalefetin, Manavgat’taki rüşvet skandalını aklamak için emniyet ve yargı mensuplarına “kumpas iftirası” attığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Madem kumpas var, elinizdeki 32 saatlik video kaydı ile beraber gidin mahkemeye başvurun, bunu söyledik. Burada da hemen geri vitese taktılar. Dikkatinizi çekiyorum, bu yıpratma savaşında hedef yalnızca hükümetimiz değildi, aynı zamanda çocuklarımızdı, aynı zamanda gençlerimizdi, aynı zamanda devletimizdi. Milletimizin hayatını kolaylaştıran hizmetlerimizdi. Şimdi aynı koroyu, yargıya intikal etmiş soruşturma dosyasının başına üşüşmüş halde, sahnede görüyoruz. Basın etiğiymiş, gazetecilik ilkeleriymiş, siyasi mesuliyet duygusuymuş, insanların onuruymuş, devlet kurumlarının itibarı, Türkiye’nin kazanımlarıymış, bunların hiçbiri umurlarında dahi değil. Ellerine almışlar bir iftira fırçası, önlerine gelene kara çalıyorlar.
Oysa ortada çok açık bir gerçek var. O da soruşturma konusu suçu bundan bir sene önce tespit eden de şikayet eden de yargıya intikal ettirip şüphelilerin yakalanmasını sağlayan da devletimizin ilgili kurumlarıdır. Soruşturma kapsamında 220 şüpheliye yönelik adli işlem başlatılmış ve 199 şüpheli hakkında kamu davası açılmıştır. İki dalga halinde yürütülen operasyonlarda 37 kişi tutuklanmış ve 150 kişi hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Tıpkı İstanbul merkezli yolsuzluk ve sahtekarlık soruşturmasında olduğu gibi devletimiz burada da milletin hakkını yiyen haramzadelere acımamış, hepsini kulaklarından tutup adalete teslim etmiştir.”
“Biraz dürüst, ilkeli olun”
Erdoğan, 30 yıl sonra İstanbul’da yakayı ele verenlerin konumları ve unvanlarına nasıl bakılmadıysa, bu dosyada da kimsenin gözünün yaşına bakılmadığını vurgulayarak, daha önemlisi suç örgütü üyelerini aklamak için kimsenin sokağa çıkmadığını, protesto eylemi düzenlemediğini, milli markaları boykot çağrısı yapmadığını, Batılı medya kuruluşlarına ezilip bükülerek kimsenin şikayette bulunmadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Hele hele tehdit ederek, hakaret ederek, kimse mahkemeler üzerinde baskı kurmaya çalışmadı. Yani her şey kanununa, nizama ve hukuk devleti ilkelerine uygun yürütüldü. Şunu herkesin, özellikle de bağıran, çağıran ve tetikçileri vasıtasıyla devlet kurumlarına saldıran hadsizlerin bilmesini istiyorum. Ne yaparsanız yapın, Türkiye’nin rüşvetçilerle, suç örgütleriyle, milletin malına çöken siyasi tefecilerle mücadelesini sulandıramazsınız. Kendinizi ve suç ortaklarınızı temize çıkarmak için gençlerimizi, masum çocuklarımızı kullanmaktan artık vazgeçin. Biraz dürüst olun, biraz ilkeli olun. Ekmeğini yediğiniz devletinize karşı asgari seviyede de olsa mesuliyet duygusuyla hareket edin. Tekrar söylüyorum, her kim milletin hakkına giriyor, malına mülküne el uzatıyorsa, yakasına yapışmaya devam edeceğiz.”
Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu anımsatan Erdoğan, yasalarda hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, sahtekarlık yapanların cezasının belli olduğunu, kim olursa olsun, bunların gerekli cezaları alacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasanın verdiği yetki ve sorumluluklar çerçevesinde konunun sonuna kadar takipçisi olacaklarını vurguladı.
“Kumar bağımlılığı ürkütücü boyutlara ulaştı”
Dijitalleşmenin artması ile birlikte her geçen gün yeni tehdit ve tehlikelerin ortaya çıktığını, bunların en başında da bağımlılık türlerine yenilerinin eklenmesi geldiğini belirten Erdoğan, ekran bağımlılığı, siber zorbalık ile son dönemde sanal bahis, şans oyunları, kumar bağımlılığının da ürkütücü boyutlara ulaştığını dile getirdi.
Erişim kolaylığı ve internetin denetim zorluğunun bu illetin giderek yaygınlaşmasına sebep olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeşilay’ımızın son verileri, çevrimiçi kumar ve bahis bağımlılığının diğer bağımlılık türlerinin önüne geçtiğini gösteriyor. Suç örgütlerinin de ciddi miktarda buradan nemalandığını görüyoruz. Hükümet olarak ocakları söndüren, aileleri parçalayan, milli bünyemizi içeriden çökerten bu sorunun üzerine kararlılıkla gidiyoruz. Meselenin güvenlik boyutunda emniyet ve istihbarat birimlerimizin yanı sıra yargımız ve MASAK Başkanlığımız titizlikle çalışıyor. Sosyal ve sağlık boyutuyla ilgili olarak da Cumhurbaşkanı Yardımcımızın riyasetinde kapsamlı bir eylem planı hazırlanıyor. Hiçbir boşluk bırakmadan sorunu çok yönlü bir şekilde ele alıyoruz. Daha fazla can yanmadan, devlet, sivil toplum, siyaset el ele vererek bu illetin önünü kesmemiz gerekiyor. Temennimiz, dijital suçlarla ilgili attığımız her adıma özgürlük bahanesiyle karşı çıkanların en azından yasa dışı sanal, sanal kumar ve bahis musibetiyle mücadelede aynı yanlışa düşmemeleridir. Aksi takdirde Allah korusun bunun bedelini toplumca hep beraber öderiz.”
Erdoğan, toplantıda alınan kararların ve yapılan istişarelerin hayırlı olmasını diledi.
(Bitti)