‘BARIŞ MÜCADELESİ SAVAŞTAN ZORDUR’
Komisyonda konuşan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, kamu görevlilerinin can güvenliğinin tereddüt altında olmadığı, aksine huzur ve barış ortamının hakim olduğu bir ülkede, bölgede sunulan kamu hizmetinin niteliği ve kalitesinin de artacağını söyledi. KESK Genel Başkanı Ayfer Koçak, ihraç edilen üyelerinin dava dosyalarının düşürülmesini, tüm özlük ve ekonomik haklarıyla birlikte görevlerine geri dönmelerini önemsediklerini söyleyerek, “Arkadaşlarımızın bu komisyondan beklentisi büyüktür. Barış mücadelesi savaştan daha zordur; ama zorunludur” dedi.
‘ŞEHİT AİLELERİNİN HASSASİYETLERİ ZEDELENMEMELİ’
TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar da “Atılacak adımlar, şehit aileleri ve gazilerin hassasiyetlerini zedelemeyecek şekilde planlanmalı. Fedakar şehit ailelerinin ve gazilerin bilgilendirilmesine özen gösterilmelidir. Ülke sınırları dışında, özellikle Suriye’de yaşanabilecek gelişmelerin içerideki bütünlüğümüzü baltalamaması için alternatif planlar hazırlanmalıdır. TÜRK-İŞ olarak süreci dikkatle ve titizlikle takip ettiğimizi, her aşamada görüş ve önerilerimizi kamuoyuyla paylaşacağımızı belirtmek isteriz. Bu yalnızca sendikal bir sorumluluk değil, aynı zamanda toplumsal barışa katkı sunma görevimizin de gereğidir. Sendikalar olarak biliyoruz ki, terörün panzehri birlik, adalet ve demokratik diyalogdur. Herkesin eşit yurttaş olarak görüldüğü, fikirlerini özgürce ifade edebildiği, sosyal adaletin sağlandığı bir Türkiye teröre zemin bırakmaz. TÜRK-İŞ olarak bizler, ülkemizin tüm farklılıklarını zenginlik olarak görüyor; bunların ayrışmaya vesile olmasına karşı çıkıyoruz. Bin yıldır bu toprakların hamuruyla yoğrulmuş milletimizin ortak noktaları küçük farklılıkların çok ötesindedir. Bu nedenle milli dayanışma ve kardeşliği pekiştirecek, demokrasimizi daha ileriye taşıyacak her adımı önemsiyoruz” diye konuştu.
‘BAŞARABİLİRİZ, BAŞARMALIYIZ’
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Geçmişte benzer umutlarla başlayan ancak olumsuz sonuçlanan süreçler yaşadık. Ama şimdi başarabiliriz, başarmalıyız. Geçmişteki hataların tekrar etmemesi, toplumun barışa olan inancının korunması, sürecin tüm aşamalarında açıklık ve güven sağlanması hepimizin ortak sorumluluğudur. Geniş bir toplumsal mutabakatla, sakin, özgür ve yapıcı bir tartışma ikliminde sorunları daha kolay aşacağımız açıktır. Bu nedenle TBMM kapsamında böyle bir komisyonun oluşturulmasını anlamlı buluyor ve destekliyoruz. Evet, komisyon çalışmaları bahsettiğimiz geniş bir toplumsal mutabakat için önemli ve kıymetli bir adımdır. TBMM’deki bu komisyonun toplumsal karşılığını da oluşturmak gerekmektedir. Bu toplumsal karşılık, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması ile oluşturulabilir” dedi.