Rize’de düzenlenen, “5. Rize Gastronomi Günleri” devam ediyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Rize Valiliği ve Rize Belediyesi işbirliğinde yöresel lezzetlerin tanıtıldığı etkinlik, Çay Çarşısı’nın yanındaki alanda sürüyor.
Rize Belediye Başkanı Rahmi Metin, yaptığı yazılı açıklamada, kent gastronomisinin yıllarca yalnızca karalahana ve hamsiden ibaret sanıldığını belirtti.
Rize mutfağının temelinde topraktan ve sudan gelen çok güçlü aromalar ve sağlıklı gıdaların yer aldığını vurgulayan Metin, “Bugün mutfağımız, dünyanın saygın bilim insanları tarafından öneriliyor. Gastronomi etkinliğinde bu yıl ‘Aromatik Yeşil Mutfak’ mottosuyla dağlardan denizlere uzanan benzersiz tatlarımızı katılımcılarla ve tüm Türkiye ile paylaşacağız.” ifadelerini kullandı.
Metin, şu değerlendirmede bulundu:
“Rize’de, Orta Doğu’nun en büyük limanı yapılıyor. Su ürünleri üreticiliği son yıllarda büyük bir ivme kazandı, yatırımlar giderek artıyor. Hedefimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1936’daki 2. Sanayi Planı’nda yer alan Mersin balığı üretimi ve ihracatını artırmak, Türk somonunda ve hamside olduğu gibi Mersin balığı ve havyarda da Türk markasını güçlendirmektir. Rize’de üretilen Mersin balığı havyarı 1950’lerde tüm dünyaya ihraç ediliyordu. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ile yürüttüğümüz projelerle son yıllarda Mersin balığı yetiştiriciliğinde önemli adımlar attık. Hedefimiz, 2034 yılında 963,71 milyon dolar olması öngörülen dünya havyar pazarında önemli bir oyuncu olmak.”
Rize’nin yeni yatırım ve programlarla emin adımlarla ilerlediğinin altını çizen Metin, şöyle devam etti:
“Sanayicilerimiz hem limanı hem de bölgemizin mutfak kültürüne ait tarımsal ham maddelerinden karalahana, hamsi, mısır, pazı, likapa gibi ürünleri sahiplendiler. Rize artık Türkiye’nin yenilikçi tarım yatırımlarına ev sahipliği yapmaya başlıyor.”
“Rize gastronomisi gelecekte daha da değerlenecek”
Belediye Başkanı Rahmi Metin, kent gastronomisinin gelecekte daha da değerleneceğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Limanın açılmasıyla Rize’den tüm dünyaya hızlı şekilde havyar, Mersin balığı ve Türk somonu ihracatı yapmak istiyoruz. Mersin havyarı dünyanın en pahalı yiyeceği, kilosu 10 bin dolardan satılıyor. Havyar pazarının yüzde 62’si Asya Pasifik’tedir. Zengezur Koridoru, Ovit Tüneli ve liman yatırımıyla Türkiye, modern İpek Yolu üzerinde doğudan batıya, batıdan doğuya deniz mahsulleri ihracatında önemli bir stok ve aktarma merkezi olabilir. Rize’nin hedefi, bu konuda güvenilir bir üs ve tedarikçi olmaktır.”
Metin, sadece deniz mahsullerinin değil, karalahana, pazı, likapa, karayemiş gibi bölgeye özgü tarımsal ürünlerin de dünya mutfaklarında sağlıklı beslenmenin yükselen değerleri arasında yer aldığını belirtti.
Mersin balığının, nesli tükenme tehlikesi altındaki türlerden biri olduğunu aktaran Metin, “Yaklaşık 100 yıl yaşayabilen, yüksek kolajen içeren bu balıktan medikal ürünler de üretiliyor. Mersin balığı, deri sektörünün de aranan ham maddelerinden biri.” değerlendirmesinde bulundu.
Metin, gramı 10 dolardan ihraç edilen havyar için iş insanlarına çağrıda bulunarak, “Rize gastronomisi, kırsal turizmi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra tarımsal üretimiyle de parlayan bir yıldız olacak. Karadeniz’den dünyaya sağlık ihraç edeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlker Zeki Kurtoğlu ise şunları kaydetti:
“Uzun yıllardır Mersin balığı üzerine çalışıyoruz. Almanya’dan getirttiğimiz döllenmiş yumurtalarla üretimine başladığımız balıklarımız artık 14 yaşında. Sibirya ve Karaca Mersin balığı olmak üzere iki farklı tür yetiştiriyoruz, yavrular ürettik. Amacımız, bölgemize ekonomik getirisi yüksek bir tür kazandırmak.”
Vatandaşların ilgi gösterdiği etkinliğin ikinci günü, yarışmalar, sanatsal etkinlikler, atölyeler ve ünlü şeflerin söyleşileriyle devam etti.
5. Rize Gastronomi Günleri, yarın çeşitli etkinliklerle sona erecek.