Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ABD’nin New York şehrinde gerçekleştirilen 80. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’ndaki konuşmasında, “Azerbaycan yeni bir döneme adım attı. Biz hem savaşı kazandık, hem barışı sağladık. İşgale son verdik ve yeniden imar çalışmalarına başladık. Adalet zafer kazandı, egemenlik pekişti ve barış fiilen sağlandı” dedi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 80. BM Genel Kurulu’na katılmak üzere ABD’nin New York şehrinde geldi. Aliyev, BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında, uzun yıllar boyunca kürsüde Azerbaycan‘a karşı işlenmiş saldırı, işgal ve adaletsizlik faciaları hakkında konuştuğunu hatırlattı. Ancak bugün ise Azerbaycan‘ı zafer ve barışa götüren uzun yoldan ve Azerbaycan tarihindeki yeni dönemden bahsedeceğini belirten Aliyev, “Yaklaşık 30 yıl boyunca Azerbaycan’ın egemen topraklarının yaklaşık yüzde 20’si Ermenistan’ın askeri işgali altında kaldı. Ermenistan’ın yürüttüğü etnik temizlik siyaseti ve savaş suçları sonucunda 1 milyon Azerbaycanlı kendi yuvasından sürgün edildi. Onların temel insan hakları ağır şekilde ihlal edildi. BM Güvenlik Konseyi’nin 1993’te kabul ettiği dört kararda Ermenistan Silahlı Kuvvetleri’nin işgal altındaki topraklardan derhal, tam ve şartsız çekilmesi talep edildi. Ne yazık ki bu kararlar hiçbir zaman uygulanmadı. Ermenistan, uluslararası toplum tarafından hiçbir yaptırıma maruz kalmadığı için kararlara alenen uymadı. 1992’de çatışmayı çözmek için kurulan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu ise misyonunu yerine getiremedi. AGİT Eşbaşkanları, uluslararası hukuk norm ve ilkelerini uygulamak yerine statükoyu korumaya ve çatışmayı dondurmaya çalıştılar. 2020’de, 30 yıla yakın süren sonuçsuz müzakerelerden sonra Azerbaycan, BM Şartı’nın 51’nci maddesine uygun olarak meşru müdafaa hakkını kullanmaya mecbur kaldı. Ermenistan savaş sırasında şehirlerimize ve köylerimize balistik füzeler attı, kaset bombalarıyla bombaladı, yüzden fazla masum sivil vatandaşımızı katletti” dedi.
“Müzakereler herhangi bir dış müdahale olmadığı için olumlu sonuç verdi”
Azerbaycan’ın ise savaşı uluslararası insancıl hukuka tam riayet ederek yürüttüğünü belirten Aliyev, “Biz sivillerin korunmasını sağladık, sivil altyapıyı hedef almaktan kaçındık. 44 günlük Vatan Savaşı sırasında Silahlı Kuvvetlerimiz işgal altındaki toprakları özgürleştirdi ve Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü uluslararası hukuka ve BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarına uygun olarak yeniden tesis etti. 10 Kasım 2020, Ermenistan’ın kapitülasyonu ve yaklaşık 30 yıllık işgalden sonra Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün yeniden sağlanması olarak tarihe geçti. Azerbaycan zafer savaşından hemen sonra toprak bütünlüğü ve egemenliğin karşılıklı olarak tanınması temelinde Ermenistan’la ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu beyan etti. Biz uluslararası hukuka dayanan 5 temel ilke ileri sürdük. Barış anlaşması taslağını sunduk. Daha sonra taslak metin üzerinde 2022 Ekim’inden 2025 yazına kadar süren müzakere süreci bizim girişimimizle başladı. Çeşitli provokasyonlara rağmen, müzakereler yalnızca iki taraf arasında yapıldığından, herhangi bir dış müdahale olmadığı için olumlu sonuç verdi. Bu yılın 8 Ağustos’unda Beyaz Saray’da ABD, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin katılımıyla Azerbaycan ve Ermenistan Dışişleri Bakanları barış anlaşması metnini parafladılar” ifadelerini kullandı.
Aliyev, 8 Ağustos’ta, Azerbaycan ve Ermenistan’ın ortak bir bildiri imzaladığını hatırlatarak, “ABD Başkanı Donald Trump da buna şahit sıfatıyla imza attı. Azerbaycan ve Ermenistan artık barış süreciyle ilgisi olmayan, eskimiş bir mekanizma olan AGİT Minsk Grubu’nun ve ilgili yapıların kapatılması için ortak başvuru yaptılar. Böylelikle, 1 Eylül tarihinde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bu yapıların bir kerelik kapatılması hakkında karar aldı. Bölgesel bağlantılar, kalıcı barış vizyonumuzun temelini oluşturuyor. Washington Zirvesi’nin önemli sonuçlarından biri de Zengezur Koridoru’ndan engelsiz geçişi sağlayacak ve bölgesel bağlantıları güçlendirecek olan Uluslararası Barış ve Refah İçin Trump Rotası’dır” diye konuştu.
“Şimdiden 50 binden fazla insan özgürleştirilen topraklarda yaşıyor”
Azerbaycan’ın, 44 günlük savaştan hemen sonra özgürleştirdikleri topraklarda geniş kapsamlı yeniden inşa programlarına başladıklarını hatırlatan Aliyev, “Ermenistan işgal döneminde yüzlerce şehir ve köyümüzü yerle bir etti. 65 camiyi kasten yıktı. Savaş suçluları tarafından 30 yıla yakın bir süre boyunca yürütülen Ermenistan’ın siyaseti buydu. Biz ise yerle bir edilmiş köy ve şehirleri yeniden inşa ediyoruz. ‘Büyük Dönüş’ programı çerçevesinde şimdiden 50 binden fazla insan özgürleştirilen topraklarda yaşıyor, çalışıyor ve eğitim alıyor. Çatışma sonrası dönemde Azerbaycan’ın karşısında duran en ciddi insani sorunlardan biri de Ermenistan’ın işgal döneminde yerleştirdiği mayınların oluşturduğu tehlikedir. Yine, 1990’ların başından itibaren Ermenistan’ın saldırısı ve işgali sırasında kaybolmuş yaklaşık 4 bine yakın Azerbaycanlının geleceği özel dikkat ve önlem gerektiriyor” dedi.
“Yeşil geçişe ciddi şekilde bağlı kalmalı, önümüze gerçekçi olmayan hedefler koymamalıyız”
Azerbaycan’ın birçok girişimle küresel çağrılar karşısında sürdürülebilir çözüm yollarının teşvikine bağlılığını açıkça gösterdiğini belirten Aliyev, “Geçen yıl, iklim faaliyeti, yeşil geçiş ve finansmana adil erişim konularında önemli sonuçlar elde edilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na (COP29) ev sahipliği yapmaktan Azerbaycan gurur duydu. COP29 Başkanı olarak, tüm tarafların, özellikle gelişmekte olan ülkelerin seslerinin duyulmasını sağlayarak, iddialı ve dengeli sonuçlara odaklanmış müzakerelere liderlik ettik. COP29’da kabul edilen ve ‘Bakü finans hedefi’ olarak da bilinen yeni kolektif nicel hedef, küresel iklim finansmanında tarihi bir aşamadır. Bu taahhüt, 2035’e kadar gelişmiş ülkelerin kamu kaynaklarından gelişmekte olan ülkelere yıllık 100 milyar ABD doları tutarındaki başlangıç iklim finansmanı hedefini her yıl en az 300 milyar ABD dolarına ulaştırmayı öngörmektedir. Azerbaycan ayrıca Paris Anlaşması’nın 6’ncı maddesine uygun olarak karbon piyasaları için uzun süredir beklenen çerçeveyi başarıyla tamamlayarak, Paris Anlaşması’nın kabulünden 9 yıl sonra onun tam olarak faaliyete başlamasını sağladı. İklim felaketlerinden etkilenen hassas toplumlara önemli destek sağlayan kayıp ve zararlar fonunun tam faaliyete geçmesi için COP29’da birkaç önemli anlaşma imzalandı. Yeşil geçişe ciddi şekilde bağlı kalmakla birlikte, önümüze gerçekçi olmayan hedefler koymamalıyız” diye konuştu.
“Enerji güvenliği barış, bölgesel bağlantılar ve ekonomik gelişmeyle ilgilidir”
Dünyanın bugün ve yakın gelecekte fosil yakıtlar olmadan yaşayamayacağını belirten Aliyev, “Enerji güvenliği barış, bölgesel bağlantılar ve ekonomik gelişmeyle ilgilidir. Azerbaycan bu amaçların küresel düzeyde ilerletilmesinde aktif rol oynamaya devam ediyor. Azerbaycan birçok ülkenin enerji güvenliğinin sağlanmasında kendini güvenilir ve vazgeçilmez ortak olarak kanıtladı. Çeşitlendirilmiş petrol ve gaz boru hatları aracılığıyla Hazar bölgesinin uluslararası pazarlara bağlanmasında stratejik rol oynuyoruz. Şu anda biz 14 ülkeye doğal gaz ihraç ediyoruz. Böylece Azerbaycan, boru hattı aracılığıyla gaz sağlayan ülkeler arasında dünyada birinci sırada yer almaktadır. Bu, Avrupa’da ve onun ötesinde enerji güvenliğinin sağlanmasında ve tedarik güzergahlarının çeşitlendirilmesinde bizim stratejik rolümüzü yansıtmaktadır. Bunun yanında, son zamanlarda Azerbaycan ve Suriye, enerji tedariği, altyapının geliştirilmesi ve çatışmadan sonra yeniden inşa çalışmalarına odaklanarak ikili ortaklığı güçlendirmiştir. Bu yılın Ağustos ayından itibaren Azerbaycan, Türkiye üzerinden Suriye’ye doğal gaz tedarik etmeye başladı ve böylece ülkenin elektrik enerjisi sıkıntısını önemli ölçüde azalttı. Azerbaycan ayrıca güneş, rüzgar ve hidroelektrik gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına büyük yatırımlar çekiyor. 2030’a kadar enerji üretimimizin yaklaşık yüzde 40’ı yenilenebilir kaynaklar hesabına sağlanacaktır” dedi.
Doğu, batı ve kuzey-güney koridorları gibi bağlantı projelerinin Azerbaycan’dan geçtiğin hatırlatan Aliyev, “2022’den bu yana Orta Koridor üzerinden yük taşımalarında yaklaşık yüzde 90 artışa tanık olduk. Koridor boyunca transit süreleri önemli ölçüde azaldı. Önümüzdeki yıllarda kapasitesi yılda 25 milyon tona ulaşacak Hazar’ın en büyük ticaret filosu, Alat Uluslararası Ticaret Limanı, Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu, 9 uluslararası havalimanı, bölgenin en büyük yük taşıma havayolu şirketi ve diğer unsurlar Azerbaycan’ı uluslararası ulaştırma merkezlerinden birine dönüştürüyor. Dijital bağlantılar alanında iş birliği için büyük potansiyel mevcuttur. Azerbaycan, ‘dijital ipek yolu’ gibi önemli bir proje aracılığıyla dijital dönüşüm girişiminde öncüdür. Bu proje Azerbaycan’ın başlıca bölgesel dijital merkeze dönüşmesine zemin hazırlayacak. Hazar Denizi’nin dibinden gelecek nesil fiber optik kablo Şebekesinin kurulması planlara dahildir. Azerbaycan, petrol ve gaz sektörünün yanı sıra ekonomisinin çeşitlendirilmesine, petrol dışı sektörün gelişmesine, reformlar ve şeffaflık yoluyla yatırım ortamının iyileştirilmesine odaklanarak önemli ekonomik büyüme elde etmiştir. Yoksulluğun ve işsizliğin minimum düzey olan yüzde 5’e indirilmesi ülkemizin bir diğer başarısıdır” dedi.
“Hazar Denizi hızla küçülüyor”
Yakın zamanda uluslararası derecelendirme kuruluşu Moody’s ve Fitch’in Azerbaycan’ın notunu yükselttiğini belirten Aliyev, “Çok güçlü dış denge, düşük kamu borcu ve ülkenin kendi kaynak fonunun büyük varlıkları başlıca güçlü yönler olarak gösterilmek ile birlikte Azerbaycan’a uygun yatırım derecesi verildi. Bu, ülkemizde ekonomik dayanıklılığın, güçlü mali disiplinin ve elverişli yatırım ortamının seviyesini teyit ediyor. Dış borcumuz Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) yalnızca yüzde 6,5’ini teşkil etmektedir ki, bu da dünyadaki en düşük göstergelerden biridir. Azerbaycan’ın döviz rezervleri dış borcumuzdan yaklaşık 16 kat fazladır. 2022 yılında Hazar Kıyısı Devlet Başkanlarının Zirve Toplantısı’nda Hazar Denizi’nde çevrenin bozulması meselesini gündeme getirdim. Bugün durum daha üzücü. Hazar Denizi hızla küçülüyor. Temel sebep ise iklim değişikliği değildir. Öngörülmeyen sonuçlarıyla ekolojik felaketi durdurmak için Hazar kıyısı devletlerinin birleşik çabaları gereklidir. Azerbaycan ayrıca bu sorunun çözümü için bu ülkelerle yakın iş birliğine hazırdır” diye konuştu.
“Biz hem savaşı kazandık, hem barışı sağladık”
Azerbaycan’ın küresel düzeyde insani yardım faaliyetleriyle de kendini göstermekte olduğunu belirten Aliyev, “Biz, doğal afetlerden, çatışmalardan ve sağlık alanındaki krizlerden zarar gören ülkelere yardım sağladık. Azerbaycan COVID-19 pandemisine karşı yanıt önlemleri kapsamında 80’den fazla ülkeye koruyucu ekipman, tıbbi cihaz ve aşı bağışladı, aynı zamanda da finanse etti. Azerbaycan yeni bir döneme adım attı. Biz hem savaşı kazandık, hem barışı sağladık. İşgale son verdik ve yeniden imar çalışmalarına başladık. Adalet zafer kazandı, egemenlik pekişti ve barış fiilen sağlandı. Biz bu olumlu tecrübemizi paylaşmaya hazırız. Son yıllarda elde ettiğimiz başarılar yalnız Azerbaycan’ın zaferi ve başarısı değil, aynı zamanda uluslararası hukukun sonunda mutlaka üstünlük sağlamasının kanıtıdır. Bizim vizyonumuz nettir. Bunlar, uluslararası hukuka dayalı barış ve kalkınma, devletlerin iç işlerine karışmama, karşılıklı saygı ve iş birliğidir. Gelin birlikte, ikili standartların ortadan kalktığı, adaletin seçici olmadığı, hukukun üstünlüğüne saygı duyulduğu, barışın yalnız sözlerle değil, fiili çalışmalarla sağlandığı bir dünya kuralım” ifadelerini kullandı. – NEW YORK