CHP İstanbul İl Yönetiminin Tedbiren Görevden Uzaklaştırılması…Davutoğlu: “bu Kararı Bir Siyasi Mühendislik Uygulaması Olarak Değerlendiriyoruz”

CHP Istanbul Il Yonetiminin Tedbiren Gorevden UzaklastirilmasiDavutoglu bu Karari Bir CHP Istanbul Il Yonetiminin Tedbiren Gorevden UzaklastirilmasiDavutoglu bu Karari Bir

CHP Istanbul Il Yonetiminin Tedbiren Gorevden UzaklastirilmasiDavutoglu bu Karari Bir

(ANKARA) – Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, CHP İstanbul İl Yönetiminin tedbiren görevden uzaklaştırılmasına ilişkin, “Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Hepimizin üzerinde titrememiz gereken temel ilke seçim güvenliği. Seçim güvenliğinin olmadığı yerde demokrasi de olmaz siyasi hayatta olmaz. Burada sarsılan bu güvendir. Bu kararı bir siyasi mühendislik uygulaması olarak değerlendiriyoruz. Normal mecranda akan bir süreç olarak görmüyoruz. Yargının bu şekilde siyasallaşmasını da asla doğru bulmuyoruz” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Devlet Memurları Konfederasyonu’nu ziyaret etti. Ziyaretin ardından açıklama yapan Davutoğlu, şunları söyledi:

“Türkiye’de son yıllarda büyük bir servet transferi yapıldı. Fakiri fakir, zengini daha zengin yapan politikalarla toplumun geniş kesimleri açlık sınırında, yoksulluk sınırında yaşamaya zorlandı. Son gelişmelerle aslında toplumun orta kesimini teşkil eden memurlar yani toplumda devleti de temsil ettiği için belli bir hayat standartını sürdürmek durumunda olan memurlar süratle açlık sınırına doğru itilen bir ücret politikasıyla karşı karşıya kaldı. Son toplu sözleşme sürecinde maalesef memurları temsil eden 3 konfederasyon teklif ettikleriyle hükümetin teklif ettiği arasında bir uçurum vardı… Arada büyük bir uçurum var. Fakat burada anlaşmazlığa düşünce kanun gereği Kamu Görevlileri Hakem Heyeti devreye girdi. O zaman ben bir açıklama yaptım ve dedim ki ‘Bu bir tiyatrodur’ ve gerçekten Hakem Heyeti orta yol bulması gerekirken yaptıkları tek şey hükümetin bütün teklifini kabul edip 2027’nin ilk yarısında bir puan artış sağlamak. Allah aşkına bu hakemlik mi? Böyle bir hakemliğe razı olunur mu? Geçmişte bütün bu süreçlerde bulunmuş eski bir Başbakan olarak, memurlarının dahi hakkını vermeyen hükümet, bir icra meşruyetini kaybetmiş demektir. Memurlarını dahi anlamayan, onların hangi şartlarda yaşadığını göremeyen bir hükümet meşruyetini sarsmış demektir.”

Davutoğlu, toplu sözleşmeye katılan 3 konfederasyonun da memurun hakkını yediğini savundu.

“Bizlerin tek talebi memur artık geçim sıkıntısı yaşamasın”

Devlet Memurları Konfederasyonu Genel Başkanı Osman Kaya, “Biliyorsunuz bugün enflasyon rakamları açıklandı. ve gördük ki sadece iki ayda verilen 2025 yılı 2’inci yarısı için verilen yüzde 5’lik zam vardı. Sadece iki aylık enflasyon yüzde 4 geldi. Bu şu demek oluyor; 4 ay boyunca memurun maaşı enflasyon altında erimeye devam edecek. Devlet Memurları Konfederasyonu olarak bizlerin tek talebi memur artık geçim sıkıntısı yaşamasın” dedi.

“Seçimlere tam bir güvensizlik oluşturacak gelişmeler yaşıyoruz”

Açıklamaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Davutoğlu, CHP İstanbul İl Yönetiminin tedbiren görevden uzaklaştırılmasına ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:

“Eğer Türkiye’de yargı üzerinden siyasi manipülasyon, operasyon yapma dönemi başlamışsa buna hepimizin karşı çıkması lazım. İlkesel olarak söylüyorum. 1946’dan beri Türkiye’de belkide o şaibeli 1946 seçimlerinden sonra, askeri dönemlerin sonrasında yapılan seçimlerde dahi Türkiye’nin kredisinin, sicilinin en temiz olduğu yerlerden birisi seçimlerdir. Halk seçimlere hep güven duymuştur… Şimdi yaşadıklarımız ise seçimlere tam bir güvensizlik oluşturacak gelişmeler yaşıyoruz.

“Seçim sistemini tartışmaya açmak Türkiye’ye verilecek en büyük zarardır”

Türkiye’de Anayasa’nın 79’un maddesi, Siyasi Partiler Kanunu’nun ilgili maddeleri açık. Bu şeffaflıkta açık hükümleri olan ve Yüksek Seçim Kurulu sistemiyle de teminat altına alınmış bir sistemimiz varken bu sistem konusunda tartışma çıkarmak ileriye dönük olarak Türkiye’ye verilecek en büyük zarardır. Eğer gerçekten böyle bir uygulama varsa bunun Siyasi Partiler Kanunu’nda ve Anayasa’da belirlenen ilkeler çerçevesinde itirazının zamanında yapılmış olması, zamanında değerlendirilmesi lazım. Bu yapılmamış, Asliye Hukuk Mahkemesi doğrudan kendi alanına girmeyen bir konuda bir hüküme yönelmiş, hadi bu sonradan ortaya çıkan bir iddiasa ve sonrasında bir hukuki süreç işliyorsa dahi alınan tedbir kararı tedbirin ötesine geçiyor ve var olan parti il başkanlığıyla ilgili tasarrufta bulunuyor. Tedbirin ötesinde, telafisi mümkün olmayan bir zararı ortadan kaldırmak için bu tedbir ortaya konuluyor ama yeni kongre süreci başlayacakken o kongre sürecini de etkileyecek bir karar alınıyor. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok.

“Yargının bu şekilde siyasallaşmasını da asla doğru bulmuyoruz”

Hepimizin üzerinde titrememiz gereken temel ilke seçim güvenliği. Seçim güvenliğinin olmadığı yerde demokrasi de olmaz siyasi hayatta olmaz. Burada sarsılan bu güvendir. Bu kararı bir siyasi mühendislik uygulaması olarak değerlendiriyoruz. Normal mecranda akan bir süreç olarak görmüyoruz. Yargının bu şekilde siyasallaşmasını da asla doğru bulmuyoruz.”