AK Parti Sözcüsü Çelik, MKYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (3)

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Cumhurbaşkanı’mızın net iradesi çok kesindir. Cumhurbaşkanı’mız hiçbir şekilde Netanyahu’yla aynı fotoğraf karesinin içinde olmayı kabul etmezdi. Aynı zirvede olmayı kabul etmezdi. Aynı masada olmayı kabul etmezdi.” ifadesini kullandı.

Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı’na ilişkin, parti genel merkezinde açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Bir basın mensubunun, “MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin bugünkü grup konuşmasında işaret ettiği üzere cemevlerine ibadethane statüsü verilmesi ve askeri hastanelerinin yeniden açılması gündeme geldi. AK Parti olarak bu iki konuya yaklaşımınız nedir?” sorusunu yanıtlayan Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi hayatı boyunca ve AK Parti’nin de siyasi iktidarları döneminde her zaman Alevilerin yanında olduğunu söyledi.

Çelik, Türkiye’de birçok alanda ayrımcılık ve eşitsizlikle mücadele ettiklerini hatırlatarak, “Biz kendimizi Alevi canlarımızdan görüyoruz. Biriz, beraberiz. Aynı kaderi, aynı ülkeyi, aynı vatandaşlığı, aynı kaderdaşlığı paylaşıyoruz. Her zaman bu bilinçle hareket ettik. Şimdiye kadar da bu konularda pek çok kere son derece ileri adımlar attık. Bu bahsettiğiniz konu çerçevesinde de bizim kendimiz yetkili kurullarımız da bu konuyu değerlendirecektir. Sonunda Cumhur İttifakı olarak tek bir görüşü, müspet bir çerçevede oluşturmuş olacağız.” şeklinde konuştu.

“Milli Savunma Bakanlığı çalışma yapıyor”

Askeri hastanelerin son durumuna ilişkin soruyu da değerlendiren Çelik, şu ifadeleri kullandı:

“Bu son zamanlarda özellikle etrafımızda gelişen çeşitli savaşlar, çeşitli meydan okumalar, çatışmalar ve krizler çerçevesinde sürekli olarak bütün bunlar belli değerlendirmeler şeklinde gözden geçirilmeye devam ediliyor. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın Milli Savunma Bakanlığımıza verdiği bir talimat var. Bütün bu etrafımızdaki tecrübelerden yola çıkarak, önümüzdeki dönemde özellikle Türkiye’nin milli güvenliği konusunda, Türk Silahlı Kuvvetleri konusunda, hangi yaklaşımların güncellenmesi, hangi mekanizmaların güncellenmesi, yenilenmesi gerektiği konusunda bir çalışma yapma talimatı vermiştir. Bu çerçevede de Milli Savunma Bakanlığı bu çalışmayı yapıyor. Bütün bu bahsettiğiniz askeri hastaneler konusu da bu değerlendirme gündeminin içerisindedir. Dolayısıyla bütün bu çalışma tamamlandığında Sayın Cumhurbaşkanı’mıza arz edilecek ve ondan sonra atılması gereken adımlar atılacak.

Şunu memnuniyetle söylemek gerekir ki, isim vermeyeyim ama şimdiye kadar yakın bölgemizde ve dünyanın çeşitli yerlerinde çıkan çatışmalarla ilgili olarak Türk Silahlı Kuvvetleri çeşitli güvenlik toplantılarında değerlendirmeler yaptığında, yani ‘bu çatışmanın seyri şuraya doğru gider’ ya da ‘buradaki çatışma bölgesinin önümüzdeki günlerdeki durumu şu şekilde şekillenir’ gibisinden değerlendirmeler yaptığında, burada bize uzak olan coğrafyalarla ilgili olarak bile Türk Silahlı Kuvvetlerinin çatışmanın, harbin nereye gideceği, nasıl şekilleneceği konusundaki değerlendirme kapasitesinin çok yüksek olduğunu defalarca gördük. Dolayısıyla harp sanatı konusunda her zaman söylüyoruz yüzlerce yıllık, binlerce yıllık tecrübeye sahip bir orduya sahibiz. Kahraman Silahlı Kuvvetler bütün bu etrafımızdaki yeni gelişmeleri de değerlendirecektir. Bahsettiğiniz askeri hastaneler konusu da dahil olmak üzere geniş bir çerçevede yeni yaklaşımların, yeni mekanizmaların üretilmesi, güncellenmesi konusunda Cumhurbaşkanı’mıza arz edildikten sonra onların hayata geçtiğini göreceğiz. Uygun bulunanların.”

“Makul fiyatlarda kiralanabilecek sosyal konut yapmakla ilgili kapsamlı bir çerçeve var”

Ömer Çelik, bir basın mensubunun, “Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün hitapta bulunurken 500 bin sosyal konutla ilgili olarak, ‘Bu konutlarla ilgili kira planlamasını devlet yapacak’ dedi. Buradan ne çıkarabiliriz?” sorusu üzerine, şunları söyledi:

“Kira meselesiyle ilgili olarak, vatandaşlarımıza daha makul fiyatlarda kiralanabilecek sosyal konut yapmakla ilgili kapsamlı bir çerçeve var. Kapsamlı bir plan ve hazırlık var. Cumhurbaşkanı’mızın talimatları çerçevesinde bu hazırlıklar yapılıyor. Bu sosyal konutlar ortaya çıktığı zaman makul bir fiyatla vatandaşımıza ev kiralanması söz konusu olacak. Tabii bunun doğrudan çıktısı da aslında bugünkü konuşmada da belirtilen, birilerinin fahiş kira artışı yapma şeklindeki davranışlarına denge getiren, bu şekilde de kira piyasasını regüle eden bir sonuç doğurmuş olacak. Yani bu evini kiraya verene dönük bir müdahale değil, devletin sosyal konutlar yaparak makul şekilde bunun kiraya sunulmasıyla ortaya çıkacak, topyekun bir yaklaşım olarak gündeme gelecek.”

Çelik, “Mısır’da yapılacak zirveye Netanyahu’nun da katılacağı söylendi. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın girişimleriyle Netanyahu’nun katılımının engellendiği belirtildi. Hatta uçağın pisti pas geçtiği bilgisi de paylaşıldı. Olayın tam olarak nasıl gerçekleştiğini bilmiyoruz. Bunu aydınlatır mısınız?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Şarm el-Şeyh seyahatiyle ilgili ben çok ayrıntı vermeyeyim. Sadece şunu söyleyeyim, bütün bu zirvelere giderken birden çok senaryo çantamızda olarak gideriz biz. Burada da tabii herhangi bir şekilde Netanyahu’nun en başta bu zirveye katılması gibi bir şey söz konusu değildi. Ama biz her türlü senaryoya hazır olduğumuz için böyle bir durum geldiğinde nasıl davranılacağıyla ilgili de bir çalışma yapılmıştı. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim size. Cumhurbaşkanı’mızın net iradesi çok kesindir. Cumhurbaşkanı’mız hiçbir şekilde Netanyahu’yla aynı fotoğraf karesinin içinde olmayı kabul etmezdi. Aynı zirvede olmayı kabul etmezdi. Aynı masada olmayı kabul etmezdi. Bu kadarını söyleyeyim, bununla yetinmiş olayım.”

“Son derece büyük bir siyasi ayıptır”

Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, partisinin Brüksel mitinginde bir İtalyan parlamenterin Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında olumsuz ifadeler kullanmasına sessiz kalmasına yönelik soru üzerine, “Sayın Özgür Özel’in nasıl davranacağı kendisinin bileceği bir iştir. Ama şöyle net bir kural vardır. Bu çok öteden beri, Türk devlet hayatında, Türk siyaset hayatında vardır. Daha önceki CHP Genel Başkanlarında da bu hassasiyet vardı. İçeride siyasi rakiplerinizle her mücadeleyi edersiniz ama dışarı çıktığınızda Türkiye’deki herhangi bir siyasetçiye söz söyletmezsiniz. Bu nettir.” dedi.

Çelik, şöyle devam etti:

“Öyle bir söz söylendiği zaman da o masada ve o ortamda olmazsınız ya da karşı bir görüş belirterek ona şerh düşersiniz. Dolayısıyla burada birçok kere biz buna rastladık. Sayın Özgür Özel ‘Biz değerlendirmelerimizi yapmayalım mı? Bununla ilgili olarak herhangi bir uluslararası platformda söylememiz gerekeni söylemeyelim mi?’ diyor. Mesele o değil. Sizin başkalarının söylediğinin peşine kes, kopyala, yapıştır şeklinde takılmanızdır.

Günün sonunda Sayın Cumhurbaşkanı’mız milletimizin doğrudan oylarıyla seçilmiş olup milli iradeyi temsil etmektedir. Bir yabancı siyasetçinin ya da yabancı siyasetçilerden alınan bir görüşün kes, kopyala, yapıştır yöntemiyle ya da yabancı siyasetçilerin Cumhurbaşkanı’mıza karşı söylediği sözler, ya da herhangi bir şekilde oradaki birtakım saygısız kişilerin Cumhurbaşkanı’mıza dönük kem söz söylemesi ya da yuhalaması gibi şeylere göz yumulması, ona öncülük eden siyasetçinin ayıbı olmaktan öteye geçmez. Bu son derece büyük bir siyasi ayıptır. Milli irade konusunda, milli siyaset konusunda da açık ve net bir bilinç eksikliğinin ürünüdür.”

“Şehitlerimiz bizim için azizdir”

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in Genel Kurul’daki sözlerine ilişkin soruyu da yanıtlayan Çelik, şunları kaydetti:

“Şehitlerimiz bizim için azizdir. Şehitlerimiz bizim için muhteremdir. Hiç kimsenin şehitlerimize saygısızlık ifade eden sözlerine müsamaha göstermeyiz. Herkes diline, üslubuna dikkat etmelidir. Biz aziz şehitlerimizin, muhterem gazilerimizin hatıralarına ve saygınlıklarına karşı olan her türlü incitici ifadenin sonuna kadar karşısında olan bir partiyiz. Bu tip sözleri sonuna kadar reddederiz ve kınarız. Burada net bir tutumumuz var. Yürüttüğümüz bütün süreçler devletin nitelikleri ve milletin değerleri çerçevesinde yürütülen süreçlerdir. O sebeple herhangi bir saygısızlığın şehitlerimize ya da gazilerimize dönük olarak kimden gelirse gelsin karşısında olduğumuzu ve olacağımızı ifade etmek isterim. Buradan bir kere daha aziz şehitlerimize rahmet diliyorum ve değerli ailelerine buradan saygılarımızı ve hürmetlerimizi iletiyoruz.”

“Gazze’ye giden yardımların engellenmesi herhangi bir şekilde mazur görülemez”

İsrail’in, Hamas’ın İsrailli esirlerin cenazelerini teslim etmediğini ileri sürerek Refah Sınır Kapısı’nı kapatma ve insani yardımları kısıtlama girişimine yönelik soru üzerine Çelik, şu değerlendirmeleri yaptı:

“Tabii ki ihtiyatlı olacağız, tabii ki her meseleyi teenni ile yürüteceğiz. Maalesef Mescid-i Aksa’mıza dönük olarak da bir saygısızlık gerçekleşti. Bunları her an, her zaman tahlil ediyoruz. Ama bütün bu süreç boyunca günlük aksamalar da olabilir. Farklı yaklaşımlar da olabilir. İsrail’in huyunu biliyoruz. Herhangi bir şekilde Netanyahu hükümetinin süreci sabote etmek için elinden geleni ardına koymayacağını da biliyoruz. Ama biz ateşkes iradesini ayakta tutmak, oradan kalıcı barışa giden yolu açık tutmak için Cumhurbaşkanı’mızın koyduğu iradeyi takip etmeye devam edeceğiz. Bunu uluslararası paydaşlarımızla beraber yapacağız. Gelinen bu noktada hiçbir bahaneyle Gazze’ye giden yardımların engellenmesi herhangi bir şekilde mazur görülemez. Refah Sınır Kapısı’nın kapatılması da mazur görülemez. Gelişmeleri takip ediyoruz.”

(Bitti)