Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Eskişehir’de 694 milyon ton nadir element bulundu”

Cumhurbaskani Erdogan Eskisehirde 694 milyon ton nadir element bulundu Cumhurbaskani Erdogan Eskisehirde 694 milyon ton nadir element bulundu

Cumhurbaskani Erdogan Eskisehirde 694 milyon ton nadir element bulundu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ” Eskişehir‘de bugüne kadar 310 ayrı lokasyonda, yaklaşık 125 bin metre sondaj yapıldı. Çalışma sahasında; nadir toprak elementleri, barit ve florit başta olmak üzere, tam 694 milyon ton kaynak olduğu tespit edildi. Bu saha; dünyanın ikinci büyük nadir toprak kaynak sahasıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 seçimleri sonrasında oluşturdukları Cumhurbaşkanlığı Kabinesinin 50’nci toplantısını tamamladıklarını belirterek kabine toplantısında kritik konuları görüştüklerini bildirdi. Türkiye’yi hedefleriyle buluşturma çabalarının hız kesmeden sürdüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son kabine toplantısından bu yana yine yoğun bir mesai dönemi geçirdiklerini aktardı.

İçeride toplu açılış törenleri ve il ziyaretleri, dışarıda uluslararası zirveler ve seyahatler ile hizmet mücadelesini kararlılıkla devam ettirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ana muhalefet partisiyle aramızdaki ufuk, vizyon, zihniyet farkı, yaşanan her gelişmede kendini daha net belli ediyor. Milletim şunu bilsinDünyanın içinden geçtiği sancılı dönemde, Türkiye liyakatli kadroların riyasetindedir; emin ve ehil ellerde güvendedir. Yasamada, Cumhur İttifakı olarak tam bir uyum ve koordinasyon içinde çalışıyoruz. Yürütmede, kabine üyelerimiz ve bürokratlarımızla ülkemizin sorunlarına çözüm yolları geliştiriyoruz.Yargımız, kendi alanında anayasanın çizdiği sınırlar çerçevesinde adaletin tecellisi için gayret gösteriyor” şeklinde konuştu.

Devletin bütün organlarının, mesuliyet sahaları içerisinde, görevlerini layıkıyla yerine getirdiğini belirten Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin en mühim çıktılarından biri olan bu kazanımları güçlendirerek devam ettirmekte kararlıyız. Özellikle, batılı ülkelerin ciddi yönetim bunalımıyla yüzleştiği bugünlerde, istikrar ve güven ikliminin değerini, milletçe daha iyi anlıyoruz. Dünyada birçok ülkenin başına gelse, yerle yeksan olacağı krizleri, biz 86 milyonun kılına dahi zarar gelmeden başarıyla yönetiyoruz. Son asrın en ciddi sağlık krizinden Rusya-Ukrayna arasındaki savaşa Bölgemizdeki kanlı çatışmalardan ticaret ve gümrük savaşlarına kadar birçok meselede bunu gördük, yaşadık, bilfiil tecrübe ettik.Tuzağa düşmedik, oyuna gelmedik; ülkemize ekonomik ve sosyal maliyet üretecek hiçbir maceraya atılmadık.’Batılı ülkeler bize ne der’ diye değil; 23 yıllın engin tecrübesi, birikimi ve müktesebatıyla politikalarımızı belirledik” değerlendirmesini yaptı.

“Dün, hükümetimin Suriye ve Gazze’deki vicdanlı duruşunu eleştirenler, sayemizde bugün yurt dışına başları dik, alınları ak bir şekilde gidiyor”

“Dün bizi hem koronavirüs salgınında, hem de Rusya-Ukrayna krizinde insafsızca yerenler, bugün utangaç da olsa, hak verir noktaya geldiler” diyen Erdoğan, “Dün bizi Avrupa’dan ve Batı bloğundan uzaklaşmakla suçlayanlar, bugün takip ettiğimiz dengeli politikalara övgüler diziyor. Dün, hükümetimin Suriye ve Gazze’deki vicdanlı duruşunu eleştirenler, sayemizde bugün yurt dışına başları dik, alınları ak bir şekilde gidiyor. Bizi tenkit edenlerin; kimi zaman 2 yıl, kimi zaman 4 yıl, kimi zaman çok daha gecikmeli de olsa bizi takdir ve taltif eder konuma gelmeleri, elbette kendi gelişimleri açısından önemlidir. Doğruyu bildikleri halde ikrar edemeyenlere ise maalesef yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur” açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan son kabine toplantısından bu yana gerçekleştirdikleri programlara ilişkin, “İşte onlar boş beleş işler peşinde koşarken, biz geride bıraktığımız iki hafta boyunca ülkemize ve milletimize hizmet için aşkla koşturduk. 1 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’mizin 28’inci Dönem 4’üncü Yasama Yılı’nın açılışını gerçekleştirdik. Yeni dönemin; farklı fikir, teklif ve değerlendirmelerin saygı, uzlaşı ve hoşgörü içinde özgürce ifade edildiği bir yıl olması temennilerimizi ilettik.4 Ekim’de, toplam değeri 8 milyar 425 milyon lirayı bulan 50 projemizin açılış ve temel atma törenlerini icra etmek üzere Sultanbeyli ilçemizdeydik. Bu yatırımların bir kez daha hayırlı-uğurlu olmasını diliyorum.4 Ekim tarihi, bizim için bir başka önemli ve kritik gün oldu” dedi.

İsrail’in işgal ve soykırımına tepki olarak farklı ülkelerden Gazze’ye doğru yelken açan Küresel Sumud Filosu’na güçlü moral desteği verildiğini, Türk vatandaşlarının da içinde olduğu aktivistlerin tahliye sürecini başarıyla yönettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “4 Ekim’de başlattığımız tahliye operasyonuyla 36’sı Türk vatandaşı, toplam 137 aktivisti ülkemize güvenle indirdik. 7 Ekim’deki ikinci tahliye sürecinde 16 vatandaşımızın ilk etapta Ürdün’e geçişini, ardından 15’inin ülkemize gelişini sağladık. Gözaltına alınan 3 milletvekilimiz de Bakü üzerinden Türkiye’ye sorunsuz, sıkıntısız bir şekilde ulaştı. Türk Hava Yollarımızın 10 Ekim’de düzenlediği özel bir seferle, 18’i vatandaşımız olan, 21 ülkeden toplam 94 aktivisti Türkiye’ye intikal ettirdik. Filoya katılarak insanlığın vicdanına tercüman olan tüm vatandaşlarımıza, tüm aktivistlere bir kez daha teşekkür ediyor, tekrar geçmiş olsun, diyorum. Batılı aktivistlerin dahi tahliye operasyonlarımızdan sitayişle bahsettiği bu olayda, Türkiye’yi suçlayanları ise milletimin vicdanına havale ediyorum” açıklamasında bulundu.

“Akkuyu dışında nükleer ajandamızda başka projelerimiz de bulunuyor”

5 Ekim’de yine İstanbul’da düzenlenen 11’inci Enerji Verimliliği Forumu’na iştirak ettiklerini belirten Erdoğan, Akkuyu’da nükleer ajanda dışında başka projelerinin de olduğunu belirterek, “Burada aynı zamanda, ana muhalefetin Türkiye’nin enerji arz güvenliğini hedef alan yakışıksız iddia ve ithamlarını da tek tek çürüttük. Sakarya Gaz Sahasından, şu anda 4 milyon hanemizin doğalgaz ihtiyacını karşılıyoruz. Bu sayı 2026’da 8 milyona, 2028’de inşallah 16 milyona çıkacak. Halihazırda toplam 34 ülkeyle doğalgaz ithalat ve ihracatımız var. Akkuyu Nükleer Santralinde ilk elektriği çok yakın bir zamanda üreteceğiz. Akkuyu dışında nükleer ajandamızda başka projelerimiz de bulunuyor. Ana muhalefetin, balıkları üne sürerek yaptığı eleştirilere aldırmadan, nükleer enerjiye yatırım yapmayı sürdüreceğiz” değerlendirmesini yaptı.

“Bu saha; dünyanın ikinci büyük nadir toprak kaynak sahasıdır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, nadir toprak elementleriyle ilgili eleştirilere cevap vererek, “Bu vesileyle, yine muhalefetin çarpıttığı bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Enerji politikamızın bir diğer önceliği, sahip olduğumuz madenlerin katma değerli bir şekilde uluslararası pazarlara sunulmasıdır. Nadir toprak elementleri; savunma sanayiinden yenilenebilir enerji sistemlerine, elektrikli araçlardan haberleşme ve uzay teknolojilerine, pek çok alanda kritik rol oynuyor. Eskişehir’in Beylikova ilçesindeki Nadir Toprak Elementleri Sahasında, bugüne kadar 310 ayrı lokasyonda, yaklaşık 125 bin metre sondaj yapıldı. Çalışma sahasında; nadir toprak elementleri, barit ve florit başta olmak üzere, tam 694 milyon ton kaynak olduğu tespit edildi. Bu saha; dünyanın ikinci büyük nadir toprak kaynak sahasıdır. 17 nadir toprak elementinden 10’unun bulunduğu Beylikova Sahası’nda, yaklaşık 12,5 milyon ton nadir toprak oksitleri yer alıyor. Kaynağın uluslararası sertifikasyon işlemleri devam ediyor” dedi.

Nadir toprak elementlerinde dünyanın en büyük 5 üreticisinden birisi olmak için bu doğrultudaki çalışmaları sürdürdüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk etapta yıllık bin 200 ton cevher işleyeceğimiz ETİ Maden Pilot Üretim Tesisini devreye aldık. Pilot tesisin endüstriyel tesise dönüştürülmesi için, saflaştırma teknolojisi de dahil, çalışmalarımıza devam ediyoruz.Şunu da altını çizerek ifade etmek durumundayım: Nadir toprak elementleri teknolojisine sahip ülke ve firmalar, bu alandaki üretim süreçlerine ilişkin tecrübelerini, maalesef paylaşmaktan kaçınıyor. Bu engelin aşılması ve mevcut sahaların daha kısa sürede ekonomiye kazandırılması, uluslararası iş birliklerini zorunlu kılıyor. Pek çok ülke teknoloji geliştirme, danışmanlık ve teknoloji transferi için bu konularda deneyimli ülkelerle anlaşmalar imzalıyor” ifadelerini kullandı.

“Nadir Toprak Elementleri Sahası’nın herhangi bir ülkeye verilmesi asla söz konusu değildir, kim bunu iddia ediyorsa, kendi ülkesine iftira atıyor demektir”

Türkiye olarak, teknolojik hafızaya sahip ülkelerin uzman kuruluşları ile iş birlikleri geliştirmek amacıyla görüşmeler yaptıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu anlamda, Beylikova’daki Nadir Toprak Elementleri Sahası’nın herhangi bir ülkeye verilmesi asla söz konusu değildir. Her kim bunu iddia ediyorsa, kendi ülkesine iftira atıyor demektir. Şuraya özellikle dikkatinizi çekiyorum: Türkiye’nin yeraltı kaynaklarını ekonomisine kazandırmasını istemeyenler hep şunu yapıyorlar: Önce, maden tetkik ve arama çalışmalarını engellemeye çalışıyorlar. Bunda başarılı olamayınca, bu sefer işletilmesini sabote etmenin derdine düşüyorlar. Denklem aslında çok basit. Mümkünse engellemek, değilse itibarsızlaştırmak. Nadir toprak elementleriyle ilgili yaşananlar da budur. Amaç, Türkiye’nin bu yeraltı kaynağından istifade etmesini engellemektir. Dikkat edin, bu konuda hükümetimize iftira atanlar, Karadeniz doğalgazı ile Gabar’daki petrol keşiflerimizi de dillerine dolayanlardır. Hatırlarsanız, orada da destek vermek yerine, hemen bir kulp taktılar. Bugün de aynısını yapıyorlar, inanın, yarın da değişen bir şey olmayacak. Milletimden bunlara karşı uyanık olmalarını rica ediyorum. Milletim bize güvensin, bize inansınAllah’ın izniyle biz bu güveni asla boşa çıkarmayacağız” açıklamasında bulundu.

“Dilde, fikirde, işte birlik, ilkesi ışığında Türk Devletleri arasındaki dayanışma ve ortaklıkları ilerletiyoruz” diyen Erdoğan sözlerini şöyle devam ettirdi:

“7 Ekim’de Gebele’de ‘Bölgesel Barış ve Güvenlik’ temasıyla düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı 12’nci Zirvesine katıldık. Zirvede aldığımız kararların ve imzaladığımız Gebele Bildirisi’nin tüm Türk Dünyası için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. 9 Ekim’de, Cumhurbaşkanlığı Külliyemizde düzenlenen törenle 2025-2026 Yükseköğretim Akademik Yılı’nın açılışını gerçekleştirdik. Yeni Akademik Yılın öğrencilerimiz, hocalarımız, üniversitelerimizde görevli idari personelimizle birlikte milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum. 10 Ekim’de yine toplu açılış ve temel atma törenlerimizi vesilesiyle ana-baba ocağımız Rize’deydik.Burada 38 projemizin toplu açılışını yaptık, 2 projenin temellerini attık; devamında şehrimizdeki sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasıyla bir araya geldik. 3 milyar 84 milyon lirayı aşan bu yatırımlarımız, Rize’mize ve bölgemize bir kez daha hayırlı-uğurlu olsun. 12 Ekim’de Trabzon’a geçerek,13 milyar 514 milyon liralık 130 projemizin toplu açılışını gerçekleştirdik.”

Deniz üzerine üçüncü havalimanını Trabzon’da inşa edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Projeyi bitirdik ve inşallah ihalesini bu sene yapıyoruz. Çalışmalarına ise önümüzdeki yıl başlamayı arzu ediyoruz. Türkiye’nin yıldızının giderek daha çok parlamasından, küresel siyasette ağırlığının artmasından, itibarının aziz milletimize yakışan bir seviyeye yükselmesinden gurur duyuyoruz” dedi.

“Türk milleti, kardeşlik ve komşuluk sınavını başarıyla verdi”

Türkiye’nin dış politikasındaki barıştan, diyalogdan, adaletten ve çözümden yana aktif tutumuyla, günden güne vazgeçilmez bir oyuncu haline geldiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Özellikle çatışma çözümlerinde Batı’yı takip eden değil, Batı’nın takip ettiği, örnek aldığı, gıptayla izlediği bir ülke konumundayız. Suriye ihtilafında 13,5 yıl boyunca duruşumuzu asla bozmadık. Suriyeli mazlumları, zalimlerin ve terör örgütlerinin insafına bırakmadık. Ana muhalefetin sürekli övgü yağmuruna tuttuğu Batılı ülkeler, mültecileri almamak için dikenli tel örgülerin arkasına saklanırken; biz ‘kimseyi geri göndermeme’ politikasıyla Suriyeli kardeşlerimizi bağrımıza bastık. Üç-beş oy uğruna Suriyeli mazlumları hedef gösterenlere rağmen, en kritik zamanlarda siyasi bedel ödemeyi göze alarak, vicdanlı tavrımızı sonuna kadar muhafaza ettik. Hamdolsun, neticede de tarihin doğru tarafında duran biz olduk. Zaman; lümpen ırkçıları, oy avcılığı yapanları, mülteci düşmanlarını değil, bizi haklı çıkardı. Türk milleti, kardeşlik ve komşuluk sınavını başarıyla verdi” dedi.

Suriye’yle ilişkilerin her alanda güçlendiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün birbirimizin yüzüne mahcubiyetle değil, tebessümle bakıyoruz. Suriye’de istikrar kökleştikçe, inşallah her şey çok daha iyi olacak. Bakınız sadece Suriye’de değil, Gazze’de de Türkiye, ilk günden itibaren hakkın, haklının ve adaletin safında yer almıştır. Gazze’nin, vatanlarını savunan evlatlarına terörist iftirası asla atmadık.Birilerine şirin gözükmek uğruna Filistin direnişine kara çalmadık. İnandığımız neyse, kalbimizden geçen neyse; eğip bükmeden, kimseden de çekinmeden, onu cesaretle haykırdık. 102 bin tonu bulan insani yardımlarımızla Gazzeli kardeşlerimizin yanında olduk. Katıldığımız tüm toplantılarda, uluslararası bütün platformlarda Gazze’yi ve Filistin davasını korkusuzca savunduk.Bütün bunları yaparken, Gazze’de ateşkesin sağlanması için çalışmayı da hiçbir zaman ihmal etmedik” açıklamasını yaptı.

“Gazze’de kırılgan da olsa bir güven iklimi oluştu”

Bir süredir çok farklı kanallardan yürüttükleri diplomasinin de katkısıyla Gazze’de varılan ateşkes mutabakatını memnuniyetle karşıladıklarını bir kez daha ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İki yıllık zulmün, vahşetin ve soykırımın ardından, elhamdülillah, Gazze’de kırılgan da olsa bir güven iklimi oluştu. Sizler de televizyonlardan takip ettiniz. İki yıldır bombaların altında hayatta kalma mücadelesi veren çocukların ilk defa yüzlerine tebessüm çiçekleri açıyor. Gazzeli kardeşlerimiz zorla çıkarıldıkları yerlere insan seli olup akıyor. Yıkıntıların arasında insanlar, bulabildikleri bir parça eşyaya tutunarak, hayata yeniden başlamaya çalışıyor. Bunlar, bizim tam olarak anlayabileceğimiz değil, sadece izleyip tahayyül edebileceğimiz mutluluklardır. Gazze’de neler yaşadıklarını, en iyi Gazzeli mazlumlar bilir. İki yıl boyunca çektikleri çileleri, en iyi masum çocuklar bilir. 68 bin şehidi toprağa vermenin acısını, yüreği yanık anneler, babalar bilir. Enkazdan çıkan bir parça eşyanın anlamını, en iyi her şeyi kaybetmiş o kardeşlerimiz bilir. Tekrar söylüyorum; biz sadece empati kurabiliriz, sadece onları anlamaya çalışabiliriz. Gazzeli mazlumların yükünü azaltan her çaba bizim için değerlidir. Çıkıp bunu ‘sadece ateşkes imzaladılar’ diyerek küçümsemek, kimsenin haddi de, hakkı da değildir. Bir defa bunun açıkça ortaya konulması gerekiyor. İsrail’in verdiği sözleri tutmama konusundaki bozuk sicilinin, herkes gibi biz de farkındayız. Bu gerçeğin, Filistin Direniş Hareketi Hamas ve Gazzeli kardeşlerimiz daha çok farkında. Ama buna rağmen ümit varlar. Buna rağmen umutlu olmak istiyorlar. Biz de bir daha eski soykırım günlerine dönülmemesi için, mevcut tüm baskı unsurlarını devrede tutuyoruz” ifadelerini kullandı.

“Şarm El Şeyh Deklarasyonuyla bölgemizde kalıcı barışa ve istikrara giden yolda kıymetli bir adım attık”

Önceki gün Şarm El Şeyh’te yapılan zirvenin, bu bakımdan çok önemli olduğunu söyleyen Erdoğan, “Orada hem imzacı 4 ülkenin lideri, hem de diğer ülkelerin liderleri olarak, hep beraber çok net bir irade ortaya koyduk. Şarm El Şeyh Deklarasyonuyla bölgemizde kalıcı barışa ve istikrara giden yolda kıymetli bir adım attık. Biz, deklarasyondaki iradenin sonuna kadar arkasında duracağız. Amerika, Mısır ve Katar’ın da bezer bir tavır sergileyeceğine inanıyorum. Ateşkes mutabakatının uygulanmasının da yakından takipçisi olacağız. Rehine ve mahkum takasıyla birlikte yeni bir aşamaya geçilmiş oldu. İnsani yardımların girişleri hızlandı” dedi.

Tüm aksaklıklara rağmen 350’ye yakın Türk tırının Gazze’ye giriş yaptığını 400’den fazla tırın ise giriş için beklediğini belirten Erdoğan, “Dün, 900 ton yardım taşıyan 17’nci İyilik Gemimizi bölgeye yolcu ettik. Bunun devamı da gelecek. İnşallah kış bastırmadan insani yardımlarımıza ağırlık vereceğiz. Şov yapmadan, başkaları gibi PR peşinde koşmadan, Gazze’ye ve Gazzeli mazlumlara sahip çıkmaya devam edeceğiz. 1967 sınırları temelinde bağımsız bir Filistin Devleti kurulana kadar bu mücadele hız kesmeyecek. Şunu bir kez daha açıkça söylemek isterim; biz, mazluma kol kanat gererken, sadece Rabbimizin rızasını gözetiyoruz. Hakk’ın rızasından, halkımızın duasından başka kimseden bir beklentimiz yok. Bugüne kadar olduğu gibi samimiyet, hasbilik, tevazu rehberimiz olmaya inşallah devam edecek. Son nefesimize kadar doğruluktan, dürüstlükten, bu aziz millet ve tüm mazlumlar için canla başla çalışmaktan geri durmayacağız. Cenab-ı Allah yolumuzu, bahtımızı açık etsin, diyorum. Bu düşüncelerle sizlere veda etmeden evvel; dün Kocaeli’nde, Dünya Kupası Elemelerinde Gürcistan’ı 4-1 skorla yenerek milletimize büyük bir sevinç yaşatan A Milli Futbol Takımımızı tebrik ediyorum.Kendilerine ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Rabbim, Bizim Çocuklar’ın ayaklarına taş değdirmesin, diyorum” diye konuştu. – ANKARA