AK Parti Sözcüsü Çelik, Kocaeli’de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu: (1)

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, “Bugün net bir şekilde görüyoruz ki her kim ‘Terörsüz Türkiye‘ ve ‘Terörsüz Bölge’ sürecine ulaşılmasının önünü geçmek için silah bırakma ve fesih konusunda bir geciktirme mesajı veriyor ya da süreci sulandırmaya ve ertelemeye çalışıyor, aslında görüyoruz ki emperyalizm ve siyonizm dediğimiz bu odaklarla yanaşık düzen içerisinde duruyor. ya da her kim bu süreçle ilgili birtakım şerhler düşmeye, ön şartlar koymaya, süreci gündeminden saptıran başka ajandaların parçası haline getirmeye çalışıyor, bunlar güya sürece çok gövdeden karşı değillermiş gibi üslup kullansa da esasında süreci enfekte etmeye çalışan birtakım tutumlar içerisinde olduklarını görüyoruz.” dedi.

Türkiye Yüzyılı Buluşmaları” kapsamında Kocaeli’ne gelen Çelik, AK Parti İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, yaz programıyla ilgili Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, mayıs ve haziran ayında verdiği talimatla teşkilatların yaz boyunca planlama yaptığını, bu çerçevede MYK ve MKYK üyelerinin, bakanlar kurulunun, tüm milletvekillerinin ve yetkili kişilerin sahada kesintisiz biçimde çalışma yapmalarını söylediğini belirtti.

Bu çerçevede 2 çalışma hattının yürütüldüğünü anlatan Çelik, AR-GE Başkanlığınca yapılan eğitim çalışmaları kapsamında vatandaşlarla buluştuklarını, teşkilat başkanı koordinasyonunda ve Cumhurbaşkanı’nın talimatları doğrultusunda “Türkiye Buluşmaları” gerçekleştirdiklerini aktardı.

İç ve dış politikadaki gelişmeleri vatandaşlarla paylaştıklarına işaret eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aynı zamanda güçlü şekilde hedeflerine ulaşan ekonomi programımızla ilgili gelişmeleri esnafımızla, işçimizle ve çiftçimizle buluşarak anlatıyoruz. En önemli gündem maddelerimizden birisi ‘Terörsüz Türkiye‘ süreci. ‘Terörsüz Türkiye‘ süreci konusunda bütün sürecin geldiği noktayı, Cumhurbaşkanı’mızın son açıklamalarında da ifade edildiği gibi süreci hedefine ulaştırmak için ‘Terörsüz Türkiye‘ ve Terörsüz Bölge’ hedefine ulaşmak için yapılan ve yapılması gereken çalışmaları anlatıyoruz. Burada doğal olarak gayet haklı biçimde vatandaşlarımızın sorularına ve kaygılarına cevap veriyoruz. Burada belli istişare havası içerisinde, bu tabii ki tek yönlü aktarım olmuyor, daha çok vatandaşlarımızı dinlemeye onlarla buluşmaya dönük olarak gerçekleşiyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şehit ailelerine ve gazilere mesajları ile yazdığı mektubu ulaştırma konusunda bütün teşkilatların faaliyet gösterdiğini aktaran Çelik, “Şunun bilinmesini arzu ederiz ki bütün bu çalışmalar neticesinde ortaya çıkan, vatandaşlarımızın soruları, sorunları, eleştirileri, talepleri hepsinin başımızın üzerinde yeri vardır. Onlar, illerden gelen bu veriler vatandaşlarımızın talepleri, genel merkezimizde dataya dönüştürülüyor. Bu data, veri analizi çerçevesinde Genel Başkanımıza arz edilecek. Bundan sonraki politikalarımızı oluşturmaya da dayanak ve zemin teşkil edecek. Bu çalışmalar eylül ayı içerisinde de sürecek. 25 Eylül günü hepimiz İstanbul’da olacağız. 26 Eylül günü de büyük program Cumhurbaşkanı’mız ve Genel Başkanımızın katılımıyla gerçekleşecek. Dolayısıyla yaz programı ve şimdi bu saatten sonra şubata kadar sürecek olan program dönemine girmiş oluyoruz.” diye konuştu.

Çelik, önemli gündem konularından birinin deprem olduğuna değinerek, “Dün Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ifade ettiği gibi esasında depremle ilgili olarak önümüze gelen tablo ülkemizdeki depremin sarstığı ve yerle bir ettiği alan nerdeyse ülke büyüklüğünde alan ve bu yüzyılın depremi olarak, sadece bunu biz söylemiyoruz, dünyada bu şekilde değerlendirilen bir durum. Burada hiçbir hükümet bunun altından kalkamaz, dünyada bu sürede her hangi şekilde konutların teslim mümkün değil denirken, Türkiye büyük başarıya imza atarak bunu gerçekleştirdi, gerçekleştiriyor.” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, deprem bölgesinin asla ihmal edilmemesi gerektiği talimatını verdiğini aktaran Çelik, “Hiçbir toplantımız ve çalışmamız yoktur ki Cumhurbaşkanı’mız bize deprem bölgesindeki vatandaşlarımız konusundaki hassasiyetleri hatırlatmamış olsun. Her toplantımızda MYK, MKYK ve Bakanlar Kurulu açılışında, diğer bütün toplantı zeminlerinde Cumhurbaşkanı’mız sürekli olarak bize deprem bölgesinin asla ihmal edilmemesi gerektiğini, oradaki hassasiyetin en yüksek düzeyde tutulması gerektiğini göstermiştir. Türkiye bir kere daha bütün dünyaya hangi yarayı alırsa alsın, hangi bedeli öderse ödesin ayağa kalkabileceğini göstermiştir. Bütün vatandaşlarımıza arz etmek isterim ki bu Sayın Cumhurbaşkanı’mız tarafından aylık ya da yıllık takiple değil saatlik takiple neticelendirilmiş konudur.” açıklamasında bulundu.

“Terörsüz Türkiye’ süreci, ‘Terörsüz Bölge’nin de referansı haline gelecektir”

Cumhur İttifakı’nın, terörü Türkiye’nin gündeminden çıkarmak için güçlü bir irade ortaya koyduğunu vurgulayan Çelik, “Sayın Cumhurbaşkanı’mızın Ahlat’ta iç cephenin güçlendirilmesiyle ilgili verdiği mesajlar, daha sonra Sayın Devlet Bahçeli’nin Meclis’te başlattığı diyalog ve sonrasında yaptığı tarihi çağrı yeni bir sayfa açmıştır. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın devlet kurumlarına talimat vermesiyle birlikte ‘Terörsüz Türkiye’ süreci bir devlet politikası haline gelmiştir. Bu çerçevede Türkiye’den terör gündeminin çıkması aynı zamanda yakın bölgemiz için de bir ilham kaynağı olacaktır ve ‘Terörsüz Türkiye’ süreci, ‘Terörsüz Bölge’nin de referansı haline gelecektir.” görüşünü paylaştı.

Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, gerek başbakanlığı gerekse cumhurbaşkanlığı döneminde Türkiye’nin terörle mücadele kapasitesinin yükselmesi için gösterdiği büyük hedeflerin her birine ulaşıldığını, terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin bu yöndeki imkan ve kabiliyetlerinin katbekat artırıldığını kaydetti.

Devletlerin terörle mücadelede sert güçlerinin yanında yumuşak güçlerini de kullandığına işaret eden Çelik, terör örgütü mensuplarının teslim olması, örgütlerin silah bırakması ve fesih edilmesiyle ilgili geçmişten itibaren yapılan hukuki düzenlemelerin ve çeşitli çalışmaların bulunduğunu anımsattı.

Çelik, bölgedeki ve dünyadaki gelişmelere bakıldığında “Terörsüz Türkiye” sürecinin zamanlamasına işaret ederek, “Hem Türkiye için son derece zamanlaması, mekanı, referansları doğru, stratejik bir adımdır hem de yakın bölgemizi, emperyalist ve siyonist birtakım planlamalarla daha çok istikrarsızlaştırmak isteyenlerin, bölge insanının geleceğine ipotek koymak isteyenlerin, bütün bu gelişmeleri karşısında, aslında ‘Terörsüz Türkiye’den Terörsüz Bölgeye’ oluşan referans ve büyük bir cevap vermedir. Bütün bu kötücül planlara karşı Türkiye’nin kendi iradesiyle ortaya koyduğu yaklaşımdır.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün verdiği güçlü mesajında şehit ailelerinin ve gazilerin müsterih olması gerektiğini, onları incitecek hiçbir adımın atılmayacağını söylediğini aktaran Çelik, “Ki bize, her toplantıda talimatları budur. Öteden beri söyledik, devletin niteliği ve milletin değerleri konusunda herhangi bir pazarlık söz konusu değildir. Aynı şekilde bütün bu süreçler, tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan ilkesi çerçevesinde gerçekleşecektir. Bu esasında herkesin faydasına olan bir şeydir. Yakın bölgemizde de görüyoruz ki, Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, aynı şekilde Alevi’yi, Sünni’yi, Şii’yi, Nusayri’yi, Dürzi’yi, Ezidi’yi birbirine düşürmeye çalışanlar, aslında bu bölgelere sadece sömürge gözüyle bakanlardır. Biz ise bölgedeki bütün etnik unsurlara, bütün mezhebi unsurlara, kardeşlik gözüyle bakıyoruz.” diye konuştu.

“Hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir”

“Türkiye’nin içerisinde sık sık söylediğimiz şey şudur; hepimizin adları farkları olabilir ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti’dir” diyen Çelik, Türkiye’de ikinci sınıf vatandaşın bulunmadığını, herkesin ev sahibi olduğunu vurguladı.

Ömer Çelik, demokrasiyi, Cumhuriyet’i, hukuk devletini hedef alanlara karşı da güvenlik güçlerinin her zaman teyakkuz halinde olacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Ama aynı zamanda da hukuk devletimizin sistemiyle, kapasitesi ve imkanları dahilinde, Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin imkanları dahilinde de bunları çok boyutlu şekilde çözebilecek kapasiteye sahibiz. Bugün net bir şekilde görüyoruz ki her kim ‘Terörsüz Türkiye’ ve ‘Terörsüz Bölge’ sürecine ulaşılmasının önünü geçmek için silah bırakma ve fesih konusunda bir geciktirme mesajı veriyor ya da süreci sulandırmaya ve ertelemeye çalışıyor, aslında görüyoruz ki emperyalizm ve siyonizm dediğimiz bu odaklarla yanaşık düzen içerisinde duruyor. ya da her kim bu süreçle ilgili birtakım şerhler düşmeye, ön şartlar koymaya, süreci gündeminden saptıran başka ajandaların parçası haline getirmeye çalışıyor, bunlar güya sürece çok gövdeden karşı değillermiş gibi üslup kullansa da esasında süreci enfekte etmeye çalışan birtakım tutumlar içerisinde olduklarını görüyoruz. O sebeple, Cumhurbaşkanı’mızın dün verdiği mesajda, bütün bu sabotajlara karşı geçmişten itibaren son derece idmanlıyız. Bu konularda büyük bir tecrübemiz var. Bu sabotajları yapmaya çalışanları niyetlerini, amaçlarını görüyoruz.

Biz her ne olursa olsun hem ülkemizde hem yakın bölgemizde kardeşlik diyeceğiz, kaderdaşlık diyeceğiz, duygudaşlık diyeceğiz ve geleceğe bu şekilde bakmaya devam edeceğiz. Şimdi de görüyoruz, aslında Suriye’yi istikrarsızlaştırmak isteyenler orada belli odaklara özerklik vadedenlerin, özerklik vadederek o mezhep unsurundan ya da o etnik unsurdan yana gibi davrananların hiçbir şekilde o etnik veya mezhep unsurunun iyiliğini düşünmediğini biliyoruz. Onlar böyle yaparak, daha büyük bir fitne çıkarmaya, bölgeyi etnik ve mezhebi fay hatları temelinde bölmeye ve kendi çıkarlarını tahakkuk ettirmeye çalışıyorlar. Çok yakın zamanda birtakım Avrupa devletlerinin istihbarat bürokrasisinin bilgisi dahilinde bazı firmaların aynı zamanda birden çok terör örgütüne karargah hazırladığını, lojistik destek verdiğini gördük. O yüzden vatandaşlarımız bu konuda çok müsterih olsunlar, çok boyutlu şekilde süreci yürütüyoruz. Terörsüz Türkiye sürecini bahsettiğim ilkeler çerçevesinde sonuca ulaştırmakta kararlıyız, buna dönük her türlü sabotajla mücadele edebilecek kapasitemiz vardır. Eninde sonunda ‘Terörsüz Türkiye’ ve ‘Terörsüz Bölge’ hedefine ulaşacağız. Bu, ülkemize ve bölgemize dönük kötü niyet besleyenlere, kötü niyetli projeleri tahkim etmek isteyenlere de vereceğimiz en güçlü cevap olacak.”

(Sürecek)