ABD yönetimi ve Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Rusya‘ya yönelik yeni yaptırımları masaya yatırırken, önlemlerin enerji piyasalarına etkisinin sınırlı olacağı değerlendiriliyor.
ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, 2 Eylül’de Rusya‘ya ek yaptırımlar üzerinde değerlendirmeler yaptıklarını açıkladı. AB üyesi 26 ülke ise 29 Ağustos’ta yayımladıkları ortak açıklamada, 19. yaptırım paketinin çalışmalarının hızlandırıldığını duyurdu.
AB Konseyi Başkanı Antonio Costa, 5 Eylül’de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile düzenlediği basın toplantısında, Rusya‘ya baskının artırılması gerektiğini belirterek, AB heyetinin bu kapsamda Washington’a gideceğini açıkladı.
Uzmanlar, yeni yaptırımların Rusya üzerinde ekonomik baskı kurarak savaş kapasitesini sınırlamayı hedeflediğini ancak yalnızca sınırlı kısmının enerji piyasasına odaklanacağını ifade ediyor.
Kremlin’in mali kaynakları hedefte
ABD ve AB, Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle Rus kişi ve kurumlarına yönelik kısıtlayıcı tedbirleri, Şubat 2022’den bu yana sürdürüyor.
Rusya’dan petrol ve doğal gaz alan ülkeleri yakından izleyen Washington yönetimi, bu kapsamda en son 27 Ağustos’ta Hindistan’a “Rus petrolü aldığı” gerekçesiyle yüzde 25’in üzerine ilave yüzde 25 daha tarife uygulama kararı aldı.
AB ise bugüne kadar 18 ekonomik yaptırım paketi uygulayarak ticaret, finans, enerji, sanayi, teknoloji, ulaşım, çift kullanımlı ürünler, lüks ürünler, altın ve elmas gibi stratejik sektörleri kapsayan önlemler aldı. Özellikle, SWIFT’ten çıkarılan bankalar ve deniz yoluyla taşınan ham petrol ile bazı petrol ürünlerinin AB’ye ithalatına yönelik yasaklar da bu yaptırımlar arasında yer alıyor.
AB’nin 19. yaptırım paketinde enerji vurgusu sınırlı olacak
Energy Aspects Jeopolitik Araştırmalar Bölümü Başkanı Richard Bronze, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Zelenskiy ile görüşmek konusunda isteksiz olması nedeniyle eylül boyunca ABD yönetiminin ek yaptırım uygulama kararını tartışacağını söyledi.
Bronze, bu süreçte ABD’li senatörlerin Rusya’dan petrol, gaz ve diğer ürünler alan ülkelere yüzde 500 gümrük vergisi getirilmesini öngören yasa tasarısının yeniden gündeme gelebileceğini belirtirken, tasarının Kongre’den geçmesi için önemli ölçüde değiştirilmesi gerekebileceğini, bunun da ABD Başkanı Donald Trump’a yaptırımların belirlenmesi konusunda esneklik tanıyacağını ifade etti.
AB’nin 19. yaptırım paketinin eylül-ekim döneminde tamamlanabileceğini kaydeden Bronze, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AB’nin 19. yaptırım paketinde nelerin yer alacağı henüz net değil, ancak ilk raporlar, önlemlerin yalnızca sınırlı kısmının enerji piyasalarına odaklanacağını gösteriyor. 18. yaptırım paketinin bazı maddeleri hali hazırda uygulanma aşamasında. Bu doğrultuda Rus petrolü için belirlenen tavan fiyatı uygulaması 3 Eylül’de yürürlüğe girdi. Üçüncü ülkelerde Rus ham petrolünden üretilen ürünlerin ithalat yasağı ise 21 Ocak 2026’dan itibaren geçerli olacak.”
Yaptırımlar Kremlin’i zayıflatamadı
Bronze, Rusya’ya uygulanan yaptırımların enerji piyasalarını şekillendirdiğine işaret ederek, “Ancak Batı yaptırımları, Kremlin’in savaş girişimlerini zayıflatmayı başaramadı.” diye konuştu.
Avrupa’nın gaz alımını azaltmasıyla Rusya’nın boru hattı ihracatının düştüğünü belirten Bronze, Moskova’nın ham petrol ve ürünlerini alternatif pazarlara yönlendirdiğini ve satıcıların yüksek nakliye maliyetlerini indirimle telafi etmek zorunda kaldığını söyledi.
Ancak yaptırımların Rus petrolünü hedeflendiği ölçüde etkilemediğine dikkati çeken Bronze, “Yaptırımlar, Rus petrolünü küresel pazardan kayda değer miktarda çıkaramadı. Bunun başlıca nedeni, ABD yönetimlerinin, yaptırımların çok sert uygulanması halinde petrol fiyatlarında ani bir sıçrama yaşanmasından endişe duymasıydı.” ifadelerini kullandı.
Kısa vadede ABD’den Rus petrolüne kısıtlama gelmesi beklenmiyor
Norveç’teki Oslo Üniversitesinde Doktora Sonrası Araştırma Görevlisi Francesco Sassi ise ABD’nin kısa vadede Rus petrolüne yönelik bir yaptırım uygulamasının olası olmadığını öne sürdü.
Sassi, Washington yönetiminin Rusya’yla doğrudan temas kurmayı hedeflediğini işaret ederek, şunları kaydetti:
“Kısa vadede ABD’nin Rus petrolüne yönelik yaptırım uyguladığını görmemiz olası değil çünkü Trump yönetimi, Moskova ile doğrudan temas kurmayı tercih ediyor, üstelik bazı alanlarda olası enerji işbirliklerini dahi değerlendiriyor. Moskova’ya yönelik yaklaşımını bir önceki Biden yönetimine kıyasla değiştirme gerekliliğine inanan ABD hükümeti, kendi retoriğinin esiri olmuş durumda. Ancak, ABD ve AB’nin Rusya-Ukrayna Savaşı konusunda iş birliğinin giderek ayrıştığı, her geçen gün daha net hale geliyor. Bu durum Kremlin tarafından farklı şekillerde istismar edilebilecek stratejik bir boşluk yaratıyor. Enerji de bu alanlardan biri olarak öne çıkıyor.”