AK Parti Genel Başkanvekili Ala’dan Suriye’ye doğal gaz iletiminin başlamasına ilişkin açıklama Açıklaması

AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, Türkiye’den Suriye’ye Azerbaycan doğal gazının iletiminin başlamasına ilişkin, “Türkiye, enerjiyi tüketen ya da nakleden bir ülkenin ötesine geçerek, ihtiyacı olan bölgeler için enerji akışını yöneten ve bu sayede diplomatik ilişkilerin yeniden yapılandığı bir bölgesel merkez haline gelmiştir.” ifadelerini kullandı.

Ala, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, son yıllarda enerji jeopolitiğini şekillendiren, yönlendiren ve bölgesel düzenin inşasında etkin rol oynayan bir aktöre dönüştüğünü belirtti.

Enerjiyi, ekonomik bir kaynak olmanın yanı sıra bölgesel barışa, kalkınmaya ve güvenliğe hizmet eden bir araç olarak değerlendiren Türkiye’nin, bu yaklaşımını Suriye’ye yönelik enerji arzı adımıyla bir kez daha somutlaştırdığını vurgulayan Ala, Halep’e uzanan doğal gaz hattının, teknik bir yatırım olmanın çok ötesinde bir anlam taşıdığını kaydetti.

Ala, şu değerlendirmede bulundu:

“Bu girişim, Suriye’de istikrarın kalıcılığını ve savaşın harap ettiği bir ülkenin hayat damarlarının onarılmasını hedefleyen kapsamlı bir stratejinin parçasıdır. Türkiye, bu hat üzerinden Suriye’ye enerji ulaştırarak altyapı desteği sunmakta ve bölgedeki istikrarı yeniden inşa etmeye yönelik güçlü bir irade ortaya koymaktadır. Bu çaba, Türkiye’nin kalıcı bölgesel istikrar vizyonunu yansıtmakla birlikte, enerji diplomasisindeki stratejik yatırımlarını da gözler önüne sermektedir. Türkiye, enerjiyi tüketen ya da nakleden bir ülkenin ötesine geçerek, ihtiyacı olan bölgeler için enerji akışını yöneten ve bu sayede diplomatik ilişkilerin yeniden yapılandığı bir bölgesel merkez haline gelmiştir. Dolayısıyla Suriye’ye gaz arzı, teknik bir konu olmanın ötesine geçerek jeopolitik sonuçlar doğuracak bir adım olarak değerlendirilmelidir.”

Bu projenin, aynı zamanda bölgesel işbirliklerinin yeni bir boyut kazandığı bir dönemin habercisi olduğuna işaret eden Ala, Türkiye’nin Azerbaycan’dan temin ettiği gazın Suriye’ye ulaştırması, enerji alanında çok aktörlü dayanışma modellerinin etkinliğini de kanıtladığını bildirdi.

“Türkiye, enerjiyi çatışmaların değil, barışın hizmetine sunuyor”

Ala, böylece enerjinin, klasik anlamda bir meta olmanın ötesinde, bölgesel dönüşümün stratejik bir aracı olarak karşılarına çıktığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Suriye’ye yönelik bu enerji projesi, yalnızca gaz teminiyle sınırlı kalmayıp, savaş nedeniyle zarar görmüş altyapının yeniden inşasını da hedeflemektedir. Elektriğin günlük kullanım süresinin artırılması, üretim kapasitesinin genişletilmesi ve 5 milyon hanenin aydınlatılmasıyla birlikte, ülkeye dönüş sürecindeki Suriyeliler için daha yaşanabilir bir ortam oluşturulacaktır. Böylelikle Türkiye, göçün insani boyutuna da çözüm üreten, kalkınma odaklı bir dış politika geliştirmektedir. Bugün Türkiye, enerjiyi çatışmaların değil, barışın hizmetine sunarak, bölgesel kaderi değiştirebilecek bir vizyon ortaya koymaktadır.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde geliştirilen ve hayata geçirilen bu vizyonun, Türkiye’yi çözüm önerilerinin üretildiği, işbirliklerinin kurulduğu ve geleceğin ortaklaşa inşa edildiği bir konuma taşıdığını belirten Ala, bu vizyon sayesinde Türkiye’nin, bölgesel istikrarı tahkim eden bir merkez haline geldiğini vurguladı.