AK Parti’li Çelik: Netanyahu’nun gerçekleştirdiği soykırım, BM Genel Kurulu’na damgasını vuracaktır

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Gazze’de Netanyahu hükümetinin gerçekleştirdiği soykırım, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na damgasını vuracaktır” dedi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken, basın toplantısı düzenledi. Çelik, toplantıda, Ekonomi İşleri Başkanlığı’nın, Çevre ve Şehircilik Politikaları Başkanlığı’nın ve Ar-Ge ve Eğitim Başkanlığı’nın sunum yaptığını belirtirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın toplantı açılış konuşmasında iç ve dış politika ile Çin seyahatine dair kapsamlı değerlendirmelerde bulunduğunu aktardı. Çelik, AK Parti teşkilatlarının ‘Türkiye Buluşmaları’ kapsamında 15 Eylül’e kadar sahada olduğunu, çalışmaları sürdürdüklerini dile getirdi.

‘EN BARBARCA SOYKIRIMIN BİR ÖRNEĞİ’

Çelik, dış politika ile iç politikayla ilgili gündemi yakın takip ettiklerini kaydederek, “Birinci gündemimiz her zaman olduğu gibi Netanyahu hükümetinin her geçen gün daha fazla katliam yaparak, Gazze’deki soykırımı devam ettirmesi. Dünyanın gözü önünde Gazze’nin işgal edilmesine dair talimatlar verildiği ve buna göre harekat planları hazırlandığı açık bir şekilde ifade ediliyor. Bu, Nazilerin yaptığı cinayetleri bile geride bırakacak, insanlık tarihinin en hunharca en barbarca katliam siyasetinin, soykırımının bir örneğidir. Bunu gerçekleştirenlerin eninde sonunda bir insanlık mahkemesinde yargılanması, insan haysiyetinin, insan onurunun ve insanlık adına var olan bütün değerlerin gereğidir” dedi.

‘EN GÜR SES, CUMHURBAŞKANIMIZDAN ÇIKACAKTIR’

Bütün dünyada Filistin devletinin tanınması yönünde bir hareketliliğin olduğunu söyleyen Çelik, “Tam bu hareketlilik karşısındaysa ABD yönetiminin Filistin yetkililerinin vizelerini iptal etmesi, son derece yanlış olmuştur. Birleşmiş Milletler gibi meşhur otoritelerin, devletlerin sesini duyuracağı bir platformun işlevsizleşmesi ve zeminini kaybolması anlamına gelmektedir. Gerek Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın gerek diğer yetkililerin vizelerinin iptal edilmesi adaletsiz ve hakkaniyetsiz bir karardır. Bu karardan geri dönülmesi gerekir. Filistin meselesinde saldırıya uğrayanların, soykırıma maruz kalanların sesinin duyurulması meselenin doğası, hakkaniyeti ve adaleti gereğidir. Vizelerin iptaliyle ilgili karar düzeltilmediği takdirde orada pek çok devlet başkanı Filistin’in sesi olacaktır. Kuşkusuz, Filistin’in gür sesi olma konusunda, en gür ses Sayın Cumhurbaşkanımızdan çıkacaktır. Yıllardır, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Filistin davasını en yüksek sesle haykırmaktadır, bu sene de Cumhurbaşkanımızın konuşması başta olmak üzere, pek çok liderin konuşmasıyla birlikte Filistin davası, Gazze’de Netanyahu hükümetinin gerçekleştirdiği soykırım, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na damgasını vuracaktır” diye konuştu.

‘EGE’DE, AKDENİZ’DE KİMSE YANLIŞ İŞLER PEŞİNDE KOŞMASIN’

Çelik Kubbe Savunma Sistemi hakkında konuşan Çelik, “Bazı komşu ülkeler, Türkiye’nin Çelik Kubbe’ye attığı imzanın kendileri için tehdit oluşturduğunu söylüyor. Türkiye’nin gücü kimse için tehdit değildir. Türkiye’nin gücü barışın teminatıdır ama Ege’de, Akdeniz’de başka yerlerde hiç kimsenin yanlış işler peşinde koşmaması lazım. Meseleleri masada, diplomasiyle halletmemiz lazım. Dünyanın zaten büyük streslerle yüklü olduğu bir dönemde daha fazla strese ve fay hattının tetiklenmesine gerek yok” dedi.

‘CUMHUR İTTİFAKI’NIN DURUŞU NET’

Terörsüz Türkiye’nin her zaman gündemlerinde olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MYK açılış konuşmasında bu konuya değindiğini ifade eden Çelik, şöyle konuştu:

“Cumhur İttifakı’nın buradaki duruşu net bir şekilde doğrulanıyor. Cumhur İttifakı’nın yanı sıra Sayın Cumhurbaşkanımızın devlet kurumlarına talimat vermesiyle birlikte bu süreçle ilgili olarak, aynı zamanda bir devlet politikası haline gelmiştir. TBMM’nin PKK terör örgütünün feshi ve silah bırakmasıyla ilgili yol haritası oluşturması ve yasal dayanak oluşturmasıyla ilgili bu komisyonun kurulmuş olması yüce Meclis’in buraya katılan partilerle birlikte, sürecin yürütülmesine imkan vermektedir. Komisyonun asıl odağının PKK’nın feshi ve silah bırakması olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor. PKK’nın bütün şube ve uzantılarıyla, bütün illegal yapılarıyla, bütün finans odaklarıyla ve propaganda merkezleriyle bu terörsüz Türkiye ve aynı zamanda terörsüz bölge sürecine uygun olarak, yapılan çağrılar çerçevesinde silah bırakması ve kendisini feshetmesi gerekir. Bu odağın kaybına yol açacak davranışların aslında terörsüz Türkiye söylemini kullanmakla birlikte bu süreci akamete uğratacak davranışlar ve söylemler olduğunu ifade etmek isteriz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın terörsüz Türkiye süreciyle ilgili yaptığı konuşmada Çelik, ‘Bu konuda bir odak kaybının yaşanmaması gerektiğini’ ve ‘bazılarının odak kaybı yaşadığını’ dile getirdiğini aktardı.

Çelik, “Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge sürecini birbirinden ayırmaya çalışmak sağlıklı bir yaklaşım değildir. Bölgede özellikle Suriye’de gözlemliyoruz; ‘Silah bırakmaktan kaçınmak’ Suriye’deki merkezi yapıyı sabote edecek davranışlar içerisine girmek ve Türkiye’deki terörsüz Türkiye sürecinden ve terörsüz bölge sürecinden kendisini ayrıştırmak, kendisine başka bir pozisyon belirlemek, bununla birlikte silahlanmak şeklindeki davranışların, bütün bu sürece karşı davranışlar olarak değerlendiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımızın ‘Yüzünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacaktır’ ifadesinin anlamı budur” dedi.

‘TERÖR ÖRGÜTÜNÜN VARLIĞI KİMSENİN KAZANIMI DEĞİLDİR’

Çelik, terörün kimseye kazandırmayacağını vurgulayarak, “Birileri diyor ki, ‘Kürtlerin kazanımlarına karşı bir şeyler söylüyorsunuz.’ Hayır. Hiçbir terör örgütünün varlığı Kürtlerin kazanımı değildir, Türklerin kazanımı değildir, Arapların kazanımı değildir, Sünnilerin kazanımı değildir, Alevilerin kazanımı değildir. Hiç kimsenin kazanımı değildir. Hiç kimse herhangi bir terör örgütünün varlığını ya da birilerine iş tutmasını kendi kimliğinin kazanımı olarak görmemelidir. Terörün kimseye kazandıracağı bir şey yoktur” ifadelerini kullandı.

‘TERÖR, TÜRK İLE KÜRT KARDEŞLİĞİNİN ARASINA GİREMEDİ’

Çelik, basın açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çelik, terörsüz Türkiye sürecinde vatandaşların bakış açısının sorulması üzerine, “Gittiğimiz yerlerde sorulara açık yüreklilikle cevap veriyoruz. Vatandaşlarımızın Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın Bahçeli’ye dönük yüksek güvenlerini de görüyoruz. Onların yanlış yapmayacağını, devlet ve millet aleyhine herhangi bir şeye izin vermeyeceğini net bir şekilde vatandaşlarımızın vurguladıklarını da görüyoruz. Bu süreçler doğası gereği, birtakım başka devletlerin sabotajlarına da dikkat etmek gerekiyor. Türk- Kürt kardeşliğiyle terörün bir ilgisi yok. Terör ayrı bir mesele, terör bunca yıl içerisinde Türk ile Kürt kardeşliğinin arasına giremedi” açıklamasında bulundu.

‘TERÖR DEVLETÇİLERİNE TESLİM ETMEYECEĞİZ’

PYD yöneticisi Salih Müslim’in “Yeni Suriye hükümeti Ademi merkeziyetçilik reddedilirse bağımsızlık talep etmek zorunda kalacağız” açıklamasının sorulması üzerine Çelik, şu ifadeleri kullandı:

“Yakın zamanda PYD yöneticisi Salih Müslim’in bahsettiği açıklamasını gördüm. Önceki açıklamalarıyla birleşik bir açıklama. Biz dediğimiz gibi Şam’daki merkezi hükümetle çatışma şeklindeki bir tutumun terörsüz bölge’ sürecine karşı bir tutum olduğunu değerlendiriyoruz. Aynı şekilde PYD’nin, SDG’nin silah bırakmasına yani Suriye PKK’sının silah bırakmasını engellemeye çalışanların bu terörsüz bölge ve terörsüz Türkiye sürecine karşı bugün Sayın Bahçeli’nin açıklamasında da var, bu işi geciktirmeye, zamana oynamaya ve sulandırmaya dönük bir yaklaşım olduğunu görüyoruz. Tabii o açıklamada zaman zaman biliyorsunuz bu teröre destek verenler birtakım meşru kavramları tüketim malzemesi olarak kullanırlar. Aslında Ademi merkeziyetçilik diye bahsettiği şey bir ademi merkeziyetçilik değil. Ademi merkeziyetçilik dediğinin fiili karşılığını ne olduğunu bilecek milli güvenlik bilincine sahibiz. Onun Ademi merkeziyetçilik dediği şey bizim açımızdan terör devletçiğidir. Dolayısıyla terör devletçilerine müsaade etmeyeceğimizi geçmişte Cumhurbaşkanımız bir gece ansızın gelebiliriz mottosuyla ifade etmişti. Biz bir devlet politikası olarak ve bütün siyasi partilerin katılımıyla yüce Mecliste kurulmuş bir komisyonla bu sürecin terörsüz bölge ve terörsüz Türkiye sürecinin hedefine ulaşması için bu gayreti gösteriyoruz.”

‘SİYASİ PARTİLERİN BU ŞEKİLDE GÜNDEME GELMESİNİ İSTEMEYİZ’

CHP’nin İstanbul İl Kongresi’nin, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin hatırlatılması üzerine Çelik, “Bunu herhangi bir şekilde değerlendirmedik. Nihayetinde mahkeme ile ilgili bir süreç orada sadece bazı yayınlarda kayyum atandı falan deniyor. Halbuki yerli süreci gördüğümüz kadarıyla devam ediyor. İhtiyati tedbir kararı almış orada mahkeme ve daha önceki bir CHP il yönetimini tekrar atamış. Bir öncekinde siyasi yasaklık durumu olduğu içindir belki. Onu mahkemenin nasıl takdir ettiğini bilemiyorum ama bu ihtiyati tedbir olarak gündeme gelmiş bir şey. Biz siyasi partilerin bu şekilde gündeme gelmesini istemeyiz ama siyasi partiler açısından herhangi bir usulsüzlük varsa da bunu mahkemenin tespit etmesi ve bununla ilgili adım atması da işleyen yargı süreciyle ilgilidir. O bakımdan onunla ilgili herhangi bir detay değerlendirme yapmamız doğru değil ama görüldüğü kadarıyla CHP yönetimi alınmış ve daha önceki bir CHP il yönetimi oraya ihtiyati tedbir açısından kayyum olarak değil koyulmuş yani yargı süreci devam ediyor. İtiraz süreç, devam ediyor biz de onu takip ediyoruz” ifadelerini kullandı.

‘SİNOP’TAKİ VATANDAŞLARIMIZ ÇOK MEMNUN’

Çelik, CHP Lideri Özgür Özel’in Sinop’ta gerçekleştirdiği açıklamalara ilişkin, “CHP yönetiminde, CHP Genel Başkanında ciddi bir siyasi navigasyon problemi var. Neyi, nereye söyleyeceği konusunda ciddi bir kafa karışıklığı var. Kahve içenleri birbirinden ayrıştırmaya çalıştı, kahve içenlerle uğraştı. Bazı kitapevlerini hedef aldı, kitap okuyanlarla uğraştı. Şimdi uğraşacak kimse bulmamış, Sinop’taki balıklarla uğraşıyor. En azından balıkları rahat bıraksın, balıkları taciz etmesin. Balıkların gideceği bir mahkeme olsa Özgür Özel’den yüksek bir tazminat alırlar. Veriler gösteriyor ki hem oradaki savunma sanayiyle ilgili yapılan yatırımlardan, gelişmelerden Sinop’taki vatandaşlarımız çok memnun. Hem de Sinop’ta su ürünleri şimdiye kadar 5 kat artmış. Bu fikirleri Sayın Özel’e kimler verir, neden verir gerçekten bir muamma” dedi.

Emlak vergisiyle ilgili iddialara yönelik ise Çelik, vatandaşların herhangi bir şekilde mağdur edilmeyeceği bir formül üzerinde çalışıldığını kaydetti.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Politika