1 Ekim Çarşamba günü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 28. Dönem 4. Yasama yılı açılışı gerçekleştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis’ten ayrılmadan önce parti liderleriyle bir araya geldi. Erdoğan resepsiyondan sonra “Liderlerle beraber çok samimi bir havada görüşmemizi yaptık” ifadelerini kullandı. CHP, “Erdoğan bizim nezdimizde meşruiyetini yitirmiştir” diyerek Genel Kurul’a ve resepsiyona katılmadı. TBMM açılışında CHP sıraları boş kaldı.
Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Meclis açılışına CHP’nin katılmaması ve Meclis Tören Salonu’nda düzenlenen resepsiyon ile ilgili açıklamalarda bulundu.
“DIŞ DÜNYADAKİ KAOSLARA VERİLMİŞ NET VE MİLLİ BİR CEVAPTIR”
Siyasi partilerin diyalog içinde olmasının dış dünyadaki kaoslara verilmiş net ve milli bir cevap olduğunu ifade eden Çelik, “Sayın Cumhurbaşkanımızın devletimizin başı olarak Yüce Meclis’in açıldığı gün saygıdeğer siyasi parti liderleriyle bir araya gelmesi, siyaset ve devlet hayatımız için kıymetli bir birlikteliktir.
Milli iradenin tecelli ettiği mekan olan Yüce Meclis milletimizin yüksek iradesini temsil etmektedir. Milletimizin doğrudan oylarıyla seçilmiş ve dünya siyasi tarihindeki en yüksek meşruiyet oranlarından biriyle görev yapan Cumhurbaşkanımızın, Yüce Meclis’teki birlikteliğe liderlik etmesi ve saygıdeğer siyasi parti liderlerinin buna iştirak etmesi, devlet hayatımızın derinliklerinden süzülen müstesna bir demokratik bilinci ortaya koymuştur.
Farklı görüşlere rağmen siyasi partilerin Meclis’in açılış gününde diyalog içinde olması, dış dünyadaki kaoslara da verilmiş net ve milli bir cevaptır.” ifadelerini kullandı.
CHP’YE SERT TEPKİ
CHP’nin Meclis açılışına katılmamasına sert tepki gösteren Çelik, “Bu birlikteliğe dönük olumsuz yaklaşımların Meclis’i protesto etmek gibi tarihi bir yanlış içine düşen CHP yönetiminden ve sivil siyaseti yıpratmak isteyen bazı çevrelerden geldiğini görüyoruz. Bunlar “demokrasinin varlığına” ve “siyasetin mantığına” aykırı yaklaşımlardır.
Yüce Meclis’i protesto eden her odak, kendi siyasi varlığını inkar etmiş olur. Siyaset yapma iddiasındaki her yapının “evi” Meclis’tir. Meclis’i işlevsiz kılmaya çalışanlar her zaman vesayet odakları olmuştur. Bu zihniyetin herhangi bir siyasi partiye nüfuz etmesi vahimdir.
Meclis milletin mekanıdır, demokratik siyaset milletin emanetidir. Bu değerlere katkı veren herkesin yaklaşımı saygıdeğerdir. Aksine davranışlar ise milletin emanetine zarar vermektir.”