Cinuçen Tanrıkorur’un Vefatının 25. Yılı: Türk Musikisine Kazandırdığı Eserler

Türk musikisinin son dönemine udi, bestekar, araştırmacı ve müzikolog olarak önemli katkılar sunan ünlü müzisyen ve bestekar Cinuçen Tanrıkorur’un vefatının üzerinden 25 sene geçti.

Tanrıkorur, Zaferşan bey ile Kırım asıllı Adalet Hanım’ın çocuğu olarak 20 Şubat 1938’de İstanbul Fatih’te dünyaya geldi.

Babasının çeşitli işlerde çalışması sebebiyle İstanbul’un muhtelif semtlerinde çocukluğunu geçiren Tanrıkorur, 6 yaşında ikinci sınıftan başladığı ilkokulu 1948’de tamamladı ve aynı yıl İtalyan Lisesine girdi.

Cinuçen Tanrıkorur, İtalyan Lisesinde Ali Nüzhet Göksel ve Halit Fahri Ozansoy’dan Türkçe ve edebiyat, Pere Elie ve Pere Gauthier’den Fransızca, Giuseppe Garino’dan İtalyanca ve Latince öğrendi.

İtalya’nın Bordighera kasabasında yapılan Milletlerarası Altın Palmiye Karikatür ve Mizah yarışmasına katılan sanatçı, İtalyanca çevirisini yaptığı Aziz Nesin’in “Fil Hamdi” hikayesiyle birinci seçildi.

Haziran 1956’da İtalyan Lisesini bitiren Tanrıkorur, Devlet Güzel Sanatlar Akademisine kayıt yaptırdı. Ağustos 1960’ta İstanbul Radyosuna ut sanatçısı olarak alınan ve bir buçuk yıl sonra bu görevden ayrılan müzisyen, 1965’te akademinin Yüksek Mimarlık Bölümünü tamamladı.

İmar ve İskan Bakanlığı Marmara Bölge Planlama Müdürlüğünde aynı yıl memuriyete başlayan Tanrıkorur, ertesi yıl Ankara Radyosuna yetişmiş sanatçı statüsüyle tayin edilince Ankara’ya yerleşti.

Irak Milli Ses Eğitimi Akademisi için Bağdat’a gitti

Bakanlık ve radyodaki çalışmalarını bir süre birlikte devam ettiren Tanrıkorur, 1971’de Bakanlar Kurulu kararıyla Irak Milli Ses Eğitimi Akademisi teknik müdürlüğü için Bağdat’a gitti ve orada bir buçuk yıl kaldı.

Cinuçen Tanrıkorur, 1973’te Ankara Radyosu Türk Sanat Müziği şube müdürlüğüne, 1977’de TRT Müzik Dairesi Çocuk Oyun ve Gençlik Yayınları uzmanlığına, sonrasında da TRT’nin Çoğaltma Yayın Arşiv Müdürlüğü uzmanlığına getirildi.

Bu dönemde pek çok program hazırlayan ve spikerliklerini yapan Tanrıkorur, 1982’de kendi isteğiyle TRT’den ayrıldı. Başarılı sanatçı, mevlevihaneler konusunda yaptığı çalışmalarla tanınan Barihüda Tanrıkorur ile 1982’de evlendi.

İki sene sonra sözleşmeli öğretim görevlisi olarak Selçuk Üniversitesine tayin edilerek, üniversite bünyesinde Eğitim Fakültesine bağlı Müzik Eğitimi Bölümünü kuran Tanrıkorur, 1989’da görevini Kültür ve Turizm Bakanlığına nakletti ve hastalığı sebebiyle böbrek nakli için Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti.

Türkiye’ye 1991’de geri dönen fakat zamanla hastalığı ilerleyen Tanrıkorur, 28 Haziran 2000’de vefat ederek, Ümraniye Kocatepe Mezarlığı’na defnedildi.

Çeşitli makam ve formlarda 505 bestesi var

Cinuçen Tanrıkorur Türk musikisinin beste formlarının neredeyse tamamından, çeşitli makamlarda ve formlarda 505 besteye imza attı.

Ses eğitimiyle başladığı musikiye beste yaparak devam eden, daha sonra ut çalmaya yönelen sanatçı, daha önceki virtüözlerden farklı ut çalma üslubu, geniş bir form zenginliği, lirik ve sade okuyuşu ile tanındı.

Başarılı sanatçı, ilmi toplantılarda pek çok tebliğ sundu. Ankara Radyosu ve televizyonunda hazırladığı programların metinlerini kendisi kaleme alan Tanrıkorur, son dönemin önemli musikişinasları arasına girdi.

İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Latince ve Arapça bilen Tanrıkorur, musikinin yanı sıra kültürel ve toplumsal konular üzerine gazete ve dergiler için Türkçe ve yabancı dillerde 100’ün üzerinde makale kaleme aldı.

Köprü vazifesi gördü ve öğrenciler yetiştirdi

Tanrıkorur, Bekir Reha Sağbaş, Selma Sağbaş, Saim Konakçı, Yusuf Koçak, Gülçin Yahya, Tevfik Soyata, Gül Göre ve Ayşe Başak İlhan gibi pek çok öğrenci yetiştirdi.

Titizliğiyle tanınan ve her işi en iyi şekilde yapmaya çalışan, mükemmeliyetçiliği bir yaşayış biçimi haline getiren Tanrıkorur, yurt içinde ve yurt dışında sazıyla ve sesiyle pek çok resital, konferans ve seminer verdi, birçok sanatçıya sahnede eşlik etti, Fransa, Hollanda, Cezayir, Irak, Tayland, Belçika, İtalya, Almanya, İspanya, Suudi Arabistan, Fas, Hindistan ve ABD’nin de aralarında bulunduğu 20’den fazla ülkede sevenleriyle buluştu.

Vefatının ardından arkasında yayımlanmamış pek çok kitap ile notalar ve konser kayıtları bırakan Tanrıkorur’un, konserlerinde kullandığı müzik aletleri ve kostümlerinin de bulunduğu arşivi 2017’de Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi’ne bağışlandı.